BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Neredeyse hiçbir konuda anlaşamayan siyasetçiler ve politika uzmanları bile, birçok ekonomik ve sosyal sorunun sağlam bir imalat sektörüyle çözülebileceği konusunda hemfikir.
İmalatın iyi maaş verdiğini, özellikle formel eğitime erişimi zor olan işçi sınıfı erkekler için istihdam yarattığını vurguluyorlar.
Üretimin gerilemesi, sağ popülist partilerin yükselişini tetiklemiş gibi görünüyor — bu da, üretimin yeniden canlanmasının onları zayıflatacağı varsayımını güçlendiriyor.
Kulağa oldukça mantıklı geliyor… ta ki Barrow-in-Furness örneğine bakana kadar.
İngiltere’nin kuzeybatısında, yaklaşık 67.000 nüfuslu Barrow-in-Furness, ülkenin en yoğun üretim merkezlerinden biri.
İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi’ne (ONS) göre, 2022’de Barrow’daki çalışanların üçte biri imalat sektöründe istihdam edilmişti; bu oran, ülke genelinde onda birin bile altındaydı.
Bu işler —çoğunlukla nükleer denizaltı üretimi üzerine— hem iyi maaşlı hem de istikrarlı; üstelik önümüzdeki yıllarda bu talebin daha da artması bekleniyor.

Barrow’da 14.000’den fazla kişiyi istihdam eden büyük savunma şirketi BAE Systems, yedi saldırı denizaltısının yapımını neredeyse tamamlamış durumda.
(Bunlardan biri olan HMS Agamemnon, etrafı çitlerle çevrili, uyarı tabelalarıyla dolu bir alanda, bir B&Q yapı marketinin hemen yanında garip bir şekilde duruyor.)
Şirket, şu anda Kraliyet Donanması için dört devasa nükleer silahlı denizaltı inşa ediyor.
Sonrasında ise AUKUS savunma paktı kapsamında —Amerika, Avustralya ve İngiltere’nin ortak projesi— yeni saldırı denizaltıları üretilecek.
BAE’nin sipariş defteri önümüzdeki on yıllar boyunca dolu.
Yine de Barrow-in-Furness yoksul bir yer.
Kasabanın geniş bölümleri, İngiltere’nin en yoksun bölgeleri arasında — ülke genelinde en yoksul %5’lik dilimde yer alıyor.
Şehir merkezinde, boş dükkânların tahtalarla kapatılmış vitrinlerini, renkli duvar resimleri örtmeye çalışıyor.
Yerel bir sivil toplum kuruluşu olan Love Barrow Families’in yönetim kurulu üyesi Dean McSkimmings, soğukkanlılıkla suç vakaları, intiharlar ve fare istilaları hakkında tüyler ürpertici hikâyeler anlatıyor; bu farelerin yakındaki inşaatlar yüzünden yerlerinden oldukları düşünülüyor.
Bir binanın yan duvarına biri sprey boyayla “THIS IS EGLAND” (İngiltere burası) yazmış — hem yabancı düşmanlığını hem de yazım hatasını aynı anda yansıtan, anlamsız bir uyarı; zira Barrow’da neredeyse hiç göçmen yok.

Kasabanın “her zaman biraz inişli çıkışlı” olduğunu söylüyor yerel tarihçi Gill Jepson.
19. yüzyılın sonlarında Barrow hızla büyümüş; önce demir üretimi, ardından gemi yapımı kasabanın motoru olmuştu.
Öyle ki bir dönem konut talebi o kadar artmıştı ki, bazı işçiler artık kullanılamaz ilan edilmiş bir yolcu gemisinde yaşamak zorunda kalmıştı.
Soğuk Savaş döneminde Barrow tamamen denizaltı üretimine yönelmişti.
Ancak Avrupa’da komünizmin çöküşü büyük bir felakete dönüştü:
1992 ile 2002 yılları arasında BAE Systems, kasabadaki istihdamını 13.000 kişiden 3.000’in altına düşürdü.
Sonuçta 2022’ye kadar geçen 30 yılda Barrow’un nüfusu her yıl ortalama 200 kişi azaldı.
Bugün yaşanan denizaltı üretim patlaması, sektördeki istihdam kayıplarını fazlasıyla telafi etti —
ancak bu artış, kasabanın genel nüfus düşüşünü tersine çevirebilmiş değil.
Team Barrow adlı kamu-özel ortaklığının CEO’su Peter Anstiss, kentin yalnızca savunma sanayisine bağımlı kalmaması gerektiğini söylüyor.
Anstiss’e göre Barrow şu anda “bolluk evresinde”; yani bu döngüsel refah döneminde,
kasabanın temel yapısal sorunlarını çözmek için benzersiz bir fırsat yakalanmış durumda.

