Aşk mı, para mı? ABD’de yapılan son bir anket, romantizmin sahneye ilk çıkan oyuncu olduğunu ama son sözün çoğu zaman cüzdana ait olduğunu gösteriyor. Tawkify’in 1.000 Amerikalı ile yaptığı araştırma, partner seçiminde ekonomik çıtanın giderek yükseldiğini gözler önüne serdi.
Kadınların ortalama beklentisi yıllık 110.000 dolar. Erkeklerde ise bu rakam biraz daha düşük: 90.000 dolar. ABD’nin medyan yıllık maaşı yaklaşık 62.000 dolar seviyesinde iken, bu taleplerin yarattığı boşluk dikkat çekici. Yani Amerikalılar aşkı ararken aslında cebinde altı sıfır görmek istiyor.
Gelirin Gölgede Bıraktığı Romantizm
Sosyolojik olarak bu tablo, uzun süredir bilinen bir gerçekliği doğruluyor: Kadınlar partner seçiminde hâlâ yüksek gelir beklentisiyle hareket ediyor, erkekler ise görece daha esnek. Bu fark, kültürel kodlardan toplumsal dayanıklılık algısına kadar pek çok etkenle açıklanıyor. Kısacası, “ekonomik güvence” hâlâ aşkın en önemli tamamlayıcısı.
Şehirleşme ve Kariyer Etkisi
Anketin dikkat çekici bir bulgusu da büyük şehirlerdeki eğilim. Kariyer odaklı Amerikalılar için altı haneli gelir neredeyse “standart” hale gelmiş durumda. Bu, sadece romantik ilişkilerde değil, evlilik beklentilerinde de çıtanın yükseldiğini gösteriyor. Bir zamanlar yeterli görülen orta sınıf maaş, artık “minimum paket” gibi algılanıyor.
Para mı, Diğer Kriterler mi?
Elbette sadece maaş değil, yaş, fiziksel özellikler ve kişilik de hâlâ belirleyici. Ama sosyal medya ve popüler forumlara bakıldığında, “six-figure” yani altı haneli gelire sahip partner arayışı kadınlar arasında yaygın şekilde dile getiriliyor. Erkeklerde bu oran daha düşük, ancak ekonomik kriter onların seçimlerinde de giderek daha fazla ağırlık kazanıyor.
Cüzdanın Yazdığı Hikâye
Ortaya çıkan tablo net: İlişkiler romantik başlıyor ama ekonomik olarak gelişiyor. ABD’de aşkın senaryosu, çoğu zaman maaş bordrosu tarafından yeniden yazılıyor. Partner arayışında ilk tanışmalarda belki kalp önde gidiyor, ama uzun vadeli kararları cüzdan belirliyor.
Ve bu, yalnızca aşkın değil, toplumun dönüşümünün de hikâyesi. Çünkü modern ilişkilerde romantizm hâlâ başrolü kapıyor, fakat final sahnesinde spot ışıkları hep ekonomi üzerine dönüyor.