Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Amerika Birleşik Devletleri’nde önümüzdeki on yıl içinde 1.4 trilyon dolarlık devasa bir yatırım yapma kararı aldı. Bu yatırım, şimdiye kadar taahhüt edilen en büyük doğrudan yabancı yatırımlardan biri olarak kayıtlara geçti. BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı ve ülkenin ekonomik stratejisinin kilit isimlerinden Şeyh Tahnun bin Zayed Al Nahyan, geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Donald Trump ile görüşerek bu büyük yatırım anlaşmasını masaya yatırdı.
Hangi Sektörler Öne Çıkıyor?
Yatırımın detaylı çerçevesi henüz netleşmiş değil ancak BAE, yarı iletkenler, enerji, üretim ve yapay zeka gibi kritik sektörlerdeki yatırımlarını “kayda değer şekilde artırmak” istediğini açıkladı. Son yıllarda ABD’de üretim sektörü ciddi zorluklarla karşı karşıya kalırken, CHIPS Yasası bile yarı iletken üretimini teşvik etmekte yetersiz kaldı. Eski Başkan Trump, Tayvan’ı ABD’den yarı iletken üretimini çalmakla suçlamış ve tarifeler uygulamakla tehdit etmişti. Yapay zeka alanında ise ABD, Çin ile rekabet edebilmek için hızlı hareket etmek zorunda. Çin’in DeepSeek gibi yapay zeka projeleri bu alanda büyük ilerleme kaydettiğini gösteriyor.
ABD’de Yeni Alüminyum Tesisine Yeşil Işık
BAE merkezli Emirates Global Aluminum, ABD’de son 40 yılda kurulan ilk yeni alüminyum üretim tesisini inşa etmeyi planladığını duyurdu. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, bu tesisin ABD’nin alüminyum üretim kapasitesini neredeyse ikiye katlayacağı ve genel anlamda üretim sektörüne önemli bir ivme kazandıracağı ifade edildi.
Enerji ve Veri Merkezlerine Büyük Sermaye Akışı
BAE’nin yatırım fonu ADQ, ABD merkezli Energy Capital Partners ile iş birliği yaparak enerji altyapısına 25 milyar dolarlık yatırım yapacak. Bu yatırımlar arasında veri merkezleri de önemli bir yer tutuyor. Öte yandan, milyarder iş insanı Hussain Sajwani, Ocak ayında ABD’deki bir veri merkezine 20 milyar dolar yatırım yapmayı planladığını duyurmuştu. Sajwani’nin firması Damac, Trump’ın ticari girişimleriyle halihazırda yakın ilişkilere sahip.
Bu tarihi anlaşma, ABD ekonomisi için büyük bir kazanç olarak değerlendirilirken, aynı zamanda küresel sermayenin yeni güvenli limanlar arayışında olduğunu gösteriyor.
