BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Chu Xin’in iş arayışı onu bu yaz uzun bir yolculuğa çıkardı. Önce, Çin’in güneybatısındaki memleketinden yaklaşık 1.500 km uzaklıktaki, Hong Kong’un hemen karşısında yer alan hareketli üretim merkezi Shenzhen’e gitti. Sonra bir otobüse binip kuzeye, elektronik üreten Kunshan’a geçti. Burada günde on saat boyunca telefon parçalarına küçücük vidalar taktı. Beşinci günün sonunda bu işin dayanılmaz derecede sıkıcı olduğunu görüp eşyalarını topladı ve güneye doğru yola koyuldu—yolculuğunun bir sonraki aşamasına hazırdı.
Chu’nun hikâyesi bazı açılardan sıra dışı olsa da birçok yönden sıradan. Kendisi, devletin “esnek işçiler” olarak adlandırdığı, standart istihdam biçimlerinin dışında kalan yaklaşık 200 milyon kişiden biri. Bu grup “gig ekonomisi”ni oluşturuyor. Resmi sözleşmeleri yok; ancak Çin’in işgücü arzının kritik bir parçası haline geldiler. Toplam işgücünün dörtte birini, şehirlerde ise beşte ikisini oluşturuyorlar. Bazıları yaşlandıkça resmi işlerden gayriresmî işlere geçmiş olsa da, çoğunluğu genç, bekar ve ekonomik umudu zayıf erkeklerden oluşuyor. Onların ilerlemesi ya da ilerleyememesi Çin’in geleceğini belirleyecek. Eğer yerleşip ev alır, aile kurarlarsa ülkenin ekonomik sıkıntılarını hafifletecekler. Eğer yapamazlarsa, Komünist Parti için sorun olacaklar. Bu nedenle onlar Çin’in “ya tamam ya devam” işçileri.
Bu durum, Çin ekonomisinin zorlukları nedeniyle daha da kritik. Tüketici talebi zayıf seyrediyor; perakende satış büyümesi ağustosta yılın en düşük hızına geriledi. Konut satışları ve fiyatları düşmeye devam ediyor, moral bozuluyor. Kent işsizliği yükseldi. Nüfusun azalması, liderleri doğumları teşvik edecek sübvansiyonlar sunmaya zorladı. Son dönemdeki olumsuz resmi veriler, yıllık GSYİH büyümesinin üçüncü çeyrekte %3’e kadar düşebileceğine dair tahminlere yol açtı.
Batı’daki gig ekonomisi neredeyse tamamen hizmetlere odaklanmışken, Çin’de yaklaşık 40 milyon kişi fabrikalarda günlük veya haftalık ücretlerle çalışıyor. Peking Üniversitesi’nden Zhang Dandan’ın araştırmasına göre, ülkenin en büyük üretim tesislerinde zaman zaman işçilerin %80’ini bu kesim oluşturabiliyor. Yarı resmî tahminler, 84 milyon kişinin çevrim içi şirketlerde yemek ve paket dağıttığını ya da yolculuk paylaşım taksilerinde çalıştığını gösteriyor. Çok daha fazlasının serbest internet pazarlaması yaptığı veya inşaat ve restoranlarda geçici işlerde çalıştığı düşünülüyor. Fabrika işçileri genellikle 20’li yaşlarında olurken, kuryeler daha yaşlı olabiliyor.

Gig işçilerin hayatı zor. O halde neden resmî iş yerine bunu seçiyorlar? 2000’lerde Çin’in ekonomik patlamasına güç veren işçiler, hizmetlerden düğünlere kadar her şeyi sağlayan dev fabrikalarda çalışıyordu. Çoğu sadece memleketlerine dönerken ayrılıyordu. 2008’den sonra sözleşmeler yaygınlaştı, sınırlı da olsa iyileştirilmiş sigorta gibi haklar sundu. Ancak iş, çoğu zaman ayda sadece bir gün izinle, çok uzun vardiyalar ve son derece sıkıcı üretim hatlarından ibaretti.
Bugünün “ya tamam ya devam” işçileri bilinçli olarak böyle bir hayatı reddediyor. Önceki yoksul kuşakların önem verdiği istikrar yerine özgürlük ve esnekliği önceliyorlar. Fabrikalarda angarya işlere zorlandıklarında çekip gitmek istiyorlar. Görüştüğümüz birçok kişi kendi kararlarını alabilmenin önemini vurguladı. Örneğin, 40’lı yaşlarındaki Shanghai sakini Li Meng yıllarca devlet okullarında çalıştıktan sonra yoga eğitmeni oldu. Çalıştığı stüdyoyla sözleşmesi yok ve stüdyo onun emekliliğine katkı yapmıyor. Ama her hafta kendi programını yapabilmenin özgürlüğü buna değer olduğunu söylüyor.
Bu işçiler, Çin’in dev platform ekonomisini lehlerine kullanmayı da öğreniyor. Fabrika işlerinden yemek dağıtımına, taksi sürücülüğünden sosyal medya pazarlamasına kadar kısa süreli işler çevrim içi bulunabiliyor. İşçiler şirketi pek umursamadan işten işe geçebiliyor. Lijiang şehrinde yaşayan şoför Wang Shi, gelirini en üst düzeye çıkarmak için rutin olarak birden fazla yolculuk uygulaması arasında geçiş yaptığını söylüyor. Shanghai Jiao Tong Üniversitesi’nden Lu Ming, platformları ustaca kullanan bu işçilerin, sözleşmeli çalışanlardan daha çok kazanabildiğini belirtiyor. Ayrıca istedikleri zaman izin yapabiliyorlar.

