H.R. McMaster, Trump’ın dünya görüşündeki tutarsızlıkları nasıl kullanmak gerektiği hakkında…

Tarih:


Retoriğin ötesine bakın, transatlantik ittifakını güçlendirmenin tam zamanı

23 Haziran 2025 | 7 dakikalık okuma

Başkan Donald Trump’ın hedefleri genel olarak tutarlıdır: güvenli sınırlar, uyuşturucuyla mücadele, deregülasyon, güçlü silahlı kuvvetler, füze savunması, adil ticaret, üretim altyapısının canlandırılması, güvenli tedarik zincirleri ve enerji güvenliği. Bu hedefler çoğu Amerikalı ve müttefik tarafından desteklenmektedir. Ancak Trump’ın bu hedeflere nasıl ulaşmak istediği konusundaki yaklaşımı birçok endişeyi beraberinde getiriyor.

En büyük kaygı, Amerika’nın küresel rolüne ilişkin çelişkili mesajlarıdır. “Güç yoluyla barış” vaadi ile Amerika’nın dış yükümlülüklerinden çekilme yönündeki eğilim arasında açık bir tutarsızlık vardır. NATO gibi platformlar, Trump’ın bu çelişkili tutumunun etkilerini gözler önüne seriyor.

Kananaskis G7 zirvesinden önce Trump, Rusya’ya yönelik yeni yaptırımları ciddi şekilde değerlendirdiğini açıkladı. Ancak zirvede bu pozisyondan geri adım atarak, önce Avrupa’nın harekete geçmesi gerektiğini söyledi ve G7’ye Rusya’nın geri dönmesi gerektiğini yineledi. Bu tür değişken tutumlar yalnızca Trump’ın politikalarını değil, çevresindeki liderlerin karar alma süreçlerini de etkiliyor. Zirvede Zelenskiy’yi destekleyen bildiriyi imzalamadan ayrılması, Avrupa başkentlerinde rahatsızlık yarattı.

Ancak İsrail-İran savaşı, bu kafa karışıklığını netleştirmek için bir fırsat olabilir. Çünkü artık Ortadoğu’daki çatışmalar, Avrupa’daki savaş ve Asya’da Tayvan üzerine büyüyen riskler arasında doğrudan bağlantılar kuruluyor. Avrupa’daki ana endişe, bu yaz ABD’nin Ukrayna’ya mühimmat ve silah desteğini durduracağı yönündedir.

Putin, Trump’ı etkilemek için övgü, mağduriyet dili, boş vaatler ve karşılıklı kazanç temalı mesajlar kullanıyor. Bu taktikler yeni değil. Son çeyrek yüzyılda birçok Batılı lider, Putin’in Rusya’yı Batı’ya entegre edeceğine inanarak hata yaptı. Ancak zamanla bu liderlerin çoğu kandırıldıklarını fark ettiler.

Trump ile Putin ilişkisi de benzer bir süreci izleyebilir. 17 Haziran’daki bir telefon görüşmesinde Putin, İran-İsrail krizinde arabuluculuk teklif etti. Trump ise bu öneriyi oyalama taktiği olarak değerlendirip “Önce Rusya’ya arabuluculuk yapalım” dedi. Avrupa liderleri, geçmiş örnekleri hatırlatarak Trump’ı tavizsiz bir tarafa yönlendirebilir. Örneğin Ukrayna’ya düşük faizli, uzun vadeli kredi önerileri sunulabilir.

Trump’ın İran’a karşı sabrı tükeniyor. Nükleer tesislere yönelik saldırılar bunu gösteriyor. Baş müzakereci Steven Witkoff, İran’a anlaşma için 60 gün süre tanıdı. Ancak İran geri adım atmıyor. Trump, İran’ın düşmanca ideolojisini ve irrasyonel davranışlarını daha net görüyor. Avrupa liderleri, aynı kararlılığı Rusya konusunda da göstermesi için Trump’ı teşvik edebilir.

