BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Emtia piyasaları aldatıcı şekilde basit görünür. Tahvil veya hisse senetlerinden farklı olarak, ham madde fiyatları sanki sadece arz miktarına göre hareket ediyor gibidir—bilanço kalemlerindeki karmaşık verileri unutun. Bir emtianın arzı azaldığında fiyat yükselir; arz arttığında ise düşer. Stoklar, şoklara karşı tampon görevi görür: düşük olduklarında fiyatlar daha fazla oynar, yüksek olduklarında ise daha az.
Sorun şu ki, arz şokları hiçbir zaman ilk heyecana layık çıkmaz. Örneğin lityumu ele alalım. Temmuz sonunda, başlıca elektrikli araç (EV) bataryalarında kullanılan bu beyaz metal sıkıcı görünüyordu. Bir yılı aşkın süredir devam eden küresel bolluk, en çok işlem gören form olan lityum karbonatın spot fiyatlarını ton başına yaklaşık 10.000 dolar seviyesinde tutuyordu—birkaç yıl önceki zirvelerinin %90 altında. Üstelik yaz mevsimiydi, yatırımcılar sıkılmıştı.
Ağustos başında Çin hükümeti Jianxiawo adlı büyük bir lityum madenini ruhsat süresi dolduğu için kapatınca yatırımcılar canlandı. Kısa süre içinde başka madenlerde de ruhsat sorunları olduğu ortaya çıktı. Yatırımcılar heyecanlandı: Çin nihayet aşırı üretimle boğuşan bir sektörde kapasiteyi kısıyor muydu? Lityum fiyatları %8’den fazla yükseldi; Çin dışındaki lityum madencilerinin hisseleri %5 ile %30 arasında arttı. Ancak fiyatlar kısa sürede yeniden düştü. Çoğu, Jianxiawo hâlâ kapalı olmasına rağmen, başladıkları seviyelere geri döndü.
Nedenini anlamak için 2022’ye dönmek gerekir. O yıl lityum spot fiyatları 80.000 doları aşarak rekor kırmıştı. Aşırı heyecanlı analistlere göre bu yükseliş, dünyanın benzinli araçlarının elektriklilerle değiştirileceği durdurulamaz kampanyanın sonucuydu. Bu yüzden fiyatların uzun yıllar boyunca yüksek kalacağı öngörülüyordu. Oysa Panmure Liberum bankasından Tom Price’a göre, bu yükseliş aslında bir defalık bir harekettir; geleneksel otomobil üreticilerinin EV üretmeye başlamasıyla tetiklenmiştir. Çoğu lityum çok yıllı sözleşmelerle satılsa da, bu üreticiler ve batarya tedarikçileri ince spot piyasasına hücum ederek fiyat hareketlerini abartmıştı.
Ancak kısa süre içinde herkes stoklarını doldurdu. Covid sonrası tüketim patlaması bitince EV satışlarının büyüme hızı da düştü. Lityum talebi buna paralel olarak azalınca fiyatlar çöktü. Piyasayı yeniden canlandırabilecek tek unsur arz şoku olabilirdi. Nitekim öyle oldu: Çinli yetkililerin Jianxiawo madenini kapatması, küresel lityum arzını %3’e kadar azaltmış olabilir. Fakat Benchmark Minerals’tan Adam Megginson’a göre, kapalı kalsa bile küresel piyasa 2025’i fazlayla kapatacak. Ayrıca Çin’in üretimi kısmayı planladığına dair yeni kanıt yok. 29 Ağustos’ta Jiangxi’de küçük bir maden ruhsatını yenileyince fiyatlar düştü.
Lityum, daha geniş bir gerçeği gösteriyor: Emtia piyasalarında arz şokları genellikle sağlam bir yatırım temeli değildir. Çünkü bu şoklara yol açan kararlar çoğu zaman politiktir ve hızlı, öngörülemez biçimde geri alınabilir. Temmuz başında Donald Trump, Amerika’nın bakır arzının yarısını oluşturan ithalata %50 vergi koyacağını söyleyince fiyatlar ülkenin ana emtia borsasında rekor kırdı. Ancak Temmuz sonunda Başkan, bakır cevheri ve rafine bakır dahil ham maddeleri vergiden muaf tuttu. Fiyatlar çöktü.
Üstelik arz sorunları genellikle çabuk çözülür. Rafineriler onarılır, madenler yeniden açılır. Önemli su yolları tıkandığında, Husi füzelerinin hedef aldığı Kızıldeniz’de olduğu gibi, tankerler yeni rotalara yönelir. Yeni arz da çoğu zaman hızlıca devreye sokulabilir. Covid-19 salgınında kapanmalar enerji ve inşaat malzemeleri talebini düşürünce üreticiler arzı kısmıştı. Kapanmalar sona erdiğinde ve talep toparlandığında, arz geride kalınca fiyatlar sıçradı. Analistler hemen yeni bir emtia süper döngüsü ilan ettiler ama kısa süre sonra arz yeniden arttı, yükseliş bitti.
Bazı arz şokları uzun sürse de etkileri hızla kaybolabilir, çünkü yüksek fiyatlar talebi azaltır. Şubat ayında, dünyanın kobaltının %70’ini sağlayan Demokratik Kongo Cumhuriyeti ihracatı dört ay boyunca durdurdu. Yasağı Eylül’e kadar uzattı ve kobalt fiyatları fırladı. Ama yakında yeniden düşebilir ve düşük seviyelerde kalabilir. Çünkü otomobil üreticileri olası tekrarları düşünerek çok daha az kobalt kullanan, hatta hiç kobalt içermeyen bataryalara yöneliyor.
Emtia yükselişlerinin tek sağlam temeli, talepte yapısal değişimlerdir. Bunun dışında kalan söylemler çoğu zaman yatırımcıları yanıltmaktan öteye gitmez.