BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Amerika’nın stablecoin’lere yönelik yeni yasası o kadar iyi ki, Başkan Donald Trump imza töreninde espriyle, “Benim adımı verdiler” dedi. 18 Temmuz’da imzalanan yasa, Amerikan Stablecoin’leri için Ulusal İnovasyonu Yönlendirme ve Kurma Yasası (GENIUS) adını taşıyor. Yönetim ve kripto endüstrisi bu yasayı “altın çağın başlangıcı” olarak kutlarken, Atlantik’in öte yakasında hava daha karamsar. Geleneksel varlıklarla desteklenen bu token’lar, Avrupa’da dolandırıcılıkla eşdeğer ya da derin şekilde istikrarsızlaştırıcı unsurlar olarak görülüyor. İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, ticari bankaları kendi coin’lerini çıkarmamaları konusunda uyardı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde ise, stablecoin’lerin bir gün merkez bankalarını yerinden edebilecek özel paralara dönüşebileceği riskine dikkat çekti.
Oysa dünyanın geri kalanının şüphelerini bir kenara bırakıp Amerika’yı takip etmesi gerekiyor. Stablecoin’ler, küresel ödeme sistemlerinde ihtiyaç duyulan yenilikleri gerçekleştirme potansiyeline sahip. Eğer iyi düzenlenirlerse —GENIUS Yasası’nın vaat ettiği gibi— bu hayalin gerçekleşmesi mümkün olabilir.

Amerika’nın stablecoin’lere ilişkin yeni yasası o kadar etkileyici ki, Başkan Donald Trump imza töreninde espriyle, “Adımı verdiler” dedi. 18 Temmuz’da imzalanan Amerikan Stablecoin’leri için Ulusal İnovasyonu Yönlendirme ve Kurma Yasası (GENIUS Act), hem yönetim hem de kripto endüstrisi tarafından bir “altın çağın başlangıcı” olarak kutlandı. Ancak Atlantik’in öte yakasında karamsarlık hâkim. Geleneksel varlıklarla desteklenen stablecoin’ler, ya dolandırıcılık aracı ya da büyük bir istikrarsızlık unsuru olarak görülüyor. İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, ticari bankaları kendi coin’lerini çıkarmamaları konusunda uyarırken; Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, stablecoin’lerin özel para haline gelerek bir gün merkez bankalarını yerinden edebileceği riski taşıdığına dikkat çekti.
Oysa dünya geri kalanının bu şüphelerini yutup Amerika’yı takip etmesi gerekiyor. Stablecoin’ler, küresel ödeme sistemlerinde uzun zamandır ihtiyaç duyulan inovasyonları getirme potansiyeline sahip. Eğer iyi düzenlenirlerse —ki GENIUS Yasası bunu vaat ediyor— bu hayalin gerçekleşme şansı yüksek.
The Economist grafiği:
Kripto dünyasının dolandırıcılıkla dolu olduğu bir gerçek. Birçok coin, kolay yoldan zenginleşme planı niteliğinde — ve bu sürece başkan, ailesi ve yakın çevresi de açıkça dahil oldu. Başkan Trump’ın elinde bulunan, yoktan var edilen bir “meme coin” olan $TRUMP’un piyasa değeri 1.9 milyar dolar.
Ancak stablecoin’ler farklı. Bu coin’ler genellikle kısa vadeli ABD tahvilleri ve banka mevduatları gibi likit dolar varlıklarıyla destekleniyor ve gerçekten faydalı olabilirler.
Örneğin Türkiye ve Nijerya gibi hükümete güvenin düşük olduğu ve yüksek enflasyon veya el konulma korkularının sürdüğü ülkelerde dolar bazlı stablecoin’ler ilgi gördü. Batı’da ise genelde düzenlemesiz bir gölgede faaliyet gösterdiler. GENIUS Yasası; ihraççılara kayıt zorunluluğu getirerek ve rezerv gereksinimleri ile açıklık kurallarını belirleyerek, Amerika’da daha fazla deneyime olanak tanıyabilir.
Bu alandaki ödül büyük olabilir. Stablecoin işlemleri dijital defterlerde anında kaydedildiğinden, bu teknoloji hem perakende hem de sınır ötesi ödemelerin günler yerine dakikalar içinde ve bankalar ya da kart sağlayıcılarının aldığı yüksek ücretlerin çok altında tamamlanmasını sağlayabilir. 15 doların üzerinde maliyeti olan uluslararası bir havale veya %2’ye varan kredi kartı kesintisi yerine, stablecoin ile on sentin altında maliyetli bir işlem yapmak mümkün. Standard Chartered’a göre stablecoin ihraçları 2028’e kadar yaklaşık 260 milyar dolardan 2 trilyon dolara çıkabilir; fintech şirketi Stripe’ın da kendi token’larını çıkarmayı değerlendirdiği söyleniyor.
Peki bu vaatler, riskleri göze almaya değer mi? Özellikle Avrupa’daki birçok düzenleyici “hayır” cevabını veriyor. Onlara göre stablecoin’ler merkez bankalarının parasını yerinden edebilir, bankacılık sistemini zayıflatabilir ve istikrarsızlığa yol açabilecek “kaçışlara” zemin hazırlayabilir. Ancak bu risklerin bazıları abartılı, bazıları ise —Amerika’nın yeni yasasında görüldüğü üzere— azaltılabilir.
İlk olarak, merkez bankalarıyla rekabet riski ele alınmalı. Endişe, daha “az güvenli” özel paranın kamu parasını baltalayabileceği yönünde. Bu özellikle, Kasım 2023’ten beri dijital euro altyapısını kurmaya çalışan ECB açısından önemli. ECB, bu hamleyi kısmen Amerikan finans devleri Visa ve Mastercard’a karşı koymak için yapıyor. Oysa stablecoin’ler, kamu parasıyla tanımlanmış varlıklarla tamamen desteklenmeye devam edecek. Euro bazlı bir stablecoin daha işlevsel hale gelirse, merkez bankasının ödeme inovasyonları üzerindeki tekeline gerek yoktur.
Peki ticari bankalara olan etkisi? Endişe şu: stablecoin’ler mevduatları bankalardan çekerek onların fonlama maliyetini artırabilir ve reel ekonomiye kredi verme kapasitelerini daraltabilir. Ancak gerçek şu ki stablecoin’ler mevduatları yok etmez, sadece yer değiştirir. Para, müşterinin bankasından stablecoin ihraççısına akar. Bu para ya ihraççının banka hesabında tutulur ya da devlet tahvili alınır. Devlet bu parayı harcadığında, çalışanlarına ve tedarikçilerine ödeme yaparak mevduatlara geri döner. Üstelik bankalar, stablecoin ihraççılarının rezervlerini yöneterek ya da kendi coin’lerini çıkararak bu yeni düzenden fayda sağlayabilir.
Ancak büyük bir stablecoin ihraççısında yaşanabilecek “kaçış” durumu, ani varlık satışlarına ve 2008’deki para piyasası fonlarında olduğu gibi paniğe neden olabilir. Bu risk ise yalnızca güvenli ve likit varlıklarla tam teminat sağlanması ve düzenli raporlamalarla azaltılabilir — tam da GENIUS Yasası’nın içerdiği hükümlerle.
Tıpkı sayısız başka teknolojide olduğu gibi, stablecoin devrimi de başarısız olabilir. Ancak girişimcilerin denemesi ve başarısız olması, düzenleyicilerin bugünkü sistemi sabitleyip gelecek vaat eden yenilikleri tamamen durdurmasından iyidir. İlham alma zamanı: Bay Trump’ın “deha” yasasından yola çıkmak gerekiyor.