BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Daniel Noboa, Ekvador’u demokrasiden sapmadan kurtarabileceğini söylüyor
Başkan koşmayı seviyor. Ama Daniel Noboa’yı öldürmek isteyen çeteler o kadar kararlı ki, sabah koşusu için bile askeri operasyon düzenleniyor. Ekvador’un en büyük kenti Guayaquil’de sabah koşusundan dönen siyah SUV’lar ve motosikletli eskortlardan oluşan konvoyu apartmanına yaklaşırken, ağır silahlı askerler etrafını sarıyor. Renkli likralarıyla sıradan görünen Noboa ve eşi hızla içeri giriyor. “İki yıldır her gün ölüm tehdidi alıyoruz,” diyor The Economist’e sıradan bir şeyden bahseder gibi.
Ekvador, Meksika, Kolombiya ve Arnavutluk bağlantılı ulusötesi suç örgütlerinin elinde. Kolombiya menşeli tonlarca kokain bu ülkeden Avrupa ve ABD’ye sevk ediliyor. Kaçak madencilik ve haraç gelirleri de cabası. Latin Amerika’daki diğer ülkeler bu çetelerle yüzleşmeye yanaşmazken, Noboa tam da bunu vaat ederek yeniden seçildi. Onun “Ekvador’u yeniden güvenli hâle getirme” çabaları yalnızca ülkesini değil, demokrasilerde organize suça karşı verilen mücadelenin sınırlarını da test ediyor.
2019’da 100.000 kişi başına cinayet oranı 7’nin altındayken, 2023’te bu oran 45’e fırlayarak Ekvador’u Latin Amerika anakarasının en şiddetli ülkesi haline getirdi. Kolombiya limanlarındaki güvenliğin artması kokain rotalarını Ekvador’a kaydırdı. Ülkenin geniş muz ihracatı kaçakçılık için mükemmel bir kılıf, dolarize ekonomisi ise para aklama için ideal. Noboa’ya göre çeteler her yıl Ekvador üzerinden yaklaşık 30 milyar dolar değerinde uyuşturucu geçiriyor; bu rakam ülke GSYİH’sinin dörtte birine eşdeğer (diğer tahminler daha düşük).

Seçmenlerin bu fırtınayla mücadele için seçtiği isim tuhaf bir karışım. Miami doğumlu Noboa, beş kez cumhurbaşkanlığına aday olan bir milyarder muz kralının oğlu. Sosyal medya paylaşımlarında bazen ele geçirilen ganimetlerin önünde, bazen spor salonunda eşiyle video çekerken görünüyor: TikTok çağının suçla savaşan Camelot’u.
Bu tablo, onu kibirli, ayrıcalıklı ve abartılı bir sağ popülist gibi düşündürebilir. Ama Harvard Kennedy School mezunu Noboa daha çok içine kapanık, gergin ve veri odaklı biri. Ülkenin borç/GSYİH oranı ve risk primi hakkında konuşmayı seviyor. “Bazen sorguluyorsunuz” diyor görev riskine değinirken, “ama çoğu zaman doğru hissettiriyor.”
35 yaşında, Latin Amerika tarihinde seçilmiş en genç başkan olan Noboa, 2023 Ekim’inde Guillermo Lasso’nun çöküşü sonrası yapılan erken seçimde seçildi. Suçla mücadelede yasal sınırları zorladı: olağanüstü hâl ilanlarıyla yönetti, orduyu sokaklara ve cezaevlerine gönderdi. 2024 Ocak’ında çeteler cezaevlerinde isyan çıkarıp televizyon canlı yayınlarında gazetecilere saldırınca, iç silahlı çatışma hâli ilan etti. Mega cezaevleri inşa ediyor; 22 çeteyi “terör örgütü” olarak tanıdı.
Nisan’daki zaferinin ardından baskıyı artırdı. Özel güvenlik şirketi Blackwater’ın kurucusu Erik Prince’ten danışmanlık alıyor. İsrail ve BAE’den asker getirmek istiyor. Önceki başkan Lasso, bu adımları “popülist gösteri” olarak nitelendiriyor. Asıl önemli gelişme ise yeni bir yasanın çıkarılması: ani baskınlara ve mal varlığına el koymaya imkân tanıyor, suç cezalarını artırıyor, başkana “silahlı çatışma” ilan etme yetkisi veriyor ve Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini azaltıyor.
