Trump, “Trump Gold Card” ve “Trump Platinum Card” adlı iki yeni programı resmen başlattı; her ikisi de yüksek katkı ödemeleriyle hızlandırılmış ABD erişimi sunuyor. Gold Card, 1 milyon dolar katkı ve ...
Trump, “Trump Gold Card” ve “Trump Platinum Card” adlı iki yeni programı resmen başlattı; her ikisi de yüksek katkı ödemeleriyle hızlandırılmış ABD erişimi sunuyor. Gold Card, 1 milyon dolar katkı ve DHS güvenlik taraması sonrası “rekor sürede ABD oturumu” vaat ediyor; Platinum Card ise 5 milyon dolar karşılığında yılda 270 güne kadar ABD’de bulunup ABD dışı gelirlerde vergi muafiyeti sağlıyor. Trump bu modeli “Amerika’da yaşamın kilidini açmanın yolu” olarak tanımladı; ekonomi çevreleri programı sermaye çekme hamlesi ile vergi tabanı tartışmalarının kesişiminde okuyor.
ABD Başkanı Donald Trump, ülkeye sermaye girişini artırmayı hedefleyen iki yeni programı duyurdu: “Trump Gold Card” ve “Trump