BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
6 Ekim Pazartesi günü, İsrail-Hamas savaşının kilit aktörleri Mısır’da bir araya gelecek. Görüşmelerin acil gündemi, Hamas’ın Gazze’de tuttuğu rehinelerin serbest bırakılmasına ilişkin mekanizmaların ele alındığı “birinci aşama” müzakereleri olacak. Ancak birçok kişi—İsrailliler, Gazeliler ve Donald Trump dahil—bu anlaşmanın, savaşı kalıcı biçimde sona erdirecek “ikinci aşama” görüşmelerinin önünü açmasını umuyor. Bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, tarafların görünüşte uzlaşmaz farklılıkları ne ölçüde çözebileceğine veya görmezden gelebileceğine bağlı. Ayrıca kamuoyu baskısı ve yorgunluk altında İsrail ve Hamas liderlerinin barışa yönelip yönelmeyeceğine de bağlı.
Hamas heyetine Halil el-Hayya başkanlık edecek. Dört hafta önce Doha’da düzenlenen bir İsrail saldırısı onu kıl payı ıskaladı; oğlu, bir yardımcısı ve üç koruması hayatını kaybetti. Şarm el-Şeyh’teki bir otelin başka bir katında ise İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun danışmanı Ron Dermer bulunacak; kendisi bu saldırıyı onaylayan kabinenin üyesi. İki heyet doğrudan görüşmeyecek; Amerikalı, Mısırlı ve Katarlı diplomatlar aralarında mekik dokuyacak. Trump’ın yakın dostları Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner’in de orada olması bekleniyor.
Trump tarafları sıkıştıracak. Bir hafta önce 20 maddelik barış planını açıklayarak Netanyahu’yu savaşı bitirmeye zorladı. Başkan, bunun “ebedi barışa” yol açabileceğini söyledi. 3 Ekim’de Hamas’tan gelen sınırlı yanıt onu caydırmadı. “Onların kalıcı BARIŞA hazır olduklarına inanıyorum” diye yazdı. Netanyahu’ya itirazlarını bir kenara bırakmasını ve İsrail Savunma Kuvvetleri’ne (IDF) Gazze’deki bombardımanı durdurma emri vermesini söyledi. 5 Ekim’de ise Hamas’ı “Tamamen Yok Etmekle!” tehdit etti. Kushner ve Witkoff’un, Amerikalı bir diplomatın deyimiyle İsraillileri “bebek bakıcılığı” yapar gibi denetlemek ve onları anlaşmaya zorlamak için Mısır’a gitmesi bekleniyor. Trump, Hamas üzerindeki baskıyı artırmaları için Katarlı müttefiklerine güveniyor. Hâlâ 10 Ekim’de açıklanacak Nobel Barış Ödülü’nü kazanmayı umuyor.
Görüşmelerin çözmesi gereken düğüm ateşkesin sıralaması. Daha kolay kısmı, iki yıldır rehin tutulan 48 İsraillinin (bunlardan en az 20’sinin hâlâ hayatta olduğu düşünülüyor) hızlı biçimde serbest bırakılması ve buna karşılık İsrail’in bırakacağı 1.950 Filistinli mahkûmun (250’si müebbet hapis cezası çekiyor) listesinin kesinleşmesi. Ancak işin tekniği zor. Hamas silahsızlanmadıkça ve iktidardan vazgeçmedikçe, İsrail IDF’nin Gazze’den tamamen çekileceğini garanti etmiyor. Fakat Hamas da rehineleri serbest bıraktıktan sonra IDF’nin savaşa devam etmeyeceğinden emin olmadıkça anlaşmaya yanaşmıyor. Muhtemel uzlaşı, İsrail’in kısmi çekilmesi ve İsrail ile Amerika’dan yazılı veya sözlü garantiler olacak. Eğer ateşkes ve rehine takası gerçekleşirse, Gazze’ye büyük miktarda yardımın akması bekleniyor.
İsrail ordusu anlaşmaya hazır. İki yıllık savaşın ardından yorgun düşen IDF, Gazze’deki beş tümeni geri çekmek ve on binlerce yedeği terhis etmek istiyor. Bir general, “Aylarca yaptığımız tüm planlar, hızlı bir ateşkes ve ani yeniden konuşlanma ihtimalini içeriyordu” diyor. IDF, müzakerelerde belirlenecek hatta birkaç gün içinde çekilecek. Filistinli mahkûmların listesi kesinleştikten sonra İsrail kabinesi bunu oylayacak. Ardından, öldürülenlerin ailelerinin serbest bırakılmaya itiraz edebileceği 24 saatlik bir süre olacak. Yüksek Mahkeme geçmişte bu itirazları reddetti; prosedür tamamlandığında İsrail toplumunu uzun süredir sarsan rehine krizi sona erebilir.
Rehinelerin serbest bırakılması ve çaresiz sivillere yardım akışı, iki tarafta da coşku yaratabilir. Ancak önlerinde daha büyük ve karmaşık sorunlar var. Amerikan müttefikleri tarafından desteklenen Trump planı, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, Gazze’nin sivil işlerini yürütecek “teknokratik” bir hükümetin kurulmasını ve Hamas’ın açık ya da örtük biçimde kontrolü yeniden ele geçirmesini önleyecek bir “Uluslararası İstikrar Gücü”nün konuşlandırılmasını öngörüyor. Müzakereciler bu ikinci aşama görüşmelere temel atmaya hevesli olsa da, iki taraf hâlâ uzlaşmaz görünen tutumlara sahip ve kendi iç siyasetleriyle de yüzleşmek zorunda.
Hamas için rehineler pazarlık kozları. Grup, IDF’nin saldırılara yeniden başlamasını engelleyecek daha somut güvenceler talep edecek ve 20 maddelik planın diğer bölümlerine direnecek. Eski lider Yahya Sinvar’ın (7 Ekim saldırılarının mimarı) bir yıl önce öldürülmesinden bu yana Hamas’ı yöneten dörtlünün üyesi olan Hayya, her yönden baskı altında. O ve arkadaşları, kendi halklarına yaşattıkları felaketi meşrulaştırmak için mahkûmların serbest bırakılmasını bir zafer olarak sunacak. Teknik bir hükümeti belki kabul edebilirler, ancak Gazze’nin kontrolünü ellerinde tutmayı ve rakipleri Fetih’e karşı Filistin ulusal hareketinde üstünlüklerini korumayı bekleyecekler. Ellerindeki silahları teslim etmeye de acele etmeyecekler. Hamas, silahlı kanadının “direniş” kimliğini savunanlarla, daha siyasi bir role geçmeye razı olanlar arasında bölünmüş durumda. Mısır’daki görüşmeler, Hamas’ın uzun vadeli kimliğine dair kritik bir işaret verecek. Süreci toptan reddetmeleri, hareketin yeni bir nihilizm boyutuna ulaştığını gösterebilir ve Gazze’de halk arasında huzursuzluğu artırabilir.
Hamas kritik bir eşikteyken Netanyahu da aynı durumda. Yakında bir yeniden seçim kampanyasına girecek. Trump’ın yoğun baskısı altında ateşkes planına razı oldu ve bunu şimdi kendi zaferi olarak sunuyor. İsrail halkına yaptığı açıklamada, “Zaferden zafere—Ortadoğu’nun çehresini değiştiriyoruz” dedi. İsrail güvenlik çevresi ve halkın %72’si Trump planını destekliyor.
Peki ya 20 maddenin çoğu yerine getirilmezse? Örneğin, görüşmeler IDF’nin Gazze’nin büyük bölümünden çekilmesiyle sonuçlanır ama Hamas’ın askeri altyapısı tamamen dağıtılmazsa, Netanyahu’nun aşırı sağ koalisyon ortakları hükümetten ayrılma tehdidini yerine getirecek ve Netanyahu erken seçime gitmek zorunda kalacak (normalde gelecek yıl ekimde yapılacak). Hem muhalefetin hem de eski ortaklarının saldırısı altında, seçmenlere kendini savaşın galibi olarak sunması çok daha zor olacak. Bu haftaki görüşmelerin amacı Gazze’deki savaşı bitirmek. Ancak her iki tarafın liderleri için de kendi siyasi gelecekleri söz konusu.