

İklim değişikliği artık yalnızca çevresel değil, ekonomik krizlerin de tetikleyicisi. Barcelona Supercomputing Center liderliğinde yürütülen yeni bir araştırma, dünya genelinde aşırı hava olaylarının kısa vadeli gıda fiyatlarında sert artışlara yol açtığını ortaya koydu.
İngiltere’de patates, Hindistan’da soğan gibi temel ürünler, son dönemde sıcak hava dalgaları, seller ve kuraklık gibi iklim kaynaklı krizler nedeniyle ani fiyat sıçramaları yaşadı. Bu artışların çoğu, şimdiye kadar ‘eşi benzeri görülmemiş’ hava koşullarının bir sonucu.
Daha önceki çalışmalar, yüksek sıcaklıkların tarımsal verimi düşürerek uzun vadede gıda enflasyonunu artırdığını gösteriyordu. Ancak bu yeni araştırma, bazı temel gıdaların fiyatlarının, ekstrem hava olaylarının ardından birkaç hafta içinde sert biçimde yükseldiğini gösteriyor. Bu durum, yalnızca arz kıtlığı değil, aynı zamanda ani ve bölgesel şokların enflasyonu tetiklediğini kanıtlıyor.
Özellikle Hindistan’ın Siliguri kentinde, yol kenarlarında satılan soğan, patates, zencefil ve sarımsak gibi ürünlerde gözle görülür fiyat sıçramaları yaşandığı belirtiliyor.
Araştırma kapsamında paylaşılan grafiklerde, hava koşullarının tarihsel yüzdelikleriyle birlikte, çeşitli ülkelerdeki belirli gıdaların kısa sürede nasıl fiyatlandığı gösteriliyor. Bu grafikler, örneğin bir bölgedeki ısı dalgası yaşandığında patates ya da soğan gibi ürünlerin nasıl ani fiyat artışına uğradığını açıkça ortaya koyuyor.
Bilim insanları, iklim krizinin derinleşmesiyle bu tür fiyat dalgalanmalarının daha sık ve daha keskin yaşanacağı konusunda uyarıyor. Özellikle altyapısı zayıf, ithalata bağımlı ya da tarımda iklim değişikliğine dirençsiz ülkelerde bu dalgalanmalar, hem yoksulluk hem de sosyal huzursuzluk risklerini artırabilir.
Barcelona Supercomputing Center araştırmacıları şu ifadeye yer verdi:
“İklim değişikliği nedeniyle artık sadece genel enflasyondan değil, bazı gıda maddelerinde aniden ortaya çıkan fiyat şoklarından da söz etmek zorundayız. Bu yeni bir ekonomik kırılganlık türüdür.”
Bu bulgular, gıda güvenliğinin yalnızca üretim miktarıyla değil, iklim esnekliği ve erken uyarı sistemleriyle doğrudan bağlantılı hale geldiğini gösteriyor.
Türkiye gibi tarımda iklim risklerine açık ülkeler, bu dalgalanmalardan doğrudan etkilenebilir. Uzmanlar, gıda zincirlerinde erken müdahale, bölgesel soğutma ve stok yönetimi gibi önlemlerin giderek daha kritik hale geldiğini vurguluyor.
İ