Putin’in güç gösterisine dayalı stratejisi artık işe yaramıyor. İsrail’in İran’a karşı yürüttüğü başarılı operasyonlar ve Ukrayna’nın Rus hava üslerine insansız hava araçlarıyla düzenlediği saldırılar, bu otoriter rejimlerin zayıflıklarını açığa çıkardı. Trump’ın İran rejimi için söylediği “Onlar okul bahçesinin zorbasıydı ama artık değiller” sözü, Putin için de geçerli olabilir.

Trump’a otoriter rejimlerle ilgili övgüler yağdıranlar inandırıcılığını kaybediyor. Bunlardan biri, Putin’i “olağanüstü lider” diye tanımlayan ve Ukrayna’ya desteğin nükleer savaşa yol açabileceğini söyleyen eski danışmanı Tucker Carlson’dır. Carlson ayrıca İsrail’in İran’a karşı yürüttüğü savaşa ABD desteğinin felaket getireceğini savunuyor.

Avrupalı liderler, bu tür yorumcuların, sağda ve solda, saldırganlığa karşı önlem almanın maliyetini abarttığını ve suçu sürekli Batı’ya yüklediğini vurgulamalı. İran’ın Orta Doğu’daki mezhep savaşları ya da Rusya’nın Ukrayna’daki saldırganlığı Batı’nın politikalarıyla açıklanamaz. Zayıf tepkiler, bu rejimleri yıllardır cesaretlendirdi.

Bazı Amerikalı stratejistler Çin’le mücadeleye odaklanmak için diğer bölgelerden çekilmeyi savunuyor. Ancak artık Çin’le rekabet küresel boyutta. Üstelik otoriter rejimler açıkça birbirini destekliyor. İsrail’in İran’a karşı yürüttüğü mücadele bu işbirliğini net biçimde gösterdi. Rusya, İran’a silah ve teknoloji sağlıyor. İran da Rusya’ya kısa menzilli füzeler ve insansız hava araçları gönderiyor. Çin ise her iki ülkeye de ekonomik ve diplomatik destek sunuyor.

NATO liderleri bugün, ABD’nin ittifaka olan bağlılığını sürdürmesi, Ukrayna’ya desteğin devam etmesi ve Putin üzerindeki baskının artırılması için güçlü gerekçelere sahip. 2017’de göreve geldiğinde yalnızca beş NATO üyesi savunma harcamalarında %2 hedefini tutturuyordu. 2024’te bu sayı 23’e yükseldi. Bu hafta NATO’nun %5’lik yeni bir taahhütte bulunması bekleniyor: %3,5 savunma bütçesi, %1,5 güvenlikle ilgili altyapı yatırımları için.

Trump, çok taraflı zirveleri genelde sevmez. Büyük kalabalıklar karşısında agresifleşebilir. Ancak küçük toplantılarda daha açık fikirli ve iletişime yatkın olabilir. Şimdi Avrupa için doğru zaman: Trump’a NATO’nun yalnızca yük paylaşımı değil, ortak güvenlik, barış ve refah hedefleri için de gerekli olduğunu göstermek. ■

- Golden Swan Abone Ayrıcalıkları - Golden Swan Abone
- Reklam Alanı -

Haberi paylaş:

spot_img

Son gelişmeler

Neden Golden Swan Abone Olmalıyım?

Gündemi sadece takip etmek değil, doğru yorumlamak istiyorsanız doğru yerdesiniz. Tüm ayrıcalıkları görmek için okumaya devam edin.

Benzer haberleri oku
Bağlantılı

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump Bir Araya Geldi

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump, "NATO Devlet ve...

The World in Brief – 25 Haziran 2025

Donald Trump, İran ile İsrail arasında bir ateşkesin hâlâ...

Dr. Artunç Kocabalkan’dan Kritik Analiz: Fed Baskıya Rağmen Kararlı, Powell’ın İşi Zor…

“Powell Kararlı, Dr. Artunç Kocabalkan Uyardı: Enflasyon Varsa İndirim...

Almanya Bütçe Tasarısı Onaylandı… Abd Sevindi…

Almanya'da 2025 bütçe tasarısı onaylandıAlmanya'da Bakanlar Kurulu, ülkenin durgun...