Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa liderlerini, ülkesinin nükleer cephaneliğinin gelecekteki Rus saldırganlığına karşı nasıl bir caydırıcı unsur olarak kullanılabileceğini tartışmaya davet etti. Ancak müttefikleri, Fransa’nın bu gücü paylaşma konusunda getirebileceği sınırlamalardan memnun olmayabilir.
ABD’nin Avrupa’daki Nükleer Rolü ve Alternatif Arayışları
Donald Trump’ın NATO’yu zayıflatmaya yönelik söylemleri ve ABD’nin Avrupa’daki güvenlik garantörlüğünden çekilebileceği yönündeki tehditleri, Avrupa’da alternatif güvenlik çözümlerini gündeme getirdi. Almanya ve Polonya liderleri, Fransa ve İngiltere’nin nükleer caydırıcılığının genişletilip genişletilemeyeceğini tartışmaya açtı.
Fransa’nın Nükleer Kapasitesi Yeterli mi?
Macron, Avrupa’nın nükleer güvenliği için stratejik bir tartışma başlatabileceğini söyledi. Ancak Fransa’nın yaklaşık 300 savaş başlığından oluşan cephaneliği, Rusya’nın 5.580 savaş başlığına karşı oldukça küçük kalıyor. Ayrıca Fransa, ABD ve Rusya gibi taktik nükleer silahlara sahip değil ve daha sınırlı bir kademeli tırmanma stratejisine sahip.
İngiltere ve NATO Faktörü
İngiltere’nin 260 savaş başlığı taşıyan denizaltı tabanlı nükleer caydırıcılığı NATO’ya entegre olmuş durumda.Ancak Fransa, bağımsız bir nükleer strateji izliyor ve NATO’nun Nükleer Planlama Grubu’na katılmıyor.
Bazı uzmanlar, Fransa’nın NATO’nun nükleer planlamasına katılmasının, Avrupa’nın kolektif caydırıcılığını güçlendirebileceğini savunuyor. Bu, Rusya’ya karşı net bir mesaj verilmesini sağlayabilir ve ABD’nin geri çekilme ihtimaline karşı Avrupa’nın güçlü kalacağını gösterebilir.
Olası Senaryolar ve Gelecek Adımlar
Fransa’nın Avrupa için nükleer güvenlik taahhüdünü genişletmesi için bazı alternatif yollar öne çıkıyor:
- Fransa’nın nükleer doktrinini daha açık şekilde tanımlaması, müttefiklerine güven vermesi açısından önemli olabilir.
- İngiltere ile 1995’te yapılan ve iki ülkenin “hayati çıkarlarının birbirine bağlı olduğunu” vurgulayan Chequers Deklarasyonu gibi yeni anlaşmalar gündeme gelebilir.
- Fransa’nın müttefik ülkelerle daha fazla ortak nükleer tatbikat yapması ve NATO ile daha fazla koordinasyon içinde olması, caydırıcılığı artırabilir.
Ancak uzmanlar, Avrupa’nın ABD’nin nükleer şemsiyesini birebir kopyalamak yerine kendine özgü bir caydırıcılık modeli geliştirmesi gerektiğini savunuyor. Eğer ABD gerçekten Avrupa’dan çekilirse, kıtanın kendi nükleer stratejisini köklü bir şekilde yeniden değerlendirmesi kaçınılmaz olabilir.
