BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Amerika’da enflasyon yeniden yükselişe geçerken, Asya’nın büyük bölümü adeta soğuk rüzgârlar altında. Japonya ve Bangladeş gibi birkaç sıcak noktayı bir kenara bırakırsak, kıtanın en büyük on ekonomisinde ortalama enflasyon yalnızca %1,3. Çin ve Tayland’da tüketici fiyatları düpedüz geriledi. Filipinler gibi diğer ülkeler de deflasyona yakın. Enflasyona meyilli Hindistan’da bile fiyatlar temmuz itibarıyla yıllık sadece %1,6 arttı; bu, 2017’den beri görülen en yavaş artış. Bazı ekonomilerde enflasyon hedef aralıklarında olsa da, beş ülkede artık bunun altına düşmüş durumda ve hedefi tutturan ülkelerde bile gidişat disinflasyon yönünde.
Bunun sebebi Trump’ın tarifeleri gibi görünebilir. Teoride, bu vergiler Asya’ya bir talep şoku yaşatmalı, hem ihracat fiyatlarını hem de üretimi düşürmeliydi. Fakat son aylarda olan bu değil. Tam tersine, şirketler tarifeler yürürlüğe girmeden önce sevkiyatlarını öne çekti ve böylece birçok Asya ülkesinin Amerika’ya ihracatı arttı. Ayrıca Asya’da enflasyonun kaybolması Trump’ın 2024’te yeniden seçilmesinden önce, geçen yılın ikinci yarısında başlamıştı. Yani tarifeler gelecekte fiyatları aşağı çekebilir, ama son bir yılı açıklamıyor.

Asıl nedenlerden biri Çin’in aşırı kapasitesi. Bu durum Çin içinde deflasyonu kalıcı hale getirdi, aynı zamanda bölgeye de baskı yaptı: 2022’den beri Çin’in ihracat fiyat endeksi %15 geriledi, ama ihracat miktarı arttı. Bu etki küresel olsa da en çok Asya’yı vurdu. Aynı dönemde Çin’in gelişen Asya ülkeleriyle mal ticareti fazlası neredeyse ikiye katlandı. Tayland’da ucuz Çinli modellerin pazarı ele geçirmesiyle araba fiyatları bir yılda %6 düştü. Çinli akıllı telefon üreticilerinin rekabeti Vietnam ve Singapur’da fiyatları aşağı çekti.
Emtia piyasaları da (özellikle yakıt ve gıda) soğutucu bir etki yaptı. OPEC ve müttefiklerinin üretimi artırma kararı petrol fiyatlarını baskıladı. Ukrayna savaşı ve sıcak havaların hasatları vurması yüzünden yıllardır yüksek seyreden gıda enflasyonu da geriledi. Daha 2024’te Asya’nın en büyük on ekonomisinde ortalama gıda enflasyonu %5’ti. Temmuz’da bu oran %1’e indi. Bu düşüş yalnızca baz etkisinden kaynaklanmıyor. Çin’de domuz bolluğu domuz eti fiyatlarını deflasyona sürükledi; yetkililer sürüleri 1 milyon baş azaltma sözü verdi.
Buna ek olarak birçok Asya ülkesinde talep zayıf. Güney Kore gibi bazıları iş döngüsü resesyonu yaşıyor. Endonezya gibi bazılarında ise yapısal sorunlar talebi sınırlıyor; rekabet gücü azalan imalat sektörü işçi çıkarıyor ve bu da tüketici güvenini zedeliyor.
Ücret artışı da yavaşlıyor. Pantheon Macroeconomics’ten Miguel Chanco’nun belirttiğine göre birçok ülkede işgücü arzı arttığı için ücretler baskı altında. Filipinler’de işgücüne katılım yükseldi, Hindistan, Endonezya ve Malezya’da rekor kırıldı. 2022’deki küresel enflasyon dalgasını acı şekilde yaşayan haneler daha çok kişinin çalışmasına yol açmış olabilir. Asya’nın merkez bankaları da aynı travmayı tekrar yaşamaktan çekiniyor. Economist Intelligence Unit’ten Alex Holmes’un dediğine göre, genel olarak para politikaları talep risklerine göre fazla sıkı.
Trump’ın tarifeleri düşük enflasyon eğilimini pekiştirecek gibi. Çünkü Asya’nın ihracatına yönelik Amerikan talebini törpülerken, ülkeleri yeni pazar arayışına zorlayacak. Bu da fiyat kırma yarışını tetikleyebilir. Son yıllarda hayat pahalılığı şoklarıyla boğuşan tüketiciler için fiyatların düşmesi ilk bakışta iyi haber gibi görünebilir. Ancak gerçekte bu, Asya ekonomilerinin zayıf sağlığının işareti.