BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
15 Eylül gecesi İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), uzun süredir beklenen Gazze kenti saldırısını başlattı. Ertesi sabah Başbakan Binyamin Netanyahu, “İsrail kritik bir anda” dedi. Hava saldırıları ve topçu ateşi altında iki tümen kentin merkez mahallelerine doğru ilerledi. İki tümen de yedekte tutuluyor. Şimdilik IDF birliklerinin çoğu kentin kenarlarında kalıyor. Şehri üç taraftan kuşattılar, yalnızca batıdaki çıkışları, yani Akdeniz kıyı yolunu, güneye kaçmaya çalışan siviller için açık bıraktılar.
Kent sakinlerinin çoğu ise ayrılmıyor ve böylece neredeyse iki yıldır süren savaşta bir başka kanlı bölüme zemin hazırlanıyor. İsrail onları güneye, “insani bölgelere” taşınmaya zorladı. 200.000 ila 350.000 kişi bunu yaptı; yaklaşık 600.000 kişi ise kaldı. Çoğu evlerinin bombalandığını ve defalarca yerinden edildiğini zaten yaşamış durumda. Deir el-Belah’a (15 km güneyde) gitmek için minibüs kiralamanın bedeli ağır. 150 şekel (45 dolar) değerindeki çadırlar yirmi katına satılıyor. Eski bir memur olan Hişam, patlama sesleri eşliğinde “Sonrasında oranın da düşman bölgesi ilan edilmeyeceğini nereden bileceksin?” diyerek Gazze’de kalmayı seçti.
Bu saldırı, savaşın ilk büyük harekâtını andırıyor. O zaman da İsrail tankları Gazze’de yıkım yaratmış, liderler Hamas’ı yok edeceklerini vaat etmişti. O günden bu yana en az 64.000 Gazzeli öldü, çoğu sivil. Hamas’ın neredeyse tüm liderleri öldürüldü. Gazze’deki binaların çoğu yıkıldı ya da hasar gördü. Uluslararası yardım kuruluşları, bölgenin pek çok yerinde insanların açlıktan öldüğünü söylüyor.
İsrail’de ruh hali de değişmiş durumda. 22 ay önce IDF Gazze’ye saldırdığında, halk neredeyse tamamen arkasındaydı. Hamas Gazze’den çıkıp 1.200 kişiyi katletmiş ve 250 kişiyi rehin almıştı. Kamuoyu, örgütün yok edilmesi gerektiğinde hemfikirdi.
Şimdi destek çok daha az. Hamas zaten ciddi ölçüde zayıflatıldı. Son anketler İsraillilerin %70’inden fazlasının savaşa devam yerine ateşkesi tercih ettiğini gösteriyor. IDF komuta kademesi de aynı görüşte. Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir, kabineye defalarca Hamas’a kesin bir darbe indirmenin yıllar alabileceğini, hatta mümkün olmayabileceğini söyledi. Hamas, gerilla savaşı moduna geçmiş durumda, yüzlerce kilometrelik tünellerde gizleniyor ve IDF bunların yalnızca küçük bir kısmını yok etti. Zamir, Gazze saldırısının hâlâ hayatta olduğu düşünülen yaklaşık 20 rehinenin yaşamını tehlikeye atacağını söylüyor ve ateşkesi destekliyor.
Hamas ise kendi halkının hayatına pek değer vermeyerek Filistinlilere Gazze’de kalmaları çağrısı yapıyor, savaşçılarını ise geri çekiyor. İsrail istihbaratı, kentte pusu kurmak için yer altında kalan Hamas mensubunun yaklaşık 3.000 olduğunu, geri kalan 20.000 kişinin güneye kaçtığını tahmin ediyor. Bu durum, operasyonun mantığını zayıflatıyor.
İstihbarat ayrıca bazı rehinelerin Gazze’nin merkezine taşındığını ve insan kalkanı olarak kullanıldığını düşünüyor. Saldırı başlarken, rehinelerin aileleri Kudüs’te Netanyahu’nun evinin önünde protesto düzenledi. Oğlu Matan 700 günden fazla süredir Gazze’de tutulan Einav Zangauker, Netanyahu’yu “çocuklarımızı öldürmeye karar vermekle” suçladı.
İsrail generalleri ile siyasiler arasındaki anlaşmazlıklar yaygındır. Ama geçmişte genelde harekete geçmek isteyen IDF olur, kabine ise ihtiyatlı davranırdı. Bu savaş farklı. Netanyahu, parlamentodaki zayıf çoğunluğunu korumak için Gazze’nin kalıcı işgalini ve yeniden yerleşimini isteyen aşırı sağ müttefiklerine bağımlı. Ayrıca Hamas tehdidini geçmişte küçümsemesinin hesabını vermekten de kaçınmak istiyor. Onun siyasi geleceği savaşın sürmesine bağlı.
İsrail’in Gazze’ye saldırısı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin İsrail’i Gazze’de soykırım yapmakla suçlayan bir raporunu yayımlamasıyla aynı zamana denk geldi. İsrail suçlamaları şiddetle reddetti ama Batılı müttefiklerinin tepkilerinden kaygılı. Fransa, Britanya ve diğer bazı ülkelerin önümüzdeki haftalarda Filistin devletini tanıması bekleniyor. Avrupa Birliği liderleri, Gazze saldırısı sürerse İsrail ile ticaret anlaşmalarını gözden geçirebileceklerini söyledi.
Şimdilik İsrail hâlâ Amerika’nın desteğine sahip görünüyor. Başkan Donald Trump operasyon başlarken sosyal medyadan Hamas’a tehditler savurdu: “TÜM ‘BAHİSLER’ GEÇERSİZ. TÜM REHİNELERİ HEMEN SERBEST BIRAKIN!” Saatler önce Dışişleri Bakanı Marco Rubio Kudüs’ten ayrılmış ve “Hamas yok edilmeden Gazze için daha iyi bir gelecek mümkün değil” demişti.
Ama Amerika’nın desteği de kalıcı olmayabilir. İsrailli diplomatlar, Trump’ın sabrının tükenmekte olduğuna inanıyor. Netanyahu’nun, Gazze saldırısının Hamas’a son darbeyi indireceğine Trump’ı ikna ettiği söyleniyor. Eğer bu doğru çıkmazsa—ki büyük olasılıkla çıkmayacak—Trump’ın İsrail’i ateşkese zorlaması bekleniyor. Bu saldırı, zafer getirmekten çok Gazze’nin acılarını derinleştirmeye ve İsrail’i daha da yalnız bırakmaya aday görünüyor.