BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Amerikan kamu hayatında, sert konuşan Demokrat siyasetçiden daha dokunaklı bir figür olabilir mi? Günümüzde bunlardan bolca var. Belki bir podcast’te, Pentagon planlamacısı titizliğiyle küfür eden birini dinlemiş ya da bir televizyon programında Donald Trump’a karşı öfke kusarken onun gibi konuşmaya çalışan birini görmüşsünüzdür—kendinden emin, açık sözlü, “gerçek” bir profil çizen. Özellikle başkanlık için yarışmayı planlayan bu Demokratlar, partilerinin bağışçılarının ve aktivistlerinin bir “savaşçı” istediklerini çok iyi biliyor. Ancak her hükümet organında kontrolü kaybettikleri ve kolektif onay oranları Trump’ınkinden bile düşük olduğu için, kazanmaları mümkün olan bir mücadeleye girmekte zorlanıyorlar.
Şimdi, Trump’ı Trump’tan daha sert şekilde alt etmeye çalışan Demokratlar, belki de en aşağılayıcı mücadeleye hazırlanıyor: Kongre seçim bölgelerini kendi lehlerine yeniden çizmek. Her zamanki gibi ilk hamle Trump’tan geldi; Texas eyaletini kontrol eden Cumhuriyetçi yetkililerden, eyaletteki seçim bölgelerini öyle yeniden çizmelerini istedi ki, daha fazla bölgede Cumhuriyetçi seçmen çoğunlukta olsun. Böylece önümüzdeki yılki ara seçimlerde Cumhuriyetçilerin Meclis’teki zayıf çoğunluğunu koruması hedefleniyor. Demokratlar ise, kendi kontrol ettikleri eyaletlerde benzer partizan düzenlemeleri tehdit ederek, mücadeleci olduklarını ve tabiri caizse klişelere ne kadar hâkim olduklarını göstermeye çalışıyor. New Jersey Valisi Phil Murphy, “Silahlı çatışmaya bıçakla gidilmez” diyerek konuştu. New York Valisi Kathy Hochul ise “Aşkta ve savaşta her şey mübahtır” dedi. En sert çıkışı ise California Valisi Gavin Newsom yaptı: “Eğer bu yönetime bir kazık çakmazsak, 2028’de seçim bile olmayabilir.”
Demokratlar öfkelenmekte haklı. Trump’ın Texas hamlesi, en azından böyle partizan oyunların üstüne çıkma gayreti gösteren geçmiş başkanlarla karşılaştırıldığında şoke edici. Oysa Trump, Temmuz ortasında basın mensuplarına ne planladığını açıkça söyledi: “Çok basit bir yeniden çizim: Beş sandalye kazanırız.” Bu, klasik Trump tarzı siyasi simya: Bu kadar açık sözlü davranarak—ya da belki doğru kelime “şeffaf” mı olmalı?—politik dalavereyi, hatta yolsuzluğu bile bir tür dürüstlük gibi göstermeyi başarıyor; siyasetin en açıktan yapılan türüne girişerek kendini anti-siyasetçi olarak konumlandırıyor. Siyasi müttefiklerine aflar dağıtmasında, kampanya bağışları istemesinde ve görevdeyken servetini artırmasında da aynı yöntemi kullanmıştı.
Seçim bölgelerini yeniden çizme konusunda, Demokratlar Trump’la adeta dibe iniş yarışı yapıyor. Bu da Amerikan siyasetinden hâlâ umudu olanlar için kötü haber. Demokratlar açısından ise asıl sorun şu: Bu strateji belki de onlara fazladan sandalye bile kazandırmayacak. ABD Anayasası’na göre, eyaletler her on yılda bir yapılan nüfus sayımı sonrasında seçim bölgelerini yeniden çizer. Her parti, genelde kendi lehine olacak şekilde bu bölgeleri çarpık çizmek ister—buna “gerrymandering” denir. Yüksek Mahkeme, etnik temelli gerrymandering’e itiraz etse de, partizan amaçlarla yapılanlara federal mahkemelerin karışamayacağını belirtmişti. Ancak kamuoyunda bu uygulamaya yönelik yaygın bir hoşnutsuzluk var. 2022’de, partizan gerrymandering’i yasaklamak için hazırlanan yasa Temsilciler Meclisi’nden geçmiş, ancak Senato’da sadece iki oy farkla reddedilmişti.
Mahkeme zorlaması dışında, eyaletler 10 yıllık döngü içinde nadiren yeniden çizime gider. Bazı eyaletler bu tür oyunları tamamen önleyecek reformlar yaptı. Bu da, şu anda yeniden çizim konusunda başı çeken Demokratlardan Gavin Newsom için bir engel. 2010’da California seçmenleri eyalet anayasasını değiştirerek yeniden çizim işini bağımsız bir komisyona devretmişti. Newsom bu durumu tersine çevirmek için özel seçim çağrısı yapmalı ya da yasama meclisini bu komisyonu yeniden şekillendirmeye ikna etmeli.
Ancak Stanford Üniversitesi’nden ve 1981’de ilk bilgisayar destekli bölge çizimi sürecini Demokratlara yardım ederek yöneten siyaset bilimci Bruce Cain’e göre, esas sorunlar o zaman başlar. İlerici ve merkezci kanatlar bölgelerin nasıl oluşturulacağı konusunda çatışırken, sayısız çıkar grubu da sürece müdahil olmak isteyecek. Vatandaşlar da söz hakkı talep edecek. Davalar ise adeta kendiliğinden açılacak. Cain, bu tür partizan çıkarların altında aslında kişisel çıkarlar olduğunu belirtiyor: Pek çok eyalet milletvekili, Kongre’ye aday olma hayali kurduğu için bölge sınırlarını kendi lehine ayarlamak isteyecek. “Bunu yapmaya çalışmak bile felaket olur,” diyor Cain. “Zaten çözülmesi gereken bunca sorun varken, birkaç sandalye uğruna kavga etmek bir partiye fayda getirmez.” Üstelik, California’daki seçmenlerin yarısından azı Demokrat kayıtlı olmasına rağmen, Demokratlar hâlihazırda 52 sandalyeden 43’ünü ellerinde bulunduruyor.
Texas fold ’em
Diğer Demokrat eyaletlerdeki girişimler de benzer engellerle karşılaşacaktır. Illinois ve Maryland gibi reform yapılmamış eyaletlerde bölgeler o kadar partizan şekilde çizilmiş durumda ki, bu bölgelerde yeniden çizim yapmak mevcut Demokrat milletvekillerini fazla sayıda Cumhuriyetçi seçmenle karşı karşıya bırakarak koltuklarını tehlikeye atabilir. Bu tür “aşırı zeki” yeniden çizimlere halk arasında “dummymandering” (aptalca yeniden çizim) adı veriliyor.
Texas’taki Cumhuriyetçiler de benzer risklerle karşı karşıya. Başkan Trump’ın çağrısına ilk başta direnen Vali Greg Abbott’ın, eyaletin Cumhuriyetçi kongre üyelerinin kendi bölgelerinde Cumhuriyetçi yoğunluğun azalmasından endişe duyması nedeniyle temkinli davrandığı bildirildi. 1938’den bu yana sadece iki istisna dışında, başkanın partisi ara seçimlerde her zaman sandalye kaybetmiştir. Seçmenleri haritalar üzerinden bölmeye çalışmak yerine, Demokratlar aslında çok daha fazla seçmene nasıl ulaşabileceklerini düşünseler daha iyi olur—belki de biraz dürüstlük içeren bir siyaset mücadelesi vererek.