Güney Kafkasya’da Yeni Dönem
Azerbaycan ile Ermenistan, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Beyaz Saray’da imzaladıkları ortak deklarasyonla, onlarca yıl süren çatışmaları resmen sonlandırma ve tam diplomatik normalleşme sürecine girme kararı aldı. ABD arabuluculuğunda gerçekleşen anlaşma, Güney Kafkasya’da Soğuk Savaş’tan bu yana Rusya’nın çevresindeki “dondurulmuş çatışmaların” çözüldüğü ilk örnek oldu.
Anlaşmanın en kritik maddesi, Güney Kafkasya’dan geçecek stratejik transit koridorunun (Zengezur) geliştirme haklarının uzun süreli olarak ABD’ye verilmesi. “Trump Uluslararası Barış ve Refah Yolu” olarak anılan bu rota, Nahçıvan’a tam erişim sağlarken Ermenistan’ın egemenliğini koruması üzerine inşa edildi. Koridorun enerji ve diğer kaynakların ihracatında yeni bir hat oluşturması, bölgedeki kapalı sınır ve ekonomik izolasyonun kırılması bekleniyor.
ABD ayrıca hem Azerbaycan hem de Ermenistan’la enerji, ticaret, ulaştırma, yapay zekâ ve savunma sanayii dâhil olmak üzere çok sayıda alanda iş birliği anlaşmaları yaptı. Washington, Azerbaycan’a 1992’den beri uygulanan savunma kısıtlamalarını kaldırarak askeri ve güvenlik alanındaki iş birliğinin önünü açtı.
Anlaşma sonrası Minsk Grubu’nun feshi için ortak adım atılırken, iki ülke “barış için yol haritası” üzerinde çalışmak üzere teknik ekipler oluşturacak. Bu süreçte ABD’nin bölgede kalıcı siyasi ve ekonomik angajmanını sürdürmesi, anlaşmanın ömrü açısından belirleyici olacak.
Uzmanlara göre, Güney Kafkasya’daki bu normalleşme, yalnızca bölge ticaret hatlarını değil, aynı zamanda Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırım denetimini de güçlendirecek. Kafkasya, bugüne kadar yaptırım politikalarında önemli bir “kör nokta” olarak görülüyordu.
BSEkonomi Notu – Yatırımcı Ne Anlamalı?
- Transit Koridoru ve Enerji Hatları: ABD kontrolündeki yeni rota, Hazar’dan Avrupa’ya uzanan enerji ve lojistik zincirlerinde yeni fırsatlar yaratabilir. Petrol, doğalgaz ve maden taşımacılığı projeleri ivme kazanabilir.
- Jeopolitik Riskin Azalması: Azerbaycan–Ermenistan hattındaki ateşkesin kalıcılaşması, bölgedeki güvenlik risk primini düşürebilir. Bu, bölgesel borsalara ve yabancı sermaye girişine pozitif yansıyabilir.
- Rusya Faktörü: Moskova’nın anlaşmadan dışlanması, ilerleyen dönemde siyasi gerilim ihtimalini koruyor. Bu, yatırımcıların uzun vadede tamamen risksiz bir senaryo beklememesini gerektiriyor.
- ABD’nin Stratejik Etkisi: Washington’un hem diplomatik hem ekonomik olarak bölgede ağırlığını artırması, ABD şirketleri için doğrudan yatırım fırsatları yaratırken, Batı blokunun bölge ticaretinde payını artırabilir.