Emlak Vergisinde Artış: Enflasyonla Mücadele mi, Geç Kalmış Dengeleme mi?
Türkiye’de emlak vergilerindeki son artış, kamuoyunda “enflasyonla mücadele için mi yapıldı?” sorularını beraberinde getirdi. Ancak meseleyi sadece fiyatlar genel seviyesi üzerinden okumak eksik kalıyor. Zira Türkiye, efektif (gerçek) emlak vergisi yükü en düşük olan orta–büyük ölçekli ülkelerden biri. Bunun temel sebebi ise piyasa gerçekliğinden kopuk rayiç değer sistemi.
Gerçek Vergi Yükü: Avrupa’da En Düşüklerden
OECD verilerine göre, ülkelerin emlak vergilerinden elde ettikleri gelirlerin GSYH’ye oranı şu şekilde:
Ülke | Emlak Vergisi Geliri / GSYH (%) |
---|---|
Birleşik Krallık | 3.3% |
Fransa | 2.6% |
ABD | 2.5% |
Kanada | 2.9% |
Güney Kore | 1.1% |
Polonya | 1.0% |
Türkiye | ~0.2% (tahmini) |
Türkiye’de bu oranın 10-15 kat düşük olması, hem belediye finansmanının zayıf kalmasına, hem de servet eşitsizliğinin körüklenmesine neden oluyor.
Emlak Vergisi: Doğrudan Servet Vergisinin En Etkili Hali
Ekonomik eşitsizliği azaltmanın en doğrudan yollarından biri olan emlak vergisi, aslında “zenginden al, fakire ver” prensibine en yakın araç. Özellikle Türkiye gibi dolaylı vergi ağırlıklı (KDV, ÖTV) sistemlerde, doğrudan ve düzenli servet vergileri dengeleyici işlev görür.
Emlak vergisinin potansiyel faydaları:
- Konut stoklayan büyük sermayeye vergi baskısı
- Akaryakıt gibi dolaylı vergilerde indirim zemini
- Bütçe açığını azaltarak para basma ihtiyacını düşürme → Enflasyonu frenleme
Rayiç değerler uzun yıllar boyunca gerçek piyasa fiyatlarının çok altında kaldı. Bu da bir vergi adaletsizliği oluşturdu. Ancak bu sorunun çözümü, herkese bir anda %500-%1000 zam yapmak mı olmalıydı?
e-507 sosyal medya hesabından bu konu için alternatif oluşturmuş.
Ama Yapılış Biçimi Adil mi?
Rayiç değerler uzun yıllar boyunca gerçek piyasa fiyatlarının çok altında kaldı. Bu da bir vergi adaletsizliği oluşturdu. Ancak bu sorunun çözümü, herkese bir anda %500-%1000 zam yapmak mı olmalıydı?
e-507 Alternatif Model:
Mülk Sayısı | Vergi Katsayısı | Yorum |
---|---|---|
1 Mülk | x1 (en düşük artış) | Babadan kalma ev sahibi ya da tek evi olan orta gelirli korunur |
2 Mülk | x2 | İkinci konut sahipliği artık ek servet kabul edilir |
3+ Mülk | x3-x4… (tavana kadar) | Piyasa spekülatörleri daha yüksek katkı sağlar |
Böylece hem eşitsizlik azalır, hem de konut piyasasında stokçuluk ve spekülatif fiyatlama davranışı caydırılır.
Sonuç: Enflasyonla Mücadeleye Dolaylı Katkı Mümkün
Her ne kadar artan emlak vergileri doğrudan “enflasyonu düşürmek için” yapılmış gibi sunulmasa da; kamu harcamalarının daha adil bir vergiyle finanse edilmesi, dolaylı olarak para arzını sınırlayıp, enflasyonist baskıyı azaltabilir.
Ancak bu etkinin uzun vadeli, kapsamlı ve adil bir vergi reformuyla mümkün olduğu unutulmamalı. Aksi halde, tek ev sahibi emekliden yüksek vergi alırken, onlarca daireyi boşta bekleten yatırımcıyı aynı kefeye koymak, sistemin toplumsal meşruiyetini zedeler.
BS Ekonomi Notu:
Emlak vergisi artışı “enflasyonla mücadele” bahanesiyle değil, yıllardır ötelenen vergi adaletinin tesisi amacıyla yapılsaydı; kamuoyu desteği de, ekonomik etkisi de daha güçlü olurdu. Vergi yükü, servet büyüklüğüne göre kademeli artan bir sisteme oturtulmadıkça, bu adım yalnızca “yük bindirme” olarak algılanmaya devam edecektir.