BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Demokratlar için iyi bir seçim gecesi olacağı belliydi. 4 Kasım akşamının asıl sorusu, bunun ne kadar iyi olacağıydı: yalnızca “iyi” mi, yoksa “mükemmel” mi? O geceki dört büyük yarışın sonuçları, muhalefet partisi için gerçekten olağanüstü bir tabloyu işaret ediyor.
İki Demokrat eğilimli eyalette seçmenler, merkezci ve pragmatik Demokratları valilik koltuklarına gönderdi: New Jersey’de Mikie Sherrill ve Virginia’da Abigail Spanberger. New Yorklular, neredeyse altmış yıldır görülmemiş düzeyde sandığa giderek, zenginleri vergilendirme, kiraları dondurma ve ücretsiz kamu hizmetleri vaat eden 34 yaşındaki Demokratik Sosyalist Zohran Mamdani’yi belediye başkanı seçti. Kaliforniya’da ise bir referandum girişimi kabul edilerek, Demokratlara kongre seçim bölgelerini kendi lehlerine yeniden çizme olanağı tanındı. Bu da gelecek yıl yapılacak ara seçimler için kritik sonuçlar doğuracak.
Demokratlar ulusal ölçekte kendileri için elverişli bir ortamda yarıştı. Zira ara yıl seçimleri genellikle muhalefet partisine katılım avantajı sağlar. Bu tür seçimlere en çok siyasete ilgi duyan, genellikle dağ başında bile sandığa gitmekte kararlı seçmenler katılır — ki çoğu da başkanı cezalandırmak ister. Donald Trump, Demokratlar ve sola eğilimli bağımsızlar arasında son derece popüler olmayan bir figür. Ankete göre Trump’ı onaylamayan Amerikalıların oranı, onaylayanlardan 19 puan daha fazla. Bu, Trump’ın ikinci döneminin en düşük noktası ve ilk döneminin neredeyse tüm dönemlerinden daha kötü bir seviyeyi ifade ediyor.
Demokratlara avantaj sağlayan bir diğer unsur da seçim coğrafyasıydı. New Jersey ve Virginia, başkanlık seçimlerinde güvenilir biçimde Demokratlara oy veren, ancak valilik seçimlerinde zaman zaman Cumhuriyetçileri tercih eden eyaletler. Bu yüzden partinin testi, Spanberger ve Sherrill’in performanslarının Kamala Harris’in geçen yılki zaferiyle nasıl karşılaştırılacağıydı — yani onun oy farkını aşıp aşamayacaklarıydı.
Açık farkla aştılar. Spanberger, Virginia’da Harris’in oy farkını yaklaşık altı puandan fazla bir oranla geride bırakarak valiliği Cumhuriyetçilerden aldı. Demokratların coşkusu, skandal dolu geçmişiyle gündeme gelen başsavcı adayı Jay Jones’un bile kıl payı bir zafer elde etmesini sağladı.
Sherrill için New Jersey yarışı daha zorluydu. Eyalet, 2024’te Trump’a en büyük ikinci yönelimi göstermişti. Analistler, geçen yıl Demokratları terk eden —çoğu beyaz olmayan ve işçi sınıfından olan— seçmenlerin, Trump oy pusulasında yokken Cumhuriyetçilerle kalıp kalmayacaklarını ya da sandığa gitmeyi bırakıp bırakmayacaklarını merak ediyordu. Sherrill’in, popülerliğini kaybetmiş bir Demokrat valinin yerine aday olması da dezavantajdı; zira eyalette aynı partiden üç dönem üst üste seçim kazanan son aday 1961’deydi. Buna rağmen Sherrill, Trump’ın desteklediği MAGA yanlısı rakibi Jack Ciattarelli’yi yenmekle kalmadı, Harris’ten beş puandan fazla farkla daha iyi performans gösterdi. Bu zafer, Demokratların 2008–2020 arasında eyalette kazandıkları çift haneli oy farklarının yeniden yakalanmasını sağladı.
