BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Amerika’nın müdahalesi, Hindistan liderliğini ve halkını kızdırdı
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Pakistan ile yapılan ateşkesten iki gün sonra ulusa seslenirken hem meydan okuyordu hem de zafer havasındaydı. 12 Mayıs’taki konuşmasında, Hindistan’ın dört gün süren askeri operasyonunun, geçen ay Keşmir’deki saldırı gibi terör eylemlerine karşı yeni bir “normal” oluşturduğunu söyledi. Bu operasyonun sadece durdurulduğunu, Pakistan’ın eylemlerinin yakından izleneceğini belirtti. Modi, Hindistan’ın artık teröristlerle onları destekleyen devlet arasında ayrım yapmayacağını ve nükleer tehditlere boyun eğmeyeceğini vurguladı.
Konuşmanın amacı hem Pakistan’a uyarı göndermek hem de ateşkesi eleştiren Hint kamuoyunu yatıştırmaktı. Ancak aynı zamanda, Amerika’nın 25 yılın en şiddetli Hindistan-Pakistan çatışmasını durdurmadaki rolüne yönelik rahatsızlığı da yansıtıyordu. Modi, Başkan Donald Trump’ın ateşkesi kendisinin sağladığı yönündeki iddialarına hiç değinmedi. Aksine, ateşkesi Pakistan’ın ağır kayıplar sonrası talep ettiğini söyledi. Amerika’nın önerdiği geniş kapsamlı barış görüşmelerinin ise yalnızca terörizm ve Pakistan kontrolündeki Keşmir ile sınırlı olacağını belirtti.
Taraflar zafer ilan etti ama gerilim devam ediyor
Pakistan da sonuçtan memnun görünüyor. O da zafer ilan etti. Ateşkesi kendisinin talep ettiğini reddediyor ve Amerika ile diğer arabuluculara teşekkür ediyor. Terörle herhangi bir bağı olduğunu yalanlarken, geniş kapsamlı görüşme önerisini memnuniyetle karşıladığını belirtiyor. Bu görüşmelerin Hindistan’ın kontrolündeki Keşmir’in statüsü, askıya alınan su paylaşımı anlaşması ve Hindistan’ın Pakistan’daki isyanlara destek verdiği iddialarını da kapsamasını istiyor. Başbakan Şahbaz Şerif, ateşkesi “barış ruhuyla” kabul ettiklerini, ancak egemenlik ihlallerine tolerans göstermeyeceklerini söyledi.
Şimdilik ateşkes korunuyor gibi görünüyor. 11 Mayıs’ta taraflar birbirlerini ihlal ile suçladıktan sonra, ertesi gün askeri operasyon şefleri bir kez daha özel hat üzerinden görüştü ve sınırdaki asker sayısının azaltılması için acil önlemler değerlendirme kararı aldı. Ancak taraflar şimdi bir anlatı savaşına kilitlenmiş durumda.
Amerika’nın müdahalesi, iki tarafın da “zafer ilan edip savaş modundan çıkmasını” sağladı, diyor 2019’daki son büyük Hindistan-Pakistan krizinde Beyaz Saray’ın Güney Asya yetkilisi olan Lisa Curtis. Curtis, ateşkesin kalıcı olmasını bekliyor. Ancak Trump’ın açıklamalarının Hindistanlı yetkilileri açıkça rahatsız ettiğini söylüyor. Amerika, Hindistan’la ilişkilerini geliştirmek istiyorsa, geniş kapsamlı görüşmeler vaadinden geri adım atmak zorunda kalabilir.
Modi’nin tepkisinin nedeni ne?
Modi’nin öfkelenmekte haklı nedenleri var. Özellikle Çin korkusu temelinde gelişen Trump dönemi ilişkilerine büyük önem veriyor. Ancak Pakistan, Çin yapımı yeni savaş uçakları ve füzelerini sergileyerek (Hindistan’ın beş uçağını düşürdüğünü iddia ediyor, fakat Hindistan bunu doğrulamadı) destek gösterirken, Hindistan Amerikan desteği açısından fazla bir şey gösteremiyor.
Hindistanlı yetkililer, Trump’ın ateşkesi duyurmasıyla şaşkına döndüklerini, bunun Pakistan’ın talebiyle geldiğini önce Hindistan’ın duyurmasını engellediğini söylüyor. Trump’ın 11 Mayıs’ta Keşmir konusunda ara buluculuk teklif etmesi de ayrı bir sorun oldu; Hindistan uzun süredir üçüncü taraf müdahalelere karşı çıkıyor. Ayrıca Trump’ın iki taraf da savaşa devam ederse ticareti keseceğini söylediği 12 Mayıs açıklamasında, Hindistan tarafı böyle bir tehdidin masada olmadığını savunuyor.
