
Fed, 2026’da yeniden bilanço büyütmeye hazırlanıyor ancak bu adımın motivasyonu 2008–2020 dönemindeki QE mantığından tamamen farklı. Bu kez amaç ekonomik çöküşe karşı genişleyici para politikası değil; bankacılık sisteminde “ferah rezerv” seviyesini korumak.
Fed uzun vadeli tahvil almak yerine kısa vadeli Hazine bonolarına yönelecek. Bu operasyonlar, QE’nin risk iştahını artıran ve uzun vadeli faizleri düşüren etkilerini yaratmayacak; daha çok RMO (Reserve Management Operations) tipi teknik bir likidite yönetimi olacak.
Aşağıdaki tablo farkı net şekilde ortaya koyuyor:
| Başlık | QE – Uzun Vadeli Tahvil Alımı | RMO – Kısa Vadeli Bono Alımı (2026’ya Benzeyen Model) |
|---|---|---|
| Amaç | Ekonomik daralma, deflasyon, işsizlik riskini azaltmak | Bankacılık sisteminde rezerv seviyesini yükseltmek, gecelik piyasalarda stabilite |
| Hedeflenen Piyasa | Uzun vadeli faizler, finansal koşullar | Gecelik fonlama (repo/ON) piyasası |
| Etkisi | Risk iştahını artırır → hisse/gayrimenkul/tahvil fiyatları yükselir | Teknik rahatlama sağlar → varlık fiyatlarını şişirmez |
| Uzun Vadeli Faizlere Etki | Düşürür → borçlanma maliyetleri azalır | Dokunmaz → para politikasının duruşu değişmez |
| Likidite Türü | Kalıcı ve genişletici | Geçici ve teknik |
| Piyasa Sonucu | Finansal koşullar gevşer, portföy kayması olur | Gecelik faiz dalgalanmaları durur, sistem fonlaması stabil çalışır |
| Politika Mesajı | “Gevşeme” olarak algılanır | “Operasyonel stabilite” olarak görülür |
Fed’in 2026’da yeniden alım tarafına geçmesinin sebebi kriz korkusu değil. 2019’da repo çöküşünde görüldüğü gibi, bankacılık sisteminde rezervler fazla düştüğünde gecelik faizler Fed’in kontrolünden kopabiliyor.
2026’da beklenen adım, bu tür teknik sıkışmaları önlemek için:
Bu hamle, finansal istikrarı koruyan “sessiz ama kritik” araçlardan biri hâline geliyor.