Hem Spanberger hem de Sherrill, ulusal güvenlik geçmişine sahip eski kongre üyeleri: ilki bir CIA ajanı, ikincisi ise donanma helikopter pilotu. Her ikisi de kültürel çatışma temelli tartışmalardan uzak durdu, polis teşkilatına desteklerini ölçülü bir dille ifade etti ve “sağduyulu, becerikli yönetici” imajı sundu. Spanberger zaferinin ardından destekçilerine, “2025’te Virginia, partizanlıktan değil pragmatizmden yana olduğunu tüm dünyaya gösterdi,” dedi.
Buna karşılık Mamdani, zayıf bir özgeçmişe, İsrail’e yönelttiği sert eleştirilere ve polis hakkında tartışmalı açıklamalara sahipti. Ancak New Jersey ve Virginia’daki seçmen profili, New York’takine kıyasla Amerika genelini daha iyi yansıttığı için, Mamdani’nin zaferi ülke genelinde ilerici politikalara yönelik iştah hakkında fazla şey söylemiyor. Yine de onun çarpıcı yükselişi, seçim kampanyası yürütme sanatı açısından dikkat çekici dersler içeriyor. Mamdani, kampanyasını “ulaşılabilir yaşam” temasına odakladı; bunu enerjiyle, kararlılıkla ve her platformda —ister Fox News, ister gece kulüpleri olsun— savunarak yaptı. En yakın rakibi, bagajı ağır eski vali Andrew Cuomo, kampanya boyunca soğuk ve ilgisiz bir profil çizdi.
Mamdani’nin vaatleri —devlet işletmeli marketler, ücretsiz otobüsler ve çocuk bakımı, uygun fiyatlı konut— mali açıdan son derece pahalı. Şehrin kiralık konut stokunun dörtte birinde kira dondurma sözü, kalan tüm konutlarda kira maliyetlerini artırabilir. Bu vaatlerin gerçekleşmesi, New York Valisi Kathy Hochul’un vergileri artırmaya ne kadar istekli olduğuna bağlı olacak ki, şu an için bu yönde bir eğilim göstermiyor. Bu da Mamdani’nin döneminin, destekçilerinin umduğundan daha sınırlı bir icraat dönemi olabileceğini gösteriyor.
New York için bir diğer kritik soru, Trump’ın Mamdani’ye nasıl yaklaşacağı. Trump, seçimden önce Mamdani’nin kazanmasının, “New York’un asgari yasal gerekliliklerin ötesinde hiçbir federal fon alamayacağı” anlamına geleceğini söylemişti. Dolayısıyla Trump’ın New York’u cezalandırıp cezalandırmayacağı veya göçmenlik baskısıyla kenti hedef alıp almayacağı belirsizliğini koruyor.
Demokratlar moral buldu ama temkinli
Demokratların bu seçimlerdeki toparlanması, parti içinde ciddi bir moral yarattı. Sonuçlar, genç ve azınlık kökenli işçi sınıfı seçmenlerin geçen yılki Cumhuriyetçi yöneliminin kalıcı olmayabileceği sinyalini verdi. Ancak birkaç eyaletteki bu zaferleri fazla büyütmek de riskli; zira Demokratlar bu yarışlarda yapısal avantajlara sahipti.
Gelecek yıl yapılacak ara seçimler (2026) çok daha belirleyici olacak. Kongre’nin kontrolü bu seçimlerde şekillenecek. Ancak Demokratlar, Cumhuriyetçilerin seçim bölgesi haritalarını yeniden çizme stratejileri (gerrymandering) ve Senato’daki sayısal üstünlükleri nedeniyle daha zor bir mücadeleyle karşı karşıya. Yine de Kaliforniya’daki “Proposition 50” yeniden haritalama yasasının kabulü, Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi yarışlarındaki avantajını kısmen dengeleyecek.
Sonuç olarak, bu ön seçim dönemi Demokratlara beklediklerinden çok daha güçlü bir ivme kazandırdı ve onları 2026 seçimlerine girerken moral olarak avantajlı bir konuma taşıdı.






