- İsrail’in Katar saldırısı sonrası ilk büyük test: Hamas liderlerini hedef alan operasyon, Körfez’de dengeleri sarstı; Doha, Arap ve İslam ülkelerinden destek topluyor.
- Trump ziyareti ve Emir’in çıkışı: Katar Emiri, Trump’a “topraklarımızda bir daha böyle bir saldırı olmayacak” güvencesi verirken İsrail’i “devlet terörü” ile suçladı.
- Arap NATO’su mu kuruluyor? Zirve, Körfez ülkelerinin güvenlik hattını ortaklaştırma ihtimalini gündeme taşıdı.
İsrail’in Katar Saldırısı Sonrası Diplomasi Trafiği
9 Eylül’de İsrail’in Doha’da Hamas üyelerini hedef alan saldırısı Körfez’de şok etkisi yarattı. Beş Hamas üyesi öldürüldü, ancak örgüt liderleri hayatta kaldı. Katar iç güvenlik güçlerinden bir üyenin ölmesi ise saldırının ülke içindeki siyasi ağırlığını artırdı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, saldırı sonrasında Katar’a yönelik baskısını tırmandırdı. Netanyahu, Hamas liderlerinin sınır dışı edilmesi çağrısını yinelerken, “Eğer siz yapmazsanız biz yapacağız” sözleriyle doğrudan tehditte bulundu.
Trump–Emir Görüşmesi ve Katar’ın Tepkisi
Saldırının ardından Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad El Sani, ABD Başkanı Donald Trump ile görüştü. Trump, saldırının İsrail’in ya da ABD’nin hedeflerine hizmet etmediğini belirterek Katar’ı “barışı sağlamak için çok çalışan yakın bir müttefik” olarak tanımladı.
Emir ise görüşmede hem kararlılığını hem mesajını net verdi: “Böyle bir saldırı bir daha topraklarımızda olmayacak.” Katar yönetimi, İsrail’i barış sürecini sabote etmekle ve “devlet terörü” uygulamakla suçladı. Bu söylem, Doha’nın arabuluculuk rolünü koruma isteğini gösterirken aynı zamanda Körfez’in güvenlik denkleminde Katar’ın öne çıktığını ortaya koydu.
Doha Zirvesi: Katar Yalnız Değil
Pazartesi günü yapılacak Arap–İslam liderleri zirvesi, saldırının hemen ardından Katar’a açık destek vermek için organize edildi. Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin katılacağı toplantının taslak kararında, İsrail’in saldırısı “istikrarsızlaştırıcı tırmanış” olarak kınanıyor.
Taslakta şu an için ekonomik veya diplomatik yaptırıma dair bir madde bulunmuyor; ancak liderlerin toplantıda metni değiştirme ihtimali masada. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, zirvenin Katar’ın yalnız olmadığını göstereceğini söyledi.
Körfez ve Normalleşme Çatlağı
İsrail ile 2020’de ilişkileri normalleştiren Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Netanyahu’nun açıklamalarını “düşmanca” olarak niteleyerek İsrail’in Abu Dabi’deki büyükelçi yardımcısını dışişlerine çağırdı. BAE, Katar’ın güvenliğini Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerinin güvenliğinin ayrılmaz parçası ilan etti.
Bu çıkış, İbrahim Anlaşmaları’yla İsrail’e yaklaşan Körfez hattında yeniden fay hatlarının belirginleştiğini ortaya koyuyor.
Bölgesel Güvenlik Mimarisinde Yeni Başlık: Arap NATO’su mu?
İsrail’in Körfez’de ilk kez doğrudan bir Arap ülkesini hedef alması, “ortak güvenlik mimarisi” tartışmalarını hızlandırdı. Doha’da başlayacak zirvenin en önemli sonucu, Arap–İslam ülkelerinin ortak savunma hattı oluşturup oluşturmayacağına dair işaretler olacak.
ABD’nin bölgede güvenlik yükünü paylaşma isteği, Katar’ın arabuluculuk rolü ve Körfez ülkelerinin İran, İsrail ve enerji güvenliği ekseninde artan kırılganlığı, “Arap NATO’su mu kuruluyor?” sorusunu daha sık gündeme getiriyor.