BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Donald Trump 17 Temmuz’da şu ifadeleri paylaştı: “Rupert Murdoch’a bunun bir sahtekârlık olduğunu, bu yalan haberi yayınlamaması gerektiğini söyledim. Ama o yine de yayınladı, şimdi de hem onun hem de üçüncü sınıf gazetesinin canına okuyacağım.” Bu sözler, Wall Street Journal’ın 2003 yılında Trump’ın, pedofiliden hüküm giymiş ve 2019’da hapiste ölen Jeffrey Epstein’a müstehcen bir doğum günü mesajı gönderdiğini bildiren haberinin ardından geldi. Dava ertesi gün açıldı.
Trump ile medya imparatoru Murdoch arasında yaşanan bu gerginlik, başkanın Amerikan basınına karşı bir tür “halkı küçük düşürme yasası” uygulama çabasının son örneği. Aynı zamanda Trump ile Fox News, Wall Street Journal ve diğer muhafazakâr eğilimli yayınları da içeren Murdoch’un medya ağı arasındaki ilişkinin yeni bir dönemece girdiğini gösteriyor. Trump’ın daha önceki medya karşıtı davaları zayıf temellere dayansa da, çoğu zaman kazançlı oldu. Bu ay başında Paramount Global, Trump’ın CBS’de yayımlanan “60 Minutes” programındaki bir röportaja ilişkin açtığı davayı sonuçlandırmak için 16 milyon dolar ödedi. Aralık ayında ise Disney, ABC’nin Trump’ın cinsel saldırıdan değil tecavüzden sorumlu tutulduğunu yanlış şekilde ifade ettiği haber nedeniyle 15 milyon dolar tazminat ödedi. Trump, Wall Street Journal’a açtığı davayı duyururken bu başarılarına atıfta bulundu.
Kâğıt üzerinde gazeteciler için dostane bir hukuk ortamı olan Amerika’da, son dönemde durum daha düşmanca hale geldi. Jüriler ve bazı hâkimler ana akım medyaya karşı daha güvensiz hale geldi. Trump’ın yeniden seçilmesinden bu yana, bazı sanıklar mahkemede direnmek yerine hükümetten misilleme görmemek adına uzlaşma yoluna gidiyor. Paramount’un anlaşması da, şirketin Skydance Media ile planladığı birleşmeye Federal İletişim Komisyonu’nun müdahale etmesini önleme girişimi olarak değerlendirildi (şirket bu iddiayı reddediyor).
Bununla birlikte, Wall Street Journal Trump için daha zor bir hedef olabilir. Epstein hakkında derinlemesine haberler yapan gazete, daha önce Bill Gates gibi isimlerle olan bağlantıları da açığa çıkarmıştı. Gazetenin ana şirketi Dow Jones, geçmişte onlarca yıl süren Singapur Başbakanı Lee Kuan Yew ile olan iftira davası dahil olmak üzere birçok dava ile mücadele etti. Eski genel hukuk danışmanı Stuart Karle, “Gazete yayınladığı haberleri savunma konusunda kararlıdır,” diyor ve bu yaklaşımın Murdoch’un 2007’deki satın almasından bu yana değiştiğine dair bir işaret görmediğini belirtiyor.
Murdoch’un nihai sahibi olduğu News Corp üzerinde hükümetin etkisi sınırlı. Disney ve Paramount, daha değerli iş alanlarını korumak için ABC ve CBS’nin itibarını gözden çıkarmış olabilir. Ancak Journal, Murdoch imparatorluğunun merkezinde yer alıyor. Dow Jones, geçtiğimiz mali yılda News Corp’un kârına en büyük katkıyı sağlayan birim oldu. Ayrıca federal hükümetin yazılı basın üzerindeki yetkisi, televizyon yayıncılığı kadar güçlü değil. (Murdoch’un diğer şirketi Fox Corporation ise, hükümetten alınan yayın lisanslarına bağlı çalışıyor.)
Trump ile Murdoch arasındaki bu çatışma ne kadar derin? Bazı muhafazakâr çevreler, Epstein haberinin kasıtlı olarak Trump’ı düşürmeye yönelik bir girişim olduğuna inanıyor. Komplo teorisyenleri, Murdoch’un Haziran ayında başkan yardımcısı J.D. Vance ile yaptığı görüşmeye dikkat çekiyor. Trump’ın eski başstratejisti Steve Bannon, Journal’ın son Epstein haberini “Murdoch’lara karşı dik duran Trump’a karşı ölümcül bir darbe” olarak tanımladı. (Gazeteci Michael Wolff’a göre, Bannon 2019’da Epstein’a medya eğitimi bile vermişti.)
Diğerleri ise bu olayın bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu savunuyor. Uzun yıllardır Murdoch’u takip eden medya analisti Claire Enders, “İnsanlar bunu kişisel bir intikam olarak görüyor. Bu aslında bir saçmalık,” diyor. Trump’ın Murdoch’tan haberi geri çekmesini istediği, ancak bu isteği 94 yaşındaki medya patronunun bir futbol maçında ya duymadığı ya da anlamadığı öne sürülüyor. Ayrıca Enders, Murdoch’un Fox News’e karşı devam eden Smartmatic davası nedeniyle şirketlerinde editoryal müdahale gücüne sahip olduğunun düşünülmesini istemediğini belirtiyor: “Bir haberi kaldırabilecek gücü olduğunun düşünülmesini istemiyor—ve bu güç ona kasıtlı olarak verilmemiş, çünkü Smartmatic’le başı belaya girmesin isteniyor.”
Trump için ana akım medyaya açılan bir dava, Epstein meselesindeki bölünmüş destekçilerini bir araya getirme stratejisi olabilir. Ancak dava ilerlerse, her iki tarafın da birbirinden belge talep edebildiği “keşif süreci” Trump için oldukça rahatsız edici hale gelebilir. Karle’ye göre, “Keşif süreci onun Epstein’la ilişkisini, genel olarak yaptığı kaba iletişimleri ve diğer sabıkalı kişilerle bağlantılarını deşecektir.” Bu da yeni ifşaatlara ve istenmeyen manşetlere yol açabilir.