
BOJ’un 19 Aralık’ta faiz artırma olasılığı %80’e çıktı; piyasa 25 bp artışı fiyatlıyor.
Yeni hükümetin “göz yumacağı” mesajı, Japonya’da 15 yıl sonra tam normalleşmenin kapısını aralıyor.
10 yıllık getiri %2 sınırına dayanırken, %230 Borç/GSYH oranına sahip Japonya için karar tarihi kritik hâle geldi.
Japonya’nın yıllardır sıfıra çivilenmiş faiz rejimi, Aralık ayında kırılma eşiğine geliyor. Reuters’ın hükümet kaynaklarına dayandırdığı haberlere göre, Başbakanlık kanadı 25 baz puanlık bir artışa itiraz etmeyecek. Piyasalar bu değişime anında tepki verdi: BOJ’un 19 Aralık toplantısı için faiz artırma ihtimali %80 seviyesine yükseldi; 10 yıllık devlet tahvili getirisi %2’ye dayandı.
Bu hamlenin önemi büyük. Japonya, G7 içinde son “ultra gevşek” para politikasına sahip ülkeydi ve uzun yıllar boyunca düşük faizle borçlanmanın sağladığı rahatlık sayesinde kamu maliyesini yüksek bir kaldıraçla çevirdi. Bugün Borç/GSYH oranı %230 ile dünyanın en yükseği. Faizde atılacak her artış, devletin borç çevirme maliyetini doğrudan yukarı taşıyor.
Getirilerdeki sert yükseliş, piyasanın artık BOJ’un elini zorladığını gösteriyor. Getiri eğrisi kontrolünün kaldırılması, enflasyonda kalıcılık sinyalleri ve ücret artışlarının geniş tabana yayılması, bankayı kaçınılmaz bir normalleşmeye itiyor. Ancak bu normalleşme Japonya için sancılı: Kamu borcu büyük, sosyal güvenlik yükleri artıyor ve yaşlanan nüfus, bütçe açığını büyütmeye devam ediyor.
Aralık kararı bu nedenle yalnızca para politikasına dair bir dönemeç değil; Japonya’nın yüksek borçla yaşamayı mümkün kılan modelinin de stres testine dönüşüyor. BOJ’un nasıl bir iletişim stratejisi izleyeceği, küresel tahvil piyasalarında da yön belirleyici olacak. Gelişmiş ülkelerdeki faiz farklarının daralması, sermaye akımlarını yeniden şekillendirebilir.
