• Epstein davası yeniden açıldı; Prens Andrew tüm unvanlarını kaybetti, kraliyet evinden çıkarıldı.
• ABD’de aynı dosya, Trump dönemindeki finansal bağlantılar nedeniyle yeniden inceleniyor.
• Londra ve Washington’da “dokunulmaz elitler” döneminin sonuna mı geliniyor sorusu gündemde.
İngiltere Kralı III. Charles, kardeşi Prens Andrew’un tüm unvanlarını geri alarak modern kraliyet tarihinin en sert kararına imza attı. Epstein davasının gölgesinde yayımlanan “Nobody’s Girl” adlı anı kitabındaki yeni iddialar, Buckingham Sarayı’nı harekete geçirdi. Andrew artık “York Dükü” değil, “Andrew Mountbatten-Windsor.”
Virginia Giuffre’nin kitabında, 17 yaşındayken Epstein’ın yönlendirmesiyle Prens Andrew’la üç kez cinsel ilişkiye zorlandığı anlatılıyor. Olayların, Epstein’ın ortağı Ghislaine Maxwell’in Londra’daki evinde ve Epstein’ın özel adasında geçtiği belirtiliyor. Kraliyet, Andrew’un tüm iddiaları reddetmesine rağmen “kurumun itibarını koruma” gerekçesiyle adımı attı.
Ancak bu hikâye yalnızca Londra sınırlarında değil. ABD’de de aynı dosya yeni bir evreye girdi. Epstein’ın ölümünden sonra yıllarca rafa kaldırılan belgeler, Trump dönemindeki finansal kayıtlarla birlikte yeniden açıldı. FBI, 2025 sonbaharında Epstein’a ait bazı fon hareketlerinin 2016 başkanlık kampanyasıyla kesiştiğini öne süren verileri yeniden incelemeye aldı.
Epstein, 2000’li yıllarda Trump’ın Florida’daki Mar-a-Lago malikanesinde sık sık görülüyordu. Trump o dönemde onu “harika biri” olarak nitelemişti. Ancak tutuklanmasının ardından “uzun zamandır görüşmüyoruz” diyerek geri adım attı. New York Times’a göre FBI şu anda, Epstein ağı üzerinden 2016’da yapılan bağış ve danışmanlık ödemeleriyle ilgili yeni delillere ulaştı.
Buckingham Sarayı’nın hızlı refleksi, monarşide “kurumsal temizlik” olarak yorumlanırken, Washington aynı tür bir krizle karşılaşırsa nasıl davranacağı tartışma konusu. İngiliz kamuoyu, Kral’ın kararını mağdurlar açısından “gecikmiş ama doğru adım” olarak görüyor.
Epstein davası artık bireysel bir suç dosyası değil; küresel elitin ahlaki sınavı. Prens Andrew’un düşüşü, yalnızca bir kraliyet skandalı değil; güç, itibar ve dokunulmazlık algısının çöküşü anlamına geliyor.
Buckingham tahtını korudu, ama soru hâlâ açık: Washington bir gün kendi Andrew’u ile karşılaştığında aynı cesareti gösterebilecek mi?






