Şanghay Zirvesi: 20’den Fazla Lider Aynı Masada, Erdoğan da gidiyor…
Çin’in kuzeydoğusundaki Tianjin kentinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) 25. Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi, yalnızca Asya bölgesinde değil, tüm dünyada dikkatle izleniyor. 31 Ağustos–1 Eylül 2025 tarihleri arasında yapılan toplantı, 20’den fazla devlet ve hükümet başkanını aynı çatı altında buluşturarak ŞİÖ tarihinin en geniş katılımlı zirvesine dönüştü. Bu sayı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dışında son yıllarda görülen en yoğun liderler toplantısı olarak kayıtlara geçiyor.
Olağanüstü Bir Katılım Tablosu
Zirvede 9 üye ülke – Çin, Rusya, Hindistan, Pakistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve İran – tam kadro yer aldı. Buna ek olarak 8 diyalog ortağı ve gözlemci statüsündeki ülkeler de üst düzey temsilciler gönderdi. Böylece salonda, farklı siyasi sistemlere, farklı ekonomik güce ve farklı bölgesel ağırlığa sahip 20’den fazla lider aynı masaya oturdu.
Diplomasi uzmanlarına göre bu tablo olağanüstü. Çünkü günümüzün parçalı ve kutuplaşmış uluslararası ortamında, bu kadar fazla devlet başkanını bir arada görmek neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Bu nedenle Tianjin’deki buluşma, yalnızca Asya coğrafyası için değil, küresel siyaset için de kritik bir dönemeç anlamı taşıyor.
Erdoğan Şeref Konuğu: Türkiye’nin Dengeli Adımı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in davetiyle şeref konuğu olarak zirveye katıldı. Türkiye’nin NATO üyesi bir ülke olarak ŞİÖ platformuna böylesine güçlü şekilde dahil olması, Ankara’nın çok yönlü dış politika stratejisinin güncel bir yansıması.
Erdoğan’ın özellikle 1 Eylül’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapacağı özel görüşme, zirvenin en kritik ikili teması olarak öne çıkıyor. Görüşmenin gündeminde Ukrayna savaşı, enerji koridorları, Orta Doğu güvenliği ve ikili ticaret ilişkileri yer alacak. Ankara açısından bu temas, hem Moskova ile dengeli ilişkiyi sürdürmek hem de Batı’ya “alternatif diplomasi kanallarıyla etkiliyim” mesajı vermek anlamını taşıyor.
Putin ve Asya Derinliği
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için ise bu zirve ayrı bir önem taşıyor. Batı yaptırımlarının baskısı altında olan Moskova, Çin, Hindistan, İran ve Orta Asya ülkeleriyle kurduğu ilişkileri derinleştirerek, uluslararası izolasyona karşı yeni bir manevra alanı yaratmaya çalışıyor.
Putin’in zirvede Şi Cinping, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeshkian ve Orta Asya liderleriyle bir dizi ikili görüşme yapması bekleniyor. Bu görüşmeler, Rusya’nın Avrasya merkezli çok kutuplu dünya vizyonunun bir parçası olarak okunuyor.
Tianjin’deki zirvenin gündem maddeleri son derece geniş:
- Bölgesel güvenlik: Ukrayna savaşı, Afganistan sonrası istikrar, Orta Doğu’daki gerilimler.
- Ekonomik iş birliği: Yeni yatırım projeleri, ticaret bağlarının güçlendirilmesi, ortak finans mekanizmaları.
- Enerji güvenliği: Petrol, doğal gaz ve elektrik koridorları; yenilenebilir enerji iş birlikleri.
- Dijitalleşme ve teknoloji: Yapay zekâ, dijital altyapı ve yeni nesil iletişim sistemleri.
- Kültürel etkileşim: Halklar arası ilişkilerin geliştirilmesi, eğitim ve kültürel projeler.
Özellikle Çin tarafı, zirveyi istikrar ve iş birliği mesajı veren küresel bir vitrine dönüştürmek istiyor. “Gelecek 10 yıl için yol haritası” kapsamında dijitalleşme, enerji ve altyapı projeleri konusunda somut kararların alınması bekleniyor.
Zirveyi olağanüstü kılan unsurlar birkaç başlıkta özetlenebilir:
- Katılımın büyüklüğü: Aynı anda 20’den fazla devlet lideri, dünyanın farklı köşelerinden bir araya geldi. Bu, Avrasya’da tarihte benzeri az görülen bir diplomasi yoğunluğu demek.
- Zamanlama: Ukrayna’daki savaşın sürmesi, Orta Doğu’da tansiyonun yüksekliği ve enerji piyasalarında belirsizliğin hakim olması, toplantıyı daha da kritik kılıyor.
- Çıktı beklentisi: Zirve sonunda yayımlanacak “ortak bildiri”, yalnızca diplomatik bir metin değil, önümüzdeki 10 yılı kapsayan stratejik bir yol haritası olacak.
Erdoğan’ın şeref konuğu sıfatıyla davet edilmesi, Türkiye’ye ayrı bir diplomatik vitrin kazandırıyor. Ankara, hem NATO müttefiki hem de Avrasya ekseninde etkin bir aktör olarak iki kutuplu dünya düzeninde köprü rolü üstleniyor. Türkiye’nin özellikle enerji koridorları, ticaret yolları ve bölgesel güvenlik konularında aktif şekilde masada olması bekleniyor.
Kısa vadede zirve, finansal piyasalarda dramatik dalgalanmalara yol açmayabilir. Ancak orta vadede enerji projeleri, yeni ticaret koridorları ve altyapı anlaşmaları bölgede yatırım fırsatlarını tetikleyebilir. Özellikle enerji şirketleri, lojistik firmaları ve altyapı fonları açısından Tianjin’de alınacak kararlar önem taşıyor.
Çin’in öncülüğünde duyurulacak olası yeni finansal iş birliği mekanizmaları, Batı merkezli kurumlara alternatif yaratma iddiasını da güçlendirebilir.
Olağanüstü Bir Zirve
Tianjin’deki ŞİÖ buluşması, sıradan bir diplomatik toplantı değil. 20’den fazla devlet liderinin aynı karede buluştuğu olağanüstü bir siyasi laboratuvar. Erdoğan–Putin görüşmesi bu tablonun en kritik parçası olurken, Çin’in küresel liderlik mesajı, Rusya’nın çok kutupluluk hamlesi ve Türkiye’nin dengeli diplomasi adımları, zirveyi son yılların en dikkat çekici uluslararası toplantılarından biri haline getiriyor.
Dünya kamuoyu için asıl merak konusu ise şu: Tianjin’den çıkacak yol haritası, sadece Avrasya’nın değil, küresel dengelerin seyrini de değiştirebilecek mi?