BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Ishiba Shigeru’nun Japonya başbakanı olması 15 yıl ve birkaç girişim aldı. Görevi kaybetmesi ise bir yıldan az sürdü. 7 Eylül’de Bay Ishiba, iktidardaki Liberal Demokrat Parti’nin (LDP) başkanlığından istifa ettiğini açıkladı; bu da ülkeyi artık yönetmeyeceği anlamına geliyor. Yerine geçecek isim LDP tarafından seçilene kadar görevde kalacağını belirtti (bu yarışın takvimi yakında belirlenecek).
Japonya’da liderlik değişimleri genellikle büyük yön değişikliklerini beraberinde getirmez. Ancak bu kez yarış olağanüstü önemli olabilir; zira LDP’nin aşırı sağ kanadı ile merkezci kanadı arasında güç mücadelesi yaşanıyor. Yarış, ülke için kritik bir dönemeçte yapılacak. 4 Eylül’de Donald Trump, yaz aylarında Japonya ile yapılan ticaret anlaşmasını yürürlüğe koyan bir başkanlık kararnamesi imzaladı ve ekonomik ilişkileri yeniden şekillendirdi. Öte yandan Japonya’nın yakın çevresi giderek daha tehlikeli hale geliyor.
İstifa ani olmadı. Parti içinde hep bağımsız tavırlı ve biraz da yabancı görülen Ishiba, yüksek görevde ilham verici olmaktan uzak kaldı. Geçen yıl ekim ayında başbakan olur olmaz erken seçim kararı aldı; bu seçimde LDP ve koalisyon ortağı alt mecliste çoğunluğu kaybetti ve LDP ilk kez azınlık hükümeti kurmak zorunda kaldı. 20 Temmuz’da ise LDP üst meclisteki çoğunluğunu da kaybetti.
Ishiba, partinin sorunlarının kendi göreve gelmesinden önce başladığını savundu. Üst meclis seçimlerinden sonra bir aydan uzun süre koltuğunu korumayı başardı. Bunun bir nedeni de ağustosta bir dizi diplomatik etkinliğin olmasıydı: Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan atom bombalarının ve Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı’nda yenilgisinin 80. yıldönümleri; Hindistan, Güney Kore ve çeşitli Afrika ülkeleri liderleriyle zirveler; Amerika ile ticaret müzakereleri.
Ama Ishiba sonsuza dek hesap vermekten kaçamadı. 2 Eylül’de LDP, temmuz seçimlerindeki performans hakkında yıkıcı bir rapor yayımladı. Aralarında Ishiba’nın güçlü müttefiklerinin de bulunduğu dört üst düzey yetkili istifa etti. Parti ileri gelenleri yeni bir liderlik seçimi çağrısı yapmaya başladı; Ishiba’nın bazı kabine üyeleri de aynı görüşteydi. LDP, 8 Eylül’de ani bir liderlik oylaması düzenleyip düzenlememeyi tartışmak üzere toplanacaktı. Ishiba ise erken davranıp istifa ederek bunu önden karşıladı.
Ishiba, LDP’nin sorunlarının kendi performansının ötesinde olduğunu söylemekte haklı. Son yıllarda seçim ve bağış uygulamalarıyla ilgili skandallar, kamuoyunun partiye güvenini aşındırdı. Parti, artan yaşam maliyetleri, özellikle de fırlayan pirinç fiyatları karşısında yetersiz kaldı. Sosyal medyaya uyum sağlamakta da yavaş kaldı; gençlere ulaşmada çok daha başarılı olan yeni popülist partilerin meydan okumasıyla karşı karşıya. İstifa konuşmasında Ishiba, “LDP değişmeyen bir parti olarak görülürse, yarını olmayacak” dedi.
Yaklaşan liderlik seçimi, 1955’teki kuruluşundan bu yana yalnızca iki kısa kesinti dışında Japonya’yı yönetmiş olan LDP için bir dönüm noktası olacak. Partide bazıları, küçük ve göçmen karşıtı milliyetçi partilere kayan seçmenleri geri kazanmak için sağa daha sert yönelmek gerektiğine inanıyor. Diğerleri ise partinin merkezinden reform yapılmasını, LDP’nin her türden muhafazakâr için “geniş çadır” kimliğinin güçlendirilmesini savunuyor.
Bu iki kampın halihazırda şampiyonları var. Geçen yılki yarışta Ishiba’ya kıl payı kaybeden eski içişleri bakanı Takaichi Sanae, sağ kanadın bayraktarı haline geldi. Popüler eski bir başbakanın karizmatik oğlu Koizumi Shinjiro ise reform yanlısı ve genç bir yüz. Ama kampanya başladığında başka isimlerin de öne çıkması muhtemel. Eski ekonomik güvenlik bakanı Kobayashi Takayuki, iki öncü aday arasında orta bir konumda yer alabilir. Kabine sekreteri Hayashi Yoshimasa, maliye bakanı Kato Katsunobu ve eski dışişleri bakanı Motegi Toshimitsu gibi diğer LDP ağır topları da “istikrarlı el” olarak kendilerini öne sürebilir.
Bu seçimin sonuçları Japonya ve dünyadaki rolü için büyük olabilir. Yeni lider, müttefiklerinden büyük taleplerde bulunan Amerikan yönetimiyle nasıl başa çıkacağını kararlaştırmak zorunda olacak. Ishiba’nın son dakikada imzaladığı ticaret anlaşmasını da uygulamaları gerekecek; anlaşma Japonya için hiç de ideal değil. Ishiba’nın müzakerecileri, Trump’ın Japonya’dan gelen tüm ithalat, özellikle de otomobil sektörü için tarifeleri %15’e indirmesini sağladı. Ancak Beyaz Saray’a göre Japonya’nın bir şekilde finanse edeceği 550 milyar dolarlık devasa ve belirsiz bir fonun nasıl kullanılacağı hâlâ net değil. Amerikan yönetimi, bu paranın nasıl harcanacağına kendilerinin karar vereceğine inanıyor gibi görünüyor.
Japonya’nın komşuları da bu liderlik yarışını yakından izleyecek. Takaichi gibi sağcı bir lider Çin ve Güney Kore ile tansiyonu yükseltecektir; oysa Güney Kore, Japonya ile ilişkileri iyileştirmeye çalışıyor. Ama Koizumi de babası gibi, Japonya’nın savaş ölülerini onurlandıran ve tartışmalı olan Yasukuni Tapınağı’nı sık sık ziyaret ediyor. Bu da Seul’de rahatsızlık yaratıyor.
Önümüzdeki yıllarda Japonya savunma ve sosyal politikalara daha fazla kaynak ayırmak zorunda kalacak. Ancak yeni popülist muhalefet partileri, geçim sıkıntısı çeken hanelere yardım için tüketim vergisinde indirim çağrısı yapıyor. Ishiba mali disiplin yanlısıydı; halefi böyle olmak zorunda değil. Bu durum piyasaları tedirgin ediyor. Geçen hafta, Ishiba’nın istifasının giderek kesinleşmesiyle birlikte uzun vadeli Japon devlet tahvillerinin getirisi onlarca yılın en yüksek seviyelerine çıktı.
LDP’nin yeni lideri bu zorlukların üstesinden gelirken aynı zamanda partinin iktidardaki zayıflayan hakimiyetini de sağlamlaştırmak zorunda olacak. Seçildikten sonra, partisine ivme kazandıracağını umarak alt meclis için yeni seçim çağrısı yapabilir. Ama bu büyük bir kumar olur ve partiyi daha da zayıf bırakabilir. Diğer seçenekler, LDP’nin iktidar koalisyonunu yeni bir partiyle güçlendirmesi ya da azınlıkla yönetmeye devam etmesi. Her kim kazanırsa kazansın, Japonya başbakanı olarak onaylanabilmek için muhalefet milletvekillerinin en azından bir kısmının desteğini almak zorunda kalacak. Bu da önümüzdeki çetin yolun erken bir işareti olacak.