BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
İkinci dünya savaşından önce önde gelen ekonomilerin temerrüde düşmesi nadir bir durum değildi. Fransa 1848’de bazı kısa vadeli yükümlülüklerini zorla süresiz hale getirdi. Britanya, Amerika’ya olan bazı büyük savaş borçlarını asla geri ödemedi. Amerika’nın kendisi bile 1933’te, Başkan Franklin Roosevelt’in altın standardını kaldırmasının ardından, alacaklıların belirli bir miktar altın değerine eşit ödeme talep etme hakkını geçersiz kılan bir yasa çıkardı; bu teknik olarak bir temerrüttü. İkinci dünya savaşı sırasında ve sonrasında pek çok Avrupa ülkesi de temerrüde düştü.
O tarihten sonra gelişmiş ekonomilerin her zaman borçlarını geri ödediği yönünde bir norm oluştu, ancak bu norm 2010’larda Yunanistan ve Kıbrıs tarafından ihlal edildi. Yine de alacaklılar zarar görmeye devam etti. Harvard Üniversitesi’nden Carmen Reinhart ve IMF’den Maria Belen Sbrancia’nın yazdığına göre 1945 ile 1980 arasında gelişmiş ekonomiler bu sürenin yaklaşık yarısında borçlarını, faiz ödemelerinden daha fazla enflasyon yoluyla eriterek azalttı. Faiz giderlerinde yıllık ortalama tasarruf GSYİH’nın yüzde 1 ila 5’i arasında değişti.
Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’den Barry Eichengreen ve Cenevre Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Rui Esteves’in 220 yıllık verilerle tespit ettiği en büyük tek borç azaltma dönemi 1947 ile 1956 yılları arasında Britanya’da gerçekleşti. Ülkenin borcun GSYİH’ye oranı 131 puan geriledi. Bu düşüşün yaklaşık yarısı, enflasyonun faiz oranlarını aşmasından kaynaklandı. Ancak Eichengreen ve Esteves, aynı dönemde Amerika’nın borç azaltımının bunun yarısı kadar olduğunu ve esas olarak ekonomik büyümeye dayandığını özellikle vurguluyor.
Büyük ekonomilerde bütçe fazlasıyla sağlanan borç azaltımının benzer örneklerine ancak birinci dünya savaşından önce rastlanıyor. O dönemde altın standardı, borçları enflasyonla eritmeye izin vermiyordu. Fransa 1896’dan 1913’e borcun GSYİH’ye oranını yüzde 96’dan yüzde 51’e düşürdü. Britanya, Napolyon Savaşları sonrasında 1822’den 1913’e tam dokuz on yıl boyunca birincil bütçe fazlası vererek borç oranını yüzde 194’ten yüzde 28’e indirdi. Amerika ise 1867 ile 1913 arasında GSYİH’nin yüzde 30’una ulaşan borcunu bütçe fazlalarıyla neredeyse tamamen sildi.
Eichengreen ve Esteves’in en büyük 30 borç azaltma vakası listesinde, savaş sonrası dönemde G7 ülkeleri arasında bunu esas olarak bütçe disipliniyle başaran tek ülke 1997 ile 2006 arasında Kanada oldu. Kanada günümüzde de büyük borç artışından kaçınmayı başaran az sayıdaki gelişmiş ekonomiden biri; bu da bir sonraki bölümde ele alınacak.