Barrow’un laneti, aslında coğrafi konumu.
Korunaklı limanı sayesinde gemi inşası için mükemmel bir yer,
ancak neredeyse başka hiçbir şey için uygun değil — çünkü son derece izole.
En yakın büyük şehirler olan Liverpool ve Manchester, kara ya da tren yoluyla en az iki saat uzaklıkta.
Kasabadaki Furness Genel Hastanesi, yeterince doktor bulunamadığı için yoğun bakım ünitesini kapatma riskiyle karşı karşıya.
Barrow’da nükleer denizaltı üreten birçok kişi aslında burada yaşamıyor.
Eşlerinin tercih ettiği başka şehirlerde ikamet ediyor, haftada birkaç günlüğüne işe gelmek için Barrow’a sürüş yapıyorlar.
Yerel halkın “contractors” (taşeronlar) dediği bu çalışanlar, liman çevresindeki otellerde veya kiralık evlerde kalıyor.
Sonuçta, bir yanda her biri 60.000 sterline (yaklaşık 78.000 dolar) satılık eski Victoria dönemi sıra evleri,
diğer yanda ise onların önüne park edilmiş yeni Audi ve BMW’ler —
Barrow’un ekonomik çelişkisini açık biçimde yansıtan bir tablo.
Kasaba yönetimi, daha fazla insanı yerleşmeye teşvik etmek için yeni konut projeleri başlatmış durumda.
Ulusal hükümetin kirli toprağı ve kertenkeleleri temizlettiği Marina Village adlı bölgede yaklaşık 800 yeni konut inşa ediliyor.
Ayrıca BAE Systems, uzun süredir kapalı olan bir Debenham’s mağazasını eğitim merkezine dönüştürüyor;
böylece gençleri yeniden şehir merkezine çekmeyi amaçlıyorlar.

En önemlisi, Eylül ayında Cumbria Üniversitesi Barrow’da küçük bir kampüs açtı.
Bir grup makine mühendisliği öğrencisi, o kadar yeni bir lisans programına kaydoldu ki, muhabir ziyaret ettiğinde bazı makineler hâlâ kutularından çıkarılıyordu.
Öğrencilerin çoğu Barrow’lu değil; ancak savunma ya da enerji sektörlerinde mezuniyet sonrası iş bulma vaadi onları buraya çekmiş durumda.
Peki kasaba hakkında ne düşünüyorlar?
Bir genç gülümseyerek, “Fena değil, orada bırakalım,” diyor.
Bir diğeri ise kibarca ekliyor: “Potansiyeli var.”
Yeni boyanmış koridorun diğer tarafında ise hemşirelik eğitimi alan öğrenciler var.
Bu grup daha yaşlı, çoğunlukla kadın ve yerel halktan oluşuyor.
Cumbria Üniversitesi Rektörü Julie Mennell, geçmişte Barrow’daki hemşire adaylarının ders almak için en az bir saat uzaklıktaki Lancaster’a gitmek zorunda olduklarını söylüyor.
Bu da özellikle yalnız anneler için ciddi bir engelmiş; yeni kampüs sayesinde artık böyle bir zorunluluk kalmadı.
Yine de Barrow’un ciddi sorunları sürüyor.
Geçen yıl kasabadaki gençlerin yalnızca %34’ü İngilizce ve matematik GCSE sınavlarında beş veya üzeri not alabildi; İngiltere genelinde bu oran %46.
Şehir merkezinde ticari mülk fazlası var ve muhtemelen bazı binaların yıkılması gerekecek.
Ulaşım altyapısı da hâlâ yetersiz.
Yine de Barrow artık uzun vadeli düşünmeye başlamış durumda.
Eğer bir gün denizaltılara olan talep azalırsa, kasaba bu kez hazırlıksız yakalanmayacak.






