BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Sevgili Max,
Sanal toplantıların başında herkese merhaba demeli miyim? Çok zaman alıyor gibi görünüyor ama kaba olmak da istemiyorum.
Sanal aramalar “merhaba”ya adeta cehennem katar. Her selam, diğer katılımcıların sessizden çıkıp “merhaba” demesi için dakikalarca beklenmesine neden olur. Bazıları ardından “herkes nasıl?” diye sorar, bu da herkesi tekrar sessizden çıkarıp “iyi” gibi son derece derin bir şey söylemeye zorlar. Bittiğinde ise başka biri katılır ve döngü baştan başlar. Üç kuralını kullanın: Hatta sizden önce üç veya daha fazla kişi varsa sadece el sallayın.
Mikrop fobim var ve insanlarla el sıkışmaktan nefret ediyorum. Pandemi döneminde kimsenin birbirine dokunmadığı günleri özlüyorum. Ne tavsiye edersiniz?
En ucuz ve etkili yöntem maske takmak; böylece insanlar ellerini kendilerine saklar. İşvereninize evden çalışmayı ya da demir akciğerden çalışmayı isteyip istemediğinizi sorabilirsiniz. Bu fazla ileri bir adım olacaksa, pandemi dönemindeki gibi dirseğinizi uzatabilirsiniz. Karşı taraf da karşılık verebilir. Ama artık bu biraz tuhaf görünüyor; sanki ellerinizin ne işe yaradığını bilmiyorsunuz ya da beş yıl komada kalmışsınız gibi.
İnsanları selamlamakta zorlanıyorum, özellikle de az tanıdığım kişileri. Gençliğimde Japonya’da vakit geçirmiştim; biriyle sarılıp sarılmama kararsızlığını önlemek için, temas mesafesine girmeden duruyor ve eğiliyorum. İnsanların buna karşılık eğilmesi şaşırtıcı derecede sık oluyor. Sizce bu mantıklı bir yöntem mi?
Biraz da hâlâ Japonya’da olup olmadığınıza bağlı. Ama bu “önleyici selamlama” her yerde iyi bir taktiktir. Başka bir versiyonu, yaklaşırken abartılı hareketler yapmaktır: yüksek sesle merhaba demek, deli gibi el sallamak ve aptal gibi gülümsemek. Yaklaşık iki metre kala durun, hâlâ el sallayıp merhaba demeye devam edin. Toplantı odasındaysanız masanın diğer tarafına hızlıca geçin. Hafif çatlak ama aşırı arkadaş canlısı görünürseniz amacınıza ulaşırsınız. Başka bir selam gerekmez.
Yıllardır çalıştığım kadın meslektaşları nasıl selamlayacağımı bilmiyorum. Erkeklerle olduğu gibi el sıkışabilirim ama biraz resmi geliyor. Tavsiyeniz var mı?
Bu soru, özellikle Amerika ve Batı Avrupa’daki insanlardan en çok aldığım sorulardan biri. Klasik tavsiye, tanışıklık derecesi fark etmeksizin herkesle el sıkışmaktır. Erkekler arasında işe yarıyorsa kadın–erkek arasında da işe yarar. Fazladan samimiyet katmak isterseniz iki elinizi birden kullanarak daha sıcak bir his verebilirsiniz; barış anlaşması imzalayan bir lideri hayal edin.
Ancak bazı durumlarda el sıkışmak gerçekten garip gelir; mesela yakın bir iş arkadaşınızı sosyal ortamda gördüğünüzde. Bu durumlarda ilk hareket eden olmayın; karşıdakinin ne yapacağını görün ve aynısını yapın. Bu şekilde kontrolü biraz kaybedip istemediğiniz bir sarılmanın içinde bulabilirsiniz ama en azından siz başlatmamış olursunuz.
Geçenlerde işte talihsiz bir sarılma olayı yaşadım. Zamanlamam ve yönüm o kadar kötüydü ki, karşımdakinin kulak memesini ağzıma aldım. Nerede hata yaptım, ne yapmalıydım?
Yakın mesafeye girmek durumunda kalırsanız, iş yerindeki bir sarılmanın aslında gerçek bir sarılma olmadığını, sadece hafif bir yansıma olduğunu hatırlayın. Çocukların oynadığı “Operasyon” oyunundaki gibi davranın: kolunuzu diğer kişinin etrafına koyun ama vücuduna gerçekten temas etmeyin. Yüzünüzü onunkinden uzak tutun; kulak memesi çok büyük değilse böyle bir felaket bir daha yaşanmaz.
Yakın zamanda yanaktan öpme selamında, kafa hareketi sayısında anlaşamadık ve karşımdakinin burnu ağzıma girdi. Ne yapmalıydım?
Sesli geri sayabilirsiniz. Ama bu sorunun da kulak memesi olayındaki adresle aynı yerden geldiğini fark ettim. Görünüşe göre meslektaşlarınızı ısırmaya fazlasıyla yatkınsınız, bu yüzden lütfen herkese eliniz tamamen uzatılmış şekilde yaklaşın. Dalek gibi görünün. Bana yazın ve nasıl gittiğini anlatın. Yılın ilerleyen döneminde yeni bir posta çuvalıyla döneceğim.