1 Temmuz’da mahalle muhtarlıklarına asılarak vatandaşlara duyurulan yeni rayiç bedeller tepki çekti. Arsa ve arazi metrekare birim değerlerindeki fahiş artış oranlarına itiraz için vatandaşlara bu ayın sonuna kadar süre tanındı.
Sosyal medyada itiraz dilekçesini paylaşan bir vatandaş şu bilgileri paylaştı:
“İstanbul’un Maltepe Semti Gülsuyu Mahallesi Eski Üsküdar Caddesi’nde belirlenen arsa metrekare birim değeri 23.000 TL olarak açıklanmıştır. Ancak, aynı bölge için 2025 yılına ait rayiç bedel 2.896 TL’dir. Nilgün Sokak’ta ise 2025 yılında 1.440 TL olan birim rayiç bedel, 2026 yılında 11.000 TL’ye çıkarılmıştır.” Bir başka noktada Düzce’nin Güzelbahçe Mahallesi’nde ise en düşük emlak rayici 402 TL’den 4.313 TL’ye, en yüksek değer ise 534 TL’den 6.188 TL’ye yükseltildi. Tapu harcı ve Emlak Vergisi de rayiç bedel üzerinden hesaplandığı için vatandaşın cebinden çıkan para katmerlendi.
DAİRE BAZINDA DEĞİŞİR
Her dört yılda bir oluşturulan Takdir Kıymet Komisyonlarınca sokak sokak yapılan bir çalışma ile asgari beyan değeri belirleniyor. Komisyonda belediyenin atadığı bir görevli, muhtar ve ticaret odalarında belirlenmiş bir delege bulunuyor. Her dönem aynı sorunun yaşandığına dikkat çeken İstanbul Emlak Brokerleri Kooperatifi Başkanı Ulvi Özcan, “İşin uzmanı kişilerden oluşturulacak bir komisyon yanlışların düzeltilmesinde fayda sağlayacaktır. Yakın tarihte çıkan bir Danıştay kararı parsel bazında bile değerlendirme yapılabileceğini ortaya koyuyor. Aslında daire bazında bile bu bedeller değişiklik gösterebilir. Vatandaşların itiraz süresini kaçırmamasını tavsiye ediyorum” diye konuştu.
‘ELLERİ MİLLETİN CEBİNDE’
Bir vatandaş tepkisini şöyle dile getirdi:
“Bizim binanın birim değeri 53 bin lirayken 400 bin liraya fırlamış. İnsanlar, kendi evlerinde oturamaz hale gelecek. Yok stopajı arttır, yok vergileri uçur. Elleri milletin cebinde. Bu artık kutsal vergi olmaktan çıkıp düpedüz soyguna dönüşüyor.”
KİRALARIN ARTMASINDAN ENDİŞE EDİLİYOR
Vatandaşlar rayiç bedellerdeki artışın, bölgenin gerçek piyasa koşulları, alım-satım oranları, sosyoekonomik gelişmişlik durumu ve çevresel değişkenleri dikkate alındığında fahiş ve orantısız olup, hakkaniyete ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğunu vurguluyor. Rayiç bedellerdeki artışın gayrimenkul sahiplerinin ödedikleri tapu harcı, emlak vergisi ve gayrimenkul atışında alınan gelir vergisini yukarıya çektiği gibi, kira oranlarını da artırmasından endişe duyuluyor.
