
İtalya hükümeti, bütçe yasasına “Merkez Bankası altın rezervleri halkındır” ifadesini eklemek istiyor; bu ifade 2.452 tonluk dev altın stoğunu siyasi alana taşıyabilir.ECB, bu adımın merkez bankası bağımsızlığını zayıflatacağı ve hükümete altın satışının kapısını açacağı uyarısını yaptı.Brüksel, Roma’dan planı yeniden gözden geçirmesini isterken; piyasa tarafı “Mali baskı arttıkça altın siyasi sermaye haline geliyor” yorumunu yapıyor.
Avrupa’nın en büyük altın rezervlerinden birine sahip olan İtalya, altının hukuki statüsünü değiştirmeye hazırlanıyor. Giorgia Meloni hükümeti, bütçe yasasına “Merkez Bankası’ndaki altın rezervleri İtalyan halkına aittir” ifadesini eklemek istiyor. Ancak bu masum görünen cümle, Roma ile Frankfurt arasındaki tansiyonu hızla yükseltti.
İtalya’nın elindeki 2.452 tonluk altın, ABD ve Almanya’dan sonra dünyanın üçüncü büyük resmi rezervi konumunda. Bu büyüklük, ülkenin finansal dayanıklılığının kritik bir unsuru olarak görülüyor. Ancak altının “halkın malı” ilan edilmesi, teknik olarak hükümete rezervler üzerinde daha geniş tasarruf yetkisi sağlayabilir. Bu da, mali baskıların arttığı bir dönemde altın satış ihtimalini gündeme getiriyor.
Tam da bu nedenle Avrupa Merkez Bankası devreye girdi. ECB, hem Bloomberg’e yansıyan resmi görüşünde hem de eurozone hukuk metninde, İtalya’yı açık şekilde uyardı:
Merkez bankası varlıklarının siyasi alana taşınması bağımsızlığı zedeler ve fiyat istikrarı çerçevesini bozar.
ECB’ye göre altının “halkın mülkü” olarak tanımlanması, hükümetin rezerv satışı için yasal zemin oluşturabilir ve bu durum yalnızca İtalya’nın değil, euro bölgesinin tüm parasal mimarisinin kredisini zayıflatır. Bu uyarı, özellikle borç/GSYH oranı yüksek olan ülkelerde altın rezervlerinin siyasi baskıya açık hale gelmesi riskini yeniden gündeme taşıdı.
Frankfurt yönetimi, Roma’dan taslağı yeniden değerlendirmesini istedi. İtalya Maliye Bakanlığı ise ECB’den görüş almak için Frankfurt’a zaten başvuru yaptığını doğruladı. Bu süreç, altın rezervlerinin kime ait olduğu tartışmasını Avrupa ekonomisinin merkezine oturttu.
Piyasalarda ise net bir okuma var:
İtalya’nın bütçe açığı baskısı arttıkça altın rezervleri giderek bir “siyasi sermaye” haline geliyor. ECB’nin müdahalesi, euro bölgesinde mali disiplin–siyasi müdahale dengesinin önümüzdeki aylarda daha sert tartışılacağının güçlü sinyali olarak görülüyor.
Roma–Frankfurt hattındaki bu altın gerilimi, Avrupa’nın borç dinamiklerine ilişkin algıyı da yakından etkileyecek.
