- Deutsche Bank, 2030’a kadar altın ve Bitcoin’in rezerv sepetlerinde birlikte yer alabileceğini öngördü.
- Altın tarihsel güveni, Bitcoin ise opsiyon değeri ve asimetrik potansiyeli temsil ediyor.
- Ancak uygulama için regülasyon, muhasebe ve kurumsal risk çerçevesi gibi kritik engeller var.
Seeking Alpha’nın “Breaking News” notuna göre, Deutsche Bank analistleri merkez bankalarının rezerv kompozisyonunun önümüzdeki yıllarda değişebileceğini ve altın ile Bitcoin’in birlikte sepetlerde yer alabileceğini açıkladı. Analizin imzası Sinchita Mitra’ya ait.
Mesaj, uzun süredir tartışılan “Altın mı, Bitcoin mi?” ikilemini tersine çeviriyor. Artık öne çıkan kelime “ve”. Merkez bankaları risk yönetiminde çeşitlendirmeyi sever; bu nedenle altın ve Bitcoin’in farklı karakterleri çatışmak yerine birbirini tamamlayabilir. Altın, tarihsel istikrar ve güven unsuru olarak öne çıkarken, Bitcoin opsiyonel bir değer, yani asimetrik getiri potansiyeli sunuyor.
Buna rağmen, bu tür başlıkların büyük kısmı “vizyoner tahmin” niteliğinde. Uygulama tarafında ciddi eşikler mevcut. Regülasyon çerçevesi, muhasebe standartları, finansal raporlama kriterleri ve kurumsal risk yönetimi mekanizmaları olmadan Bitcoin’in resmi rezerv statüsü kazanması kolay görünmüyor. IMF ve BIS gibi kurumların merkez bankalarıyla yaptığı anketlerde de kripto varlıkların rezerv araçlarına dönüşmesinin kısa vadede düşük ihtimal olduğu sıkça vurgulanıyor.
Sonuç olarak, Deutsche Bank’ın işareti yatırımcı psikolojisi açısından dikkat çekici. Altının güvenli liman rolü güçlü kalırken, Bitcoin’in opsiyonel bir rezerv enstrümanı olarak telaffuz edilmesi, küresel para düzenindeki değişim tartışmalarını hızlandırıyor. Ancak bu, yarın merkez bankalarının Bitcoin alacağı anlamına gelmiyor; daha çok rezerv çeşitliliğine yönelik uzun vadeli bir ufuk çizimi olarak okunmalı.