BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Savaşlar cephede yapılır, ancak aynı zamanda mali gücün de bir sınavıdır. Uzun süren çatışmalarda kaynakları seferber etme ve yeni finansman yolları bulma kabiliyeti ve iradesi, kimin kazanacağını belirlemede kritik öneme sahiptir; kimi zaman belirleyici faktör budur. Bu gerçek, artık Avrupa için son derece somut hale geliyor. Ukrayna ciddi bir nakit kriziyle karşı karşıya. Eğer durum değişmezse, ülke şubat sonunda parasız kalacak. Başkan Donald Trump’ın Amerika’nın Ukrayna’ya finansal desteğini kesmesi, ateşkes umutlarının sönmesi ve Rusya’nın Ukrayna’nın enerji altyapısını yıkan insansız hava aracı saldırılarıyla ülkenin direncini kırmaya çalışması bu uçurumu hızla yaklaştırıyor.
Borçlu ve bölünmüş Avrupa, Ukrayna’yı savaşta tutacak parayı bulmak zorunda. Ancak bu nakit ihtiyacını yalnızca “yıllık bütçede acı verici bir kalem” olarak görmek büyük bir hata olur. Aksine bu durum, Avrupa ile Rusya arasındaki güç dengesini değiştirme; Kremlin’in finansal kırılganlığını açığa çıkararak Vladimir Putin’in savaş ve barış hesaplarını değiştirme fırsatıdır. Aynı zamanda, Avrupa’nın Amerika’dan askerî ve mali bağımsızlığını hızlandırması için de bir şans. Ukrayna’nın faturası çoğu Avrupalının düşündüğünden daha büyük, ama aynı zamanda bir fırsat niteliğinde.
Putin’i durdurmanın maliyeti ne?
Neredeyse dört yıl süren savaşın sonunda, çatışmanın maliyeti devasa boyutlara ulaştı. 2025 sonuna kadar Ukrayna’nın askerî harcamaları (savunma bütçesi + yabancı silah hibeleri + askerî yardımlar) toplamda yaklaşık 360 milyar dolar olacak. Sadece bu yıl için gereken kaynak 100–110 milyar dolar, yani Ukrayna’nın GSYH’sinin yarısına denk geliyor.
Ancak Ukrayna’yı ayakta tutan üç ana finansman kaynağının ikisi artık kurudu. Trump’ın göreve gelmesinin ardından Amerika’nın aylık fon aktarımları durdu. Ukrayna, dış borçlanmada da sınırına geldi: bütçe açığı GSYH’nin yaklaşık %20’si, kamu borcu ise savaş öncesinin iki katına çıkarak %110’a ulaştı. Savaşın harap ettiği yerel hanehalkı ve şirketlerden borçlanma imkânı da son derece sınırlı.
Geriye yalnızca Avrupa kaldı. Ancak bu durum, Avrupa Birliği içinde derin bölünmeleri gün yüzüne çıkarıyor. 23 Ekim’de AB liderleri, birlik bünyesindeki takas kurumlarında tutulan 163 milyar dolarlık dondurulmuş Rus varlıklarını teminat göstererek Ukrayna’ya kredi verilmesi konusunda anlaşamadı. Takas kurumuna ev sahipliği yapan Belçika’nın itirazı planı raydan çıkarabilir. Kuzey ülkeleri, ortak borçlanmanın mali disiplin için risk oluşturacağından endişeli. Fransa, yeni fonların Trump’ı memnun etmek için pahalı Amerikan silahlarına harcanacağını düşünüyor. Herkes, açık çekin Ukrayna’daki yolsuzluğu körükleyebileceğinden korkuyor.
Bu kaygılar haklı olabilir, ancak Avrupa’nın önünde duran iki stratejik kazanç yanında önemsiz kalıyor:
1. Kremlin’in zayıflığını göstermek
Rusya, 200.000 ila 500.000 asker kaybetti — Ukrayna’nın iki katı. Ekonomik yük de ağır. 2025’te açıklanan savunma harcamaları 160 milyar doları bulacak. Devlet bankaları, askeri sanayi kompleksini finanse etmek için bilanço dışı devasa krediler veriyor. 2022’deki yaptırımlar Moskova’yı çökertmemiş olabilir, ancak “savaş ekonomisi patlaması” artık stagflasyona dönüşmüş durumda: büyüme neredeyse sıfır, işgücü açığı artıyor, gizli batık krediler büyüyor, enflasyon %8, faiz oranı %16,5. Böyle birkaç yıl daha sürerse, Rusya ciddi bir ekonomik ve bankacılık kriziyle karşılaşabilir. Avrupa, Ukrayna’yı en az beş yıl daha finanse edeceğini gösterebilirse, Putin köşeye sıkışır.
2. Avrupa’nın stratejik bağımsızlığı
Trump’ın NATO’ya olan tutarsız yaklaşımı göz önüne alındığında, Avrupa artık askeri olarak Amerika’ya bağımlı kalamaz. Ukrayna’ya uzun vadeli finansman planı, Avrupa’nın kendi mali ve endüstriyel savunma kapasitesini inşa etmesine yardımcı olacaktır.
Dört yıllık taahhüt, ağırlıklı olarak silah ve bütçe desteği şeklinde, 390 milyar dolara mal olacak. Bu çok büyük bir rakam gibi görünse de, NATO’nun Amerika dışındaki üyeleri arasında paylaşıldığında ekonomik olarak sürdürülebilir. Yıllık maliyet, Avrupa ekonomisinin sadece %0,4’üne denk geliyor — geçen yılın iki katı, ama hâlâ yönetilebilir. Aksi hâlde Ukrayna’nın savaşı kaybetmesi, Putin’in yeni bir tehdide dönüştürebileceği, bitkin ama silahlı bir başarısız devlet yaratır.
Bu gazete, Rus varlıklarının müsaderesini destekliyor; ancak bu kaynaklar gereken tutardan 230 milyar dolar eksik. Dolayısıyla, AB’nin ortak borçlanmaya gitmesi gerekebilir. Bu, euronun statüsünü zayıflatmak yerine, tek sermaye piyasasını derinleştirir ve euroyu daha güçlü bir rezerv para haline getirir. Silah tedarikinin birkaç yıla yayılması, Avrupa’nın savunma sanayisini planlı biçimde büyütmesini sağlar. Kısa vadede Ukrayna’nın ihtiyaç duyduğu Amerikan hava savunma sistemlerini almakta tereddüt edilmemeli; orta vadede ise Avrupa savunma şirketlerine ve Ukrayna’nın yerli savunma teknolojilerine ağırlık verilmelidir.
“Getirin”
Ciddi zorluklar elbette olacak. Putin’in moralini çökertmek, Çin’den mali destek bulabilirse kolay olmayabilir. AB ve NATO arasındaki karar alma süreçlerinin daha hızlı ve esnek hale gelmesi şart. Yolsuzlukla mücadele mekanizmaları da önemli, ancak Ukrayna ve Kremlin’in, “bu para bir şekilde gelecek” inancını sarsmamalı.
Avrupa kendi gücünün farkına varmalı. Askerî bütçesi Rusya’nın dört katı, ekonomisi on katı büyüklüğünde. Kremlin’le finansal bir güç savaşından kaçınmak yerine, Avrupa bu mücadeleyi kucaklamalı — ve kazanmalı.






