
Fed, politika faizini 25 bp indirirken kısa vadeli Hazine bonosu alımlarını başlatacağını duyurdu; amaç QE benzeri genişleme değil, bankacılık sistemindeki rezerv seviyesini “ferah” tutmak. Bu adım uzun vadeli tahvil alımlarını içermediği için risk iştahını patlatan veya faizleri kalıcı biçimde aşağı çeken bir QE etkisi yaratmayacak; teknik bir likidite yönetimi niteliğinde olacak. 2026’ya giderken Fed’in bilanço büyütmesi yeniden gündeme giriyor ancak motivasyon tamamen operasyonel: repo/ON piyasalarında istikrar ve rezerv sıkışmasının önlenmesi.
Fed’in son toplantısından yalnızca bir faiz indirimi değil, aynı zamanda yeni bir likidite rejimi çıktı. Komite, banka rezervlerinin “yeterli seviyelere gerilediğini” belirterek kısa vadeli Hazine bonosu (T-bill) alımlarına başlayacağını açıkladı. Bu karar, Fed’in 2026’ya girerken bilançosunu yeniden büyütme niyetini gösteriyor ancak bu kez amaç 2008–2020 döneminin QE mantığından tamamen farklı.
Aşağıdaki tablo QE (Quantitative Easing) ile RMO (Reserve Management Operations) arasındaki farkları en net hâliyle yan yana gösterir:
QE – RMO KARŞILAŞTIRMA TABLOSU
| Başlık | QE (Quantitative Easing) | RMO (Reserve Management Operations) |
|---|---|---|
| Amaç | Ekonomiyi canlandırmak, deflasyon ve durgunluk riskini azaltmak | Banka rezervlerini “ferah” seviyede tutmak, gecelik piyasaları stabilize etmek |
| Uygulama | Uzun vadeli tahvil ve MBS alımlarıyla finansal koşulları gevşetmek | Kısa vadeli Hazine bonosu (T-bill) alımlarıyla teknik likidite enjeksiyonu |
| Varlık Türü | Uzun vadeli Hazine tahvilleri + MBS | Sadece kısa vadeli T-bill |
| Bilanço Etkisi | Bilanço büyür ve genişlemeci para politikası mesajı verir | Bilanço büyüyebilir ancak tamamen teknik amaçlıdır; genişleyici mesaj vermez |
| Risk İştahı | Artırır: hisse, tahvil ve gayrimenkul fiyatlarını yukarı iter | Nötr–hafif pozitif: sadece piyasa işleyişini iyileştirir, fiyatları şişirmez |
| Uzun Vadeli Faizlere Etki | Aşağı çeker; kredi ve mortgage maliyetlerini düşürür | Etkisiz; uzun vadeli faizleri hedeflemez |
| Ekonomik Etki | Krediyi ucuzlatır, büyümeyi destekler | Ekonomiyi doğrudan etkilemez; sadece fonlama piyasasını rahatlatır |
| Piyasa Mesajı | “Fed ekonomiyi destekliyor, genişlemeye gidiyor” | “Fed sistemi stabilize ediyor, teknik sorunları çözüyor” |
| Ne Zaman Kullanılır? | Kriz, durgunluk, deflasyon dönemleri | Rezerv sıkışması, repo/ON piyasasında oynaklık olduğunda |
| Siyasi/Ekonomik Ağırlığı | Çok yüksek: varlık fiyatlamalarını değiştirir, ekonomi gündemini belirler | Düşük: teknik, operasyonel; politika yönlendirmesi olarak görülmez |
QE’de Fed uzun vadeli tahviller alarak finansal şartları gevşetiyor, risk iştahını artırıyor ve uzun vade faizleri aşağı çekiyordu. Bu yüzden hisse senetlerinden gayrimenkule kadar geniş bir varlık sınıfı üzerinde güçlü bir fiyatlama etkisi oluşuyordu. Yeni dönemde ise tablo başka: Fed, uzun vadeli tahvil yerine yalnızca kısa vadeli bonolara yönelecek. Bu nedenle riskli varlıklara direkt bir “varlık fiyatı itişi” beklenmiyor.
Fed’in niyeti daha teknik: Bankacılık sisteminde repo/ON piyasalarında zaman zaman görülen fonlama sıkışmasını engellemek, rezerv seviyesini yeterli düzeyde tutmak ve gecelik faizlerin kontrolsüz dalgalanmasını önlemek. Yani bu adım RMO (Reserve Management Operations) sınıfına giriyor; likiditeyi destekliyor ama para politikası anlamında genişleyici bir atılım sayılmıyor.
Kısacası Fed, “ekonomiyi teşvik” modunda değil; “piyasanın çalışmasını sağlama” modunda. Bu ayrım önemli çünkü 2026 fiyatlamalarında QE-benzeri bir coşku yerine daha ölçülü, likidite odaklı bir teknik destek göreceğiz. Riskli varlıklar için bu, “şok yok ama aşırı şekerleme de yok” anlamına geliyor. Fed, para politikasını gevşetmek yerine mekanizmanın yağlanmasına odaklanıyor.
