BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Avrupa Birliği gibi, Latin Amerika da — en azından büyük bir kısmı — demokrasiye, çok taraflılığa ve uluslararası hukuka bağlı bir bölge. İki tarafı tarih, dil, kültür ve ticaret bağları birleştiriyor. Buna rağmen, ABD ve Çin’in etkisi Latin Amerika ve Karayipler’de Avrupa’dan çok daha belirgin. Şimdi, hem Avrupa hem Latin Amerika Donald Trump’ın gümrük tarifeleri ve tehditleriyle karşı karşıya kalınca, aralarındaki mesafeyi kapatma çabası hızlandı. 9–10 Kasım’da AB, 33 Latin Amerika ve Karayip ülkesiyle (CELAC) Kolombiya’nın Santa Marta kentinde bir zirvede buluşacak. Önümüzdeki haftalarda ise AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’nun, Arjantin ve Brezilya merkezli serbest ticaret bloğu Mercosur’la yapılacak anlaşmayı onaylaması bekleniyor.
Tarihi anlaşma eşiğinde
İkinci gelişme birincisinden çok daha önemli. Zirvenin zamanı ve yeri Trump’ın Venezuela lideri Nicolás Maduro ve Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro’ya yönelik baskı kampanyası nedeniyle talihsiz bir döneme denk geldi; birçok lider bu nedenle toplantıya katılmaktan kaçınabilir. Buna karşın ticaret anlaşması çeyrek yüzyılı aşkın süredir hazırlanıyordu. Avrupa Komisyonu Eylül ayında nihayet metni Konsey’e gönderdi. Brüksel’deki yetkililer, ulusal hükümetlerin ve parlamentonun anlaşmayı 2026 ortasına kadar onaylayacağına artık daha emin.
Anlaşma, her iki kıtadaki korumacı lobiler yüzünden defalarca ertelendi. Özellikle Avrupalı çiftçiler, Güney Amerika tarım devleriyle rekabetten endişeliydi. Ancak iki şey değişti:
- Komisyon, çiftçileri telafi edecek yeni destek mekanizmaları açıkladı ve anlaşmadaki koruma önlemleri hakkında daha fazla bilgilendirme yaptı.
- Ukrayna savaşı, Çin ile ticaret gerilimleri ve Trump’ın dönüşü, AB’ye ittifaklarını çeşitlendirme zorunluluğunu hatırlattı. Brüksel’deki bir diplomatın sözleriyle: “Eğer Mercosur değilse, kiminle çeşitlenirsiniz?”
Ekonomik ve jeopolitik kazanımlar
Bu argümanlar Avrupa içinde giderek güç kazanıyor. “Bir yıl önce Konsey tamamen bölünmüştü,” diyor bir Komisyon yetkilisi. “Şimdi tablo daha bulanık.”
Almanya, İtalya, Portekiz ve İspanya anlaşmayı destekliyor; Avusturya, Fransa, İrlanda ve Polonya karşı. Ancak Polonya dışında diğerlerinin tavır değiştirmesi bekleniyor. Avrupa Parlamentosu’nda da bazı itirazlar olsa da, anlaşmanın reddedilmesi beklenmiyor.
Tam kapsamlı ortaklık anlaşması 42 ulusal ve bölgesel parlamentonun onayını gerektiriyor. Ancak ticaret kısmı, “geçici anlaşma” olarak ayrıldığı için yalnızca nitelikli çoğunlukla Konsey onayı yeterli olacak. Bu anlaşma, yıllık 150 milyar dolarlık ticaret ilişkisini derinleştiriyor ve iki taraf arasındaki malların %90’ındaki gümrük vergilerini 12 yıl içinde kademeli olarak kaldırıyor. Komisyonun Temmuz ayında yayımladığı çalışmaya göre, bu adım AB ihracatını 49 milyar avro, Mercosur ihracatını ise 9 milyar avro artıracak.
Brüksel, bu anlaşmanın Çin’in Mercosur’daki pazar payını sınırlayacağını düşünüyor. Mercosur içinse bu, dışa kapalı ekonomik yapısını kıran tarihi bir dönüm noktası.
Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, ülkesinin BRICS üyeliğini sık sık vurgulasa da, bu anlaşma Brezilya’ya BRICS’e alternatif bir diplomatik kanal sunuyor. FGV’den Matias Spektor, “Bu, Brezilya’ya Putin’le özdeşleşmiş imajını dengeleme fırsatı veriyor,” diyor.
Arjantin lideri Javier Milei içinse anlaşma, Trump’a yakın durmasına rağmen Mercosur’dan ayrılma tehditlerini uygulamasını zorlaştıracak.
Avrupa–Latin Amerika köprüsü yeniden kuruluyor
AB zaten Şili, And ülkeleri, Orta Amerika ve Karayipler ile ticaret anlaşmalarına sahip; Meksika ile yapılan anlaşmayı da güncellemiş durumda. Kalkınma bankası CAF’tan Sergio Díaz-Granados, Mercosur anlaşmasının bölgesel tedarik zincirlerini güçlendireceğini ve menşe kurallarını uyumlaştırarak Avrupa–Latin Amerika ilişkisine daha kalıcı bir ekonomik derinlik kazandırabileceğini söylüyor.
Buna karşılık, Santa Marta zirvesi daha sembolik bir anlam taşıyor. Katılımın bakan düzeyinde kalması bekleniyor. Gündemde iklim değişikliği, dijital dönüşüm, organize suçla mücadele ve AB’nin 45 milyar avroluk “Global Gateway” altyapı programı var. Karayiplerde sargassum yosunuyla mücadele ve uydu internet projeleri gibi girişimler yürütülse de, bunlar Çin’in liman ve enerji yatırımları kadar ses getirmiyor.
Diplomatik yeniden başlatma
Diplomatlara göre, Santa Marta zirvesinin asıl değeri, gerçekleşiyor olması. Çünkü CELAC, bir entegrasyon aracı olmaktan çok, Latin Amerika’daki siyasi bölünmelerin göstergesi. 2015–2023 arasında, Venezuela’daki diktatörlük tartışmaları yüzünden AB–Latin Amerika zirveleri yapılamamıştı. Bu süreci yeniden başlatmak için İspanya’nın AB dönem başkanlığı ve eski dış politika sorumlusu Josep Borrell’in girişimleri belirleyici oldu.
2023’te Nikaragua, Ukrayna’daki savaşa yönelik hafifletilmiş kınama nedeniyle ortak bildiriyi imzalamayı reddetmişti. Şimdi ise tablo daha karmaşık: Trump’ın Karayiplerdeki askeri varlığı, uyuşturucu operasyonları ve Maduro rejimini devirmeye yönelik tehditleri, bölge ülkelerini yeniden bölüyor. Ev sahibi Petro’nun diplomatik deneyimsizliği de risk faktörü.
Santa Marta’dan büyük ihtimalle yıllık bakanlar toplantısı planı çıkacak; ancak AB’nin fiilen Brezilya ve Meksika gibi büyük ülkelerle ikili ilişkileri önceliklendirmesi bekleniyor.
Zorluklara rağmen, hem Avrupa hem Latin Amerika için bu ilişki yeniden derinleştirilmeye değer.






