- Türkiye’de finansal sistem dışında tutulan “yastık altı altın” 532 milyar dolara ulaştı; bu rakam GSYH’nin üçte birine denk geliyor.
- Yastık altındaki altın miktarı Borsa İstanbul’un toplam piyasa değerinin %142’sine, TCMB brüt rezervlerinin ise 2,8 katına eşit.
- Altın, Türkiye’de en büyük alternatif tasarruf aracı olarak konumunu güçlendirirken finansal sisteme entegrasyon tartışması yeniden gündemde.
Türkiye ekonomisine ilişkin dikkat çekici bir veri, hanehalkı tasarruf tercihlerinin yönünü bir kez daha ortaya koydu. Finansal sistem dışında tutulan yastık altı altın stokunun büyüklüğü 532 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bu rakam, Türkiye ekonomisinin büyüklüğünü temsil eden GSYH’nin %34’üne denk geliyor. Böylece altın, Türkiye ekonomisinde finansal sistemden bağımsız alternatif bir servet depolama alanı oluşturmaya devam ediyor.
Yastık altı ekonomisinin büyüklüğü resmi rakamları aşıyor
Tablodaki karşılaştırmalar, altının Türkiye finansal sistemi karşısındaki gücünü açıkça ortaya koyuyor:
| Karşılaştırma Başlığı | Toplam (Milyar $) | Yastık Altı Altının Büyüklüğüne Oranı |
|---|---|---|
| Türkiye GSYH (2025e) | 1.565 | %34 |
| Bankacılık Toplam Mevduat | 594 | %90 |
| Brüt Dış Borç | 548 | %97 |
| Borsa İstanbul Piyasa Değeri | 376 | %142 |
| Net Dış Borç | 295 | %180 |
| TCMB Brüt Döviz + Altın Rezervleri | 190 | %280 |
Bu tablo, hanehalkı güveninin yönünü de özetliyor: Tasarruf sahibinin tercihi Türk lirası ya da döviz mevduatı değil, “fiziki güvenlik” sunduğu düşünülen altın.
Neden altın?
Türkiye’de altına yönelimin üç temel nedeni öne çıkıyor:
- Enflasyona karşı korunma refleksi: Yüksek ve kalıcı enflasyon beklentisi, tasarruf sahibini altına yönlendiriyor.
- Kur riskine karşı güvenli liman algısı: Dolarizasyon devam ederken, altın dövizden daha uzun vadeli bir korunma aracı olarak görülüyor.
- Finansal sisteme “güven açığı”: Tasarruf sahibi sistem dışına çıkıyor; hesap dışı büyüyen altın stokları bunun kanıtı niteliğinde.
Borsa’yı bile geride bıraktı
Veriler, altının ekonomideki gerçek “ulusal rezerv” olduğunu gösteriyor. Yastık altındaki altın:
- Borsa İstanbul’un toplam piyasa değerinin 1,4 katına eşit
- Net dış borcun 1,8 katı
- TCMB brüt rezervlerinin 2,8 katı büyüklüğünde
Bu çarpıcı tablo, altının yalnızca bir tasarruf aracı değil, aynı zamanda Türkiye’nin gölge rezerv gücü olduğunu ortaya koyuyor.
Sonuç
Hanehalkının 532 milyar dolar değerinde altını sistem dışında tutması, politika yapıcılar açısından iki yönlü bir ekonomik gerilim yaratıyor:
- Bir yanda finansal istikrar ve bankacılık derinliği hedefi,
- Diğer yanda tasarruf sahibinin güven arayışı ve bireysel risk yönetimi.
Bu nedenle önümüzdeki dönemde şu başlıklar öne çıkabilir:
- “Altın Entegrasyon Programları” yeniden gündeme gelebilir.
- Devlet ve bankacılık sektörü yastık altı altını sisteme çekmek için teşvikli finansal ürünler sunabilir.
- Vergi düzenlemeleri ve fiziki altın alım-satım politikalarında yeni adımlar gelebilir.
- Altın, Türkiye’nin hem ekonomi politikası hem sermaye akımları üzerinde belirleyici olmaya devam edecek.






