Citigroup ekonomistleri, Türkiye ekonomisinin 2025’in ikinci yarısında hafif bir resesyona girmesini bekliyor. Banka, ikinci çeyrekte açıklanan güçlü büyüme rakamlarının “faaliyetlerdeki temel zayıflığı” maskelediğini belirterek, tabloya daha temkinli yaklaşılması gerektiğini vurguladı.
Güçlü Veriler, Zayıf Dinamikler
Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda %4,8, çeyreklik bazda ise %1,6 büyüme kaydederek piyasa beklentilerini aştı. Ancak Citi ekonomistleri İlker Domaç ve Gültekin Işıklar, “verilerin iç yapısına bakıldığında hızlanmanın sürdürülebilir olmadığı” uyarısını yaptı.
- İmalat PMI: Temmuz–Ağustos döneminde belirgin şekilde geriledi.
- İşgücü piyasası: İstihdam yaratma kapasitesinde zayıflık dikkat çekiyor.
- Talep tarafı: Özel tüketimde normalleşme sürüyor; yüksek reel tüketici kredi faizleri hanehalkını baskılıyor.
- Arz tarafı: Sıkı finansal koşullar ve kredi arzındaki kısıtlamalar yatırımları sınırlıyor.
İhracatın Savunmasızlığı
Citi, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı sektörlerin Avrupa ve ABD’deki yavaşlamaya karşı kırılgan olduğuna dikkat çekti. Bu durum, dış talep kanalı üzerinden büyümenin ivme kaybetmesini muhtemel kılıyor. Makine ve ekipman yatırımlarının sınırlı kalması ise üretim kapasitesi artışını engelliyor.
Resesyonun Niteliği
Citi’nin altını çizdiği nokta, bu sürecin “derin bir kriz” değil, hafif ve sınırlı bir resesyon olacağı yönünde. Ancak özel tüketim, yatırım ve dış talep üçlüsünde aynı anda baskı yaşanması, ekonomide aşağı yönlü riskleri artırıyor.
Sonuç: Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte güçlü görünen büyüme rakamlarına rağmen, yılın ikinci yarısında iç talep zayıflığı, sıkı finansal koşullar ve dış pazar riskleri nedeniyle ivme kaybetmeye hazırlanıyor. Citigroup’un uyarısı, “hafif resesyon” ifadesiyle sınırlı kalsa da, sanayiden hanehalkına uzanan bir yavaşlama zincirinin habercisi.