Apple CEO’su Tim Cook’un Fortune Global Forum söyleşisinde yaptığı Çin değerlendirmeleri, sadece bir şirket yöneticisinin görüşü değil; yıllardır Çin’de üretim yapan, yerel dinamikleri bizzat deneyimlemiş bir figürün gözlemleri olarak oldukça dikkat çekici. Cook’un ifadeleri, Çin’in küresel üretim gücüne dair yanlış algıların altını çiziyor ve aslında gelişmekte olan ülkeler için de önemli dersler barındırıyor.
Ucuz İşgücü Değil, Derin Uzmanlık
Tim Cook, yaygın kanının aksine, Çin’in artık düşük işgücü maliyeti avantajıyla değil, yüksek beceri düzeyi ve teknik çeşitliliğiyle öne çıktığını vurguluyor. Özellikle Apple gibi ileri teknoloji ürünler üreten bir şirket için bu nitelikler belirleyici oluyor. Cook, ABD’de kalıp mühendisliği gibi uzmanlık alanlarında insan bulmanın zorlaştığını; oysa Çin’de bu alanda binlerce yetkin uzmanın görev yaptığını aktarıyor. Bu da, Çin’in sadece işgücü değil, vasıflı işgücü altyapısında da dünya liderlerinden biri olduğunu gösteriyor.
Eğitime Yatırımın Meyvesi: Sanayi ve Uzay
Cook’un sözlerinden çıkarılması gereken asıl ders ise şu: Eğer bir ülke eğitimi stratejik bir yatırım olarak görür, gençlerini yıllar boyunca dünyadaki en iyi uzmanlarla donatır, sonra onları kendi ülkesinde liyakate dayalı biçimde istihdam ederse, küresel ölçekte söz sahibi şirketler yetiştirir. Bugün Çin’den BYD gibi elektrikli araç devleri çıkıyor, Çin uzay istasyonu kuruyor ve küresel ekonomide ağırlığını her geçen gün artırıyor.
30 Yılda Değişen Gençlik: Umutsuzluktan Özgüvene
Belki de en çarpıcı tespit, 30 yıl önce dünyanın en umutsuz gençliğine sahip olan Çin’in, bugün en umutlu, en özgüvenli genç nüfusa ev sahipliği yapıyor olması. Bu dönüşüm, sadece ekonomik değil; kültürel ve psikolojik bir kırılmayı da ifade ediyor. Kendisini işe yaramaz hisseden bir nesilden, ülkesinin geleceğini omuzlamaya hazır bir gençliğe…
Sonuç: Hedef Ucuzluk Değil, Liyakat ve Derinlik
Tim Cook’un açıklamaları, gelişmekte olan ülkeler için sadece üretim stratejisi değil, insan kaynağı planlaması, eğitim politikası ve milli vizyon açısından da kritik ipuçları içeriyor. Çin’in başarısı tesadüf değil; uzun vadeli, sabırlı ve planlı bir yatırımın sonucu.