Hindistan’a göre Amerika önce krizi görmezden geldi, ardından Pakistan’ın nükleer şantajı karşısında çok çabuk geri adım attı. Amerikan yetkilileri ise, 9 Mayıs gecesi çatışmalar şiddetlenince aldıkları istihbarat nedeniyle müdahale ettiklerini söylüyor ama detay vermiyor. 10 Mayıs’ta Pakistan ordusu, ülkenin nükleer silahları kontrol eden Ulusal Komuta Otoritesi’nin toplanacağına dair bir bildiri yayınladı. Pakistan Savunma Bakanı bunu reddetse de Hindistan bunu, Pakistan’ın 1990 ve 1999’da olduğu gibi nükleer tehditleri erken öne sürmesinin bir başka örneği olarak görüyor.
Geniş kapsamlı görüşmeler Keşmir sorununu yeniden gündeme taşıyor
Hindistan, Amerika’nın önerdiği geniş kapsamlı görüşmelerin, Pakistan’ın radikal gruplarla bağları yerine Keşmir’e odaklanmasından da rahatsız. Trump, 2019’da da Keşmir’de ara buluculuk teklif ederek Hindistan’ı kızdırmıştı. Kongre Partisi’nden bir sözcü, “Üçüncü taraf arabuluculuğa kapıyı biz mi açtık?” diye sordu.
Eleştiriler, Hindistan’ın askeri elitinden de geldi. 1999’daki son büyük Hindistan-Pakistan çatışmasında Genelkurmay Başkanı olan emekli General V.P. Malik, Hint ordusunu övdü ancak Hindistan’ın terör saldırılarını engelleme hedefine ulaşıp ulaşmadığını sorguladı. Malik, Amerika’nın müdahalesine izin vererek Hindistan’ın uzun süredir savunduğu “stratejik özerkliği” zedelediğini ve kendini yeniden Pakistan’la aynı kefeye koyduğunu savundu. “Ateşkesi kabul etmekte fazla mı acele ettik?” diye sordu.
Pek çok Hintli, Amerika’nın her iki lideri de övmesini tarafsızlık gibi değil, tarafsızlık maskesiyle eşitleme çabası olarak gördü. 22 Nisan’da Keşmir’in Pahalgam bölgesindeki saldırıya karşılık olarak Hindistan’ın yürüttüğü askeri harekâtın meşru olduğunu savundular. Milliyetçi televizyon sunucusu Arnab Goswami, sosyal medyada yayılan bir klibinde “Trump, Pahalgam’daki saldırıyla sonraki gelişmeleri nasıl eş tutabilir?” diye sordu. “Bu açıkça haddini aşmak.”
Askerî başarı tartışmalı, anlatı savaşı devam ediyor
Hindistan, operasyon sırasında 11 Pakistan hava üssüne zarar verdiğini gösteren uydu görüntüleri yayınladı. 100’den fazla militan ve 35–40 Pakistan askerinin öldürüldüğünü, bazı “yüksek teknolojili” Pakistan uçaklarının düşürüldüğünü iddia ediyor. Ancak açık kaynaklardan gelen bilgiler bazı Hindistan uçaklarının da kaybedildiğini gösteriyor. Hindistan, Pakistan’ın üç Rafale ve iki Rus model savaş uçağını düşürdüğü iddiasını ne doğruladı ne yalanladı. Öte yandan Pakistan, sadece bir uçağının hafif hasar aldığını, 26 Hint askeri tesisine ağır kayıplar verdirdiğini, Delhi’ye kadar drone gönderdiğini ve 40-50 Hint askerini öldürdüğünü iddia ediyor. Ancak hava savunma sistemlerinin Hindistan füzelerine karşı ne kadar etkili olduğu şüpheli.
Bir sonraki kriz daha da tehlikeli olabilir
Her iki tarafın kayıpları ne olursa olsun, bu krizden çıkarılacak en önemli ders şu: Hindistan, büyük bir savaş ya da nükleer kriz tetiklemeden Pakistan’daki askeri hedefleri vurabiliyor. Daha endişe verici olan ise, bir sonraki sefere Hindistan’ın daha sert vuracağı ve Pakistan nükleer tehdit savursa bile geri adım atmayacağı beklentisi.
Kaynak: The Economist