Bu özgürlükler popüler kültürde de yansıyor. Shenzhen’deki bir işe alım merkezinden türeyen “Sanhe Tanrıları” adı verilen bir internet efsanesi var. Bu işçiler, yalnızca birkaç gün barınma ve yiyecek masraflarını karşılayacak kadar çalışıp sonra günlerini telefonda oyun oynayarak ve keyif yaparak geçiren kişiler olarak tasvir ediliyor. Onlar, patronlarının ihtiyaçlarına uyumlu, çalışkan geçmiş kuşakların aksine, kendi kaderinin efendisi, tembel insanlar olarak resmediliyor.
Ancak gig ekonomisi büyüdükçe kaygılar da artıyor. Sözleşmeden kaçtıkları için kendi emekliliklerine ödeme yapmıyorlar. Bu, kısa vadede daha yüksek maaş demek, işverenler için de ek maliyetlerden kurtulmak anlamına geliyor. Çoğu kırsal kökenli olduğundan şehirlerde emeklilik, sağlık ve eğitim gibi hizmetleri sağlayan “hukou” (ikamet izni) ayrıcalıklarından da yoksun. Birçok şehirde ev satın almaları da mümkün değil.
Daha sinsi riskler de var. Ekonomistler, devasa bir gig ekonomisinin Çin’in beşerî sermayesini zayıflatmasından korkuyor. Şirketlerin işçilere eğitim vermesi için bir teşvik kalmıyor. Fabrikalar giderek daha fazla otomatikleşiyor, bu onları daha güvenli kılıyor ama aynı zamanda işi daha monoton hale getiriyor. Çalışanlar saatlerce aynı el hareketini tekrarladıkları “mikro görevlerde” uzmanlaşıyor. Chu, en kötülerinin telefon kapaklarını monte etmek ya da ürünlere etiket yapıştırmak olduğunu söylüyor. Zhang, bu tür işlerin işçileri “beceri yoksunlaştırdığı” endişesini taşıyor.
Önemli olan, bu işçilerin yalnızca ne üretebildiği değil, ne tüketebileceği de. Önceki nesiller, kırsaldan gelen işçilerin tüketici olarak büyük ölçüde göz ardı edilmesi nedeniyle Çin’in ekonomik yükselişinden pek fayda sağlayamadı. Ancak gig işçileri ev alıp aile kurabilirse, UBS’ten Zhang Ning bunun tüketimi çok büyük ölçüde artıracağını söylüyor. Chengdu’daki Güneybatı Finans ve Ekonomi Üniversitesi’nden Junhui Wang ve arkadaşlarının araştırması, kırsal haneler kentlileştiğinde tüketimlerinin %2,4 arttığını ortaya koyuyor.
Ağustosta Çin Yüksek Mahkemesi, işverenleri tarafından hakları reddedilen işçilerin tazminat talep edebileceğine hükmetti. Bu, gig işçilerini kullanan ve ekstra maliyeti karşılayamayacak küçük şirketleri şoke etti. Ancak kararın nasıl uygulanacağı belirsiz. Daha büyük mesele ise onlarca yıldır insanların hareketini kontrol etmek için kullanılan “hukou” sistemi. Son reformlar, resmî çalışanların şehirlere yerleşmesini kolaylaştırıyor, ancak gig işçileri için hiçbir şey yapmıyor.
Park hayatı
Hukou değişmezse, pek çok “ya tamam ya devam” işçisi için gelecek karanlık olacak. Fabrika gig işçilerinin ortalama yaşı 26. Yaklaşık %80’i erkek; %75-80’i bekar ve çocuksuz. Sanayi merkezlerinde giderek daha fazla genç işçi parklarda ve köprü altlarında uyuyor. Yakın zamana kadar Kunshan’ın en büyük parklarından birinde, işten çıkan onlarcasının bavullarıyla birlikte uyuduğu görülebiliyordu (polis şimdi onları buradan uzaklaştırmış durumda). Geçici inşaat veya fabrika işleri için işçi alan aracı kurumların bulunduğu işçi pazarlarında kalabalıklar toplanıyor. Shenzhen’in en büyük pazarında muhabire dikkatli olması söylenmiş; birçok işçinin alkolik ya da uyuşturucu bağımlısı olduğu iddia ediliyor.
Bu tablo, Komünist Parti’nin teşvik etmek istediği istikrar ve huzurdan çok uzak. Ayrıca yeni nesil işçiler, eskilere kıyasla çok daha bağlantılı. Akıllı telefonları var, günde saatlerce sosyal medyada geziniyorlar. The Myth of Chinese Capitalism kitabının yazarı Dexter Roberts, genç gig işçilerin Partiye seleflerinden daha az saygılı göründüğünü söylüyor. Kısacası, giderek büyüyen, evsiz, hoşnutsuz ve canı sıkılan işçiler grubunun Çin’in sakin kentsel görüntüsünü daha fazla bozması şaşırtıcı olmayacak. Ülkenin liderlerinin bu nedenle, işçilerin parklar yerine kendi evlerinde uyumalarını sağlaması için nedenleri var.