Ancak sonuçlar şimdilik sınırlı. Cinayet oranı 2023’ten 2024’e %15 azalsa da, özellikle sahil kentlerinde yeniden arttı. Guayaquil’deki politika analisti Beatriz García Nice’e göre, Noboa çeteleri zayıflattıkça onlar da son güç gösterisine yöneliyor. Büyük grupların dağılması, şiddeti daha da körüklemiş olabilir. Noboa da “savaşlar doğrusal ilerlemez, gruplar uyum sağlar” diyor.
Yargısız infaz riski artıyor. Örneğin, Aralık ayında Guayaquil yakınlarında dört genç, askerler tarafından alındıktan sonra bir askeri üssün yakınında ölü bulundu. Noboa, askerîleşmenin risk taşıdığını kabul ediyor ama suç işleyen askerlerin yargılanacağını söylüyor. Ancak yeni yasa başkana bu askerleri affetme yetkisi de veriyor.
Genç ve sosyal medyaya hâkim tarzı nedeniyle sıkça El Salvador Başkanı Nayib Bukele ile karşılaştırılıyor. Ancak Noboa bu benzetmeyi saçma buluyor: “Biz halk sağlığını ve eğitimi güçlendirmek istiyoruz. Bu anlamda ideolojik olarak Bukele’den farklıyız.” Macron ve Lula ile benzerlik kuruyor. Eğitime yatırım yapma ve gençleri çetelerden uzak tutacak iş imkânları yaratma gerektiğini vurguluyor.
Ulusötesi çetelerle mücadele uluslararası iş birliği gerektiriyor. Haklı ama uygulamada sınıfta kalıyor. Örneğin, geçen yıl yolsuzluktan hüküm giymiş eski başkan yardımcısı Jorge Glas’ı tutuklamak için Meksika’nın Kito Büyükelçiliği’ne baskın düzenleyerek uluslararası hukuku ihlal etti. Artık Meksika ile diplomatik iletişim İsviçre üzerinden yürütülüyor. Dışişleri Bakanı Gabriela Sommerfeld de bunun büyük bir sorun olduğunu kabul ediyor. Noboa ise Meksika’nın “narkolarla savaşmak istemediğini” söylüyor. Kolombiya Cumhurbaşkanı Petro ile de ilişkiler gergin: Petro’nun “tam barış” yaklaşımını etkisiz buluyor.
Trump’a yakın duruyor
Trump’tan destek arayışı da dikkat çekici. Ancak Trump’ın “önce Amerika” yaklaşımı, asker göndermeye ya da Ekvador’daki eski Amerikan üssünü yeniden açmaya sıcak bakmıyor. Noboa anayasa değişikliğiyle bu ihtimali mümkün kılmak istiyor. Çin’den yardım alma olasılığını da dışlamıyor.
Ancak içerideki asıl sorun kurumların zayıflığı. Yargı, seçim kurulu, kara para aklamayla mücadele kurumları ve siyasi partiler ya etkisiz ya da çetelerle iç içe. Özellikle uzak bölgelerde görev yapan savcı ve yargıçlar korumasız. 2022’den bu yana en az 15’i öldürüldü. 2020–2022 arasında kara para aklama suçundan sadece üç mahkûmiyet gerçekleşti.
Bağımsız ve güçlü bir başsavcıya ihtiyaç var. Mayıs ayında görev süresi dolan Diana Salazar, hem çetelerle hem yolsuzlukla cesurca mücadele etti. Ancak yeni başsavcının ve yargıçların seçimi üzerinde suç şebekeleri etkili olmaya çalışabilir. Bu da dokunulmazlık riskini artırır. Yine de Noboa, adaletin hızlandırılması ve “parayı takip etme” sözü veriyor.
Noboa planlarını hayata geçirmek için güçlü bir konumda. Sol muhalefet dağılmış durumda, Ulusal Meclis’te çoğunluk onun yanında, mahkemeler de şimdilik onu karşısına almaktan çekiniyor. Ancak bazıları, güvenlik odaklı politikaları ve anayasa değişikliği hevesi nedeniyle otoriterleşme riski taşıdığını düşünüyor.
Noboa bu iddiayı hızla reddediyor: “Anayasanın izin verdiğinden bir saniye fazla kalmam. Parlamentonun ve yargının önemini asla görmezden gelemem, Anayasa Mahkemesi’ne karşı gelecek durumda değilim,” diyor. “Bu ülkeyi medenî kılan şey tam da budur.”
Kaynak: The Economist