BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Hiçbir şey bir komplo teorisyenini “gizlenecek bir şey yok” cümlesi kadar örtbas yapıldığına ikna edemez. Nitekim 7 Temmuz’da da aynen bu yaşandı: ABD Adalet Bakanlığı (DoJ), 2019 yılında cezaevinde kendini asarak hayatını kaybeden hüküm giymiş cinsel suçlu Jeffrey Epstein hakkında açıklanacak gizli bir bilginin olmadığını duyurdu.
Epstein olayı, bir komplo teorisinin tüm bileşenlerine sahipti. Yahudi soyadına sahip zengin bir finansçıydı ve Bill Clinton (eski ABD Başkanı) ve Prens Andrew (İngiliz Kraliyet ailesi mensubu) gibi güçlü bağlantıları vardı. Komplolar esas olarak iki noktada yoğunlaştı: Epstein gerçekten intihar mı etti, yoksa öldürüldü mü? Ve bir “müşteri listesi” var mıydı — yani toplumun tepe noktasındaki pedofillerin yer aldığı bir “kim kimdir” listesi? Komplo teorisyenleri, bu bilgilere devletin el koyduğunu iddia etti.
Trump yönetiminin gelecekteki üyeleri de bu spekülasyonları cesaretlendirdi, hatta bizzat parçası oldu. 2021 yılında şu anki başkan yardımcısı J.D. Vance, hükümetin Epstein’ın “müşterilerini” koruduğunu ima etti. FBI Başkanı konumundaki Kash Patel ise 2023’te Kongre’de, “büyüyün artık, bu listeyi açıklayın” çağrısı yaptı.
Trump’ın ikinci kez başkan seçilmesinden sonra bile bu söylemler sürdü. Şubat ayında Adalet Bakanı Pam Bondi, Epstein’ın müşteri listesinin “şu anda masasında durduğunu” iddia etti. Beyaz Saray’a MAGA yanlısı sosyal medya fenomenlerini davet ederek onlara “Epstein Dosyaları: 1. Aşama” başlıklı belgeleri gösterişli bir şekilde sundu. Ancak belgelerde neredeyse hiçbir yeni bilgi yoktu. Hem Bondi hem de fenomenler, diğer komplo çevreleri tarafından alay konusu edildi. Bondi, belgelerin eksik olmasından FBI’ı sorumlu tuttu ve büyük ifşaların geleceğini söylemeye devam etti.
Bu yüzden, Adalet Bakanlığı gerçekten de “müşteri listesi yok” ve “Epstein intihar etti” açıklamasını yaptığında, internetteki öfkenin önemli kısmı Pam Bondi’ye yöneldi. Trump’ın sadık destekçileri arasında, Bondi’nin görevden alınmasını talep edenler oldu. Bunlar arasında Başkan’a yakınlığıyla bilinen aşırı sağcı medya figürü Laura Loomer da vardı. Ve devletin bu inkârları, Epstein hakkındaki komplo teorilerini sadece daha da körüklemiş oldu. ■