
Marmara’da Tek Fay Modeli Tartışması: Yeni Veriler Eski Haritaları Geçersiz Kılıyor
İstanbul – Marmara Bölgesi’nde olası büyük deprem beklentisi sürerken, kamuoyunda kullanılan meşhur Marmara fay haritasının 2001 yılına dayanan ve bugün artık bilimsel geçerliliği sorgulanan bir modele dayandığı ortaya çıktı.
Söz konusu harita, Celal Şengör ve Fransız jeofizikçi Xavier Le Pichon’un 1630 km’lik sınırlı sismik veriyle oluşturduğu “tek fay” modeline dayanıyor. Ancak son yirmi yılda elde edilen çok daha geniş veriler, Marmara’nın gerçekte çoklu bir fay sistemine sahip olduğunu gösteriyor.

Yeni Model, Eski Yaklaşımları Çürütüyor
İTÜ’den Prof. Dr. Cenk Yaltırak ve ekibi, 2002’den bu yana Marmara’da detaylı araştırmalar yürütüyor. Yaltırak’ın liderlik ettiği ekip, 22.000 km’lik sismik veri kullanarak bölgenin tek bir ana faydan değil, birbirinden bağımsız çalışan dört aktif fay segmentinden oluştuğunu ortaya koydu.
Yaltırak’ın açıklamalarına göre:
- 1999 Gölcük Depremi, üç ayrı fay segmentinin eşzamanlı kırılmasıyla oluştu.
- 2023 Kahramanmaraş Depremi, iki farklı fayın eşzamanlı kırılmasıyla meydana geldi.
- Marmara Denizi’nde halen kırılmamış dört ana fay segmenti bulunuyor.
Bu gelişmeler, Marmara’daki mevcut tehlike haritalarının gerçek riskleri doğru yansıtmadığını ortaya koyuyor.
“Tehlike Haritasının Kendisi Tehlikeli”
Bugün hala AFAD ve belediyelerin kullandığı resmi deprem tehlike haritaları, 2001’deki tek fay modeline dayanıyor. Yeni yapılan binaların dayanıklılık hesaplamaları da bu eski modele göre yapılıyor.
Prof. Dr. Cenk Yaltırak durumu net bir şekilde özetliyor:
“Bu haritanın kendisi tehlike.”
Yeni modelin gösterdiğine göre, aynı mahallede bile farklı sokaklarda deprem ivmesi ciddi şekilde değişebiliyor. Bu da yeni inşa edilen bazı binaların zannedildiği kadar güvenli olmadığını ortaya koyuyor.
Maraş Depremi ve Yanlışlanan Teoriler
2023 Maraş depremleri, iki önemli eski tezi geçersiz kıldı:
- Fayın uzun olması gerekmeden büyük depremler meydana gelebilir.
- Faydan uzak olmanın, etkiden korunmayı garantilemediği anlaşıldı.
Yaltırak, depremin etkisinin yalnızca uzaklıkla değil, zeminde üretilen yer ivmesiyle ilgili olduğunu vurguluyor. Örneğin, bir depremde beklenen maksimum yer ivmesi 1G iken, Marmara’daki bazı lokasyonlarda bu değerin 1.5G’ye ulaşabileceği öngörülüyor. Binalar yalnızca 1G’ye göre inşa edildiyse, böyle bir durumda ağır hasar kaçınılmaz olacak.
“6.1’lik Deprem Rahatlama Sağlamaz”
Bazı uzmanlar, Marmara’da son yaşanan küçük ölçekli depremlerin büyük deprem riskini azalttığını iddia ediyor. Şener Üşümezsoy gibi isimler, 6.1 büyüklüğündeki bir depremin stresi boşaltabileceğini savunuyor.
Ancak Cenk Yaltırak bu görüşe katılmıyor:
“6.1’lik bir depremin 7.5 büyüklüğündeki bir enerjiyi boşaltması, bir çay bardağının dolmasıyla sel tehlikesinin ortadan kalktığını söylemeye benzer.”
Yaltırak’a göre Marmara’daki dört ana segmentten hiçbiri henüz kırılmış değil ve her biri ayrı ayrı en az 7.2 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip. Segmentler aynı anda kırılırsa, toplamda 7.8 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem mümkün.
Akademik Çatışmalar ve Bilginin Bastırılması
2008 yılında Celal Şengör, Cenk Yaltırak’a Marmara’nın yeni haritasını yapması talimatını verdi. Yaltırak, binlerce km veriyle yeni haritayı tamamladı. Ancak harita, üniversite içindeki akademik rekabet nedeniyle dört yıl boyunca yayımlanmadı.
Cenk Yaltırak, bu süreçte bilimsel gerçeklerin, kişisel kariyer endişelerine feda edildiğini söylüyor.
“Bilim değil, akademik koltuk savaşı kazandı.”
Ayrıca, Le Pichon’un, Cenk Yaltırak’ın bulgularını kabul etmeyerek eski modelde ısrar ettiği iddia ediliyor.
Farklı Modeller, Ortak Endişe
Deprem bilimi alanında kamuoyuna güven veren bir diğer önemli isim, Prof. Dr. Naci Görür. Görür de Marmara’da büyük bir depremin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. Ancak kullandığı fay modeli, Cenk Yaltırak’ın sunduğu yeni modele göre daha eski verilere dayanıyor.
İki bilim insanı arasında model farklılıkları olsa da, ikisi de büyük Marmara depreminin yaklaştığı konusunda hemfikir.
Sonuç: Gerçekler Değişmiyor
Bugün Marmara’nın altındaki dört aktif fay segmenti, olası bir deprem için ciddi tehdit oluşturuyor. Cenk Yaltırak’ın ifadesiyle:
“Tehlike haritasının kendisi tehlikedir. Gerçek riskler doğru hesaplanmadıkça, milyonlarca insan risk altında kalmaya devam edecek.”
🎯