Kritik Görüşme: Yılmaz ve Atalay Beştepe’de Bir Araya Geldi
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ile 2025 Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) kapsamında bir araya geldi. Karayolları, enerji santralleri, demiryolları, hastaneler ve bakanlıklar gibi kamu kurumlarında çalışan 600 bine yakın işçiyi ilgilendiren zam pazarlığında süreç artık son aşamada.
Görüşme, hükümetin önceki gün ilettiği teklifin ardından geldi. Yaklaşık 4 saat süren toplantının ardından Atalay, nihai kararın işçilere ait olduğunu vurgulayarak şu ifadeyi kullandı:
“16,57’yi bulamadık ama yakınız. Bu işi cumartesiye kadar üyelerimizle netleştireceğiz. Onlar razıysa varız, değilse yokuz.”
Masadaki Rakamlar Ne Anlatıyor?
- Hükümetin önceki teklifi:
- İlk 6 ay: %24
- İkinci 6 ay: %11
- Üçüncü 6 ay: %10
- Dördüncü 6 ay: %6
- TÜRK-İŞ bu oranları yetersiz bulmuş, taban ücretlerin en az 16,57 TL’ye çıkarılmasını talep etmişti.
- Atalay, yeni teklifin “olumluya yakın ama yüzde yüz olumlu değil” olduğunu belirtti.
Bütçede Olmayan Zam, OVP Dengesine Risk mi?
1. Bütçesel Yük:
Bu zam teklifinin yürürlüğe girmesi halinde, kamu harcamaları tarafında yılın ikinci yarısı için ilave 100–120 milyar TL’lik bir yük oluşabilir. Bu da 2025 yılı bütçe açığının OVP tahminlerinin (2,65 trilyon TL) üstüne çıkma riskini doğurur.
2. OVP Revizyonu Kaçınılmaz mı?
Orta Vadeli Program’da (OVP) 2025 yılı için %3,4’lük bütçe açığı/GSYH oranı hedeflenmişti. Ancak hem maaş artışları hem de emeklilik ve sosyal yardımların etkisiyle, bu hedefin revize edilmesi olasılığı artıyor.
3. Enflasyonist Baskılar:
Kamu işçilerine yapılacak zam, özel sektörde de ücret artış beklentilerini tetikleyebilir. Bu da TCMB’nin enflasyonla mücadelesini zorlaştırabilir.
4. Mali Disiplinin Testi:
Bu teklifin kabulü, hükümetin “harcamaları verimli ve hedef odaklı artıracağız” söylemiyle ne derece örtüşeceği konusunda da bir sınav olabilir. Mali kural ve yapısal disiplin vurgusu zayıflayabilir.
“Yatırımcı Ne Anlamalı?”
- Kısa vadeli tüketim canlanabilir, ancak kalıcı talep enflasyon riski oluşturur.
- TL bazlı enstrümanlarda kamu maliyesine ilişkin risk primi artabilir.
- CDS (kredi risk primi) üzerinde yukarı yönlü baskı yaratabilir.
- Bankacılık sektörü, kredi-talep döngüsünde ücret artışlarından dolayı orta vadeli marj baskısıyla karşılaşabilir.
- Tahvil faizleri, özellikle iç borçlanma programı genişlerse yukarı yönlü reaksiyon gösterebilir.