Japonya’da Pazar günü yapılan seçimlerin sonuçları yalnızca siyasi dengeleri değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik yönünü de yeniden şekillendirebilir. Kamu yayıncısı NHK’ya göre, Başbakan Şigeru Ishiba liderliğindeki Liberal Demokrat Parti (LDP) ve koalisyon ortağı Komeito, üst meclisteki çoğunluğu kaybetti. Bu kayıp, geçtiğimiz Ekim ayında alt mecliste yaşanan sandalye erimesinin ardından, iktidarın ikinci büyük darbesi oldu.
Seçmenlerin kararının merkezinde üç başlık vardı: vergi politikası, artan yaşam maliyeti ve göçmenlik tartışmaları. Muhalefet partileri, özellikle tüketim vergilerinde indirim ve sosyal yardım harcamalarının artırılması yönünde net vaatlerle öne çıktı. Bu strateji, anketlerde tüketicilerin çoğunluğunun desteklediği yönde şekillendi. LDP ise mali disiplin ve borçlanma sınırlaması vurgusuyla, “yanlış tarafta” kaldı
Ekonomik Risk: Borç Stoku, Tahvil Piyasası ve Bütçe Baskısı
Japonya, dünyanın en büyük kamu borcu yüküne sahip ülke. Bu yükün GSYH’ye oranı yaklaşık %260 seviyesinde. LDP’nin vergi indirimlerine direnmesinin arkasındaki temel neden de bu. Ancak üst meclis çoğunluğunun kaybedilmesi, yeni bütçe düzenlemelerinde muhalefet desteği olmadan yasa çıkarılmasını imkansız hale getiriyor. Bu durum, piyasaların zaten kırılgan olan Japon devlet tahvili (JGB) piyasasında daha fazla dalgalanma riskini gündeme getiriyor.
Tokyo Üniversitesi’nden Prof. Yu Uchiyama’nın vurguladığı gibi, “Hükümetin bütçeyi geçirmek için taviz vermesi gerekecek. Bu da genişleyici maliye politikasını kaçınılmaz kılacak.” Özellikle Ishiba’nın ABD ile yürüttüğü kritik 1 Ağustos ticaret ve tarife görüşmeleri öncesinde siyasi manevra alanının daralması, Japon yenine ve tahvillere olan yatırımcı güvenini test edecek.
Göç ve Siyasi Radikalleşme: Sanseito’nun Yükselişi
Seçimlerin en dikkat çeken başlıklarından biri de YouTube’da doğan aşırı sağcı Sanseito Partisi’nin beklenmedik yükselişi oldu. “Önce Japonlar” sloganı ve göçmen karşıtı söylemiyle öne çıkan parti, 13’ten fazla sandalye kazanarak marjinalden ana akıma geçen bir politik hareket hâline geldi. Bu durum, Avrupa’da AfD ve Reform UK gibi partilerin izinden gidilebileceği yönünde uluslararası karşılaştırmalara yol açtı.
Sanseito’nun mali genişleme yanlısı duruşu ile göçmen karşıtlığını birleştiren pozisyonu, yatırımcılar açısından büyüme–borç–sosyal uyum üçgeninde yeni bir risk profili yaratıyor.
Ticaret Cephesi: ABD Tarifesi Baskısı
Japonya, 1 Ağustos’a kadar ABD ile kritik bir gümrük anlaşmasına varamazsa, başta otomotiv ve elektronik olmak üzere ana ihracat kalemlerinde ağır tarifelerle karşı karşıya kalacak. Bu risk, zaten siyasi baskı altındaki Ishiba yönetimi için dış ilişkilerde pazarlık gücünü zayıflatıyor. Seçim kaybı sonrasında koalisyonun, bu müzakerelerde iç desteği konsolide etmekte zorlanacağı tahmin ediliyor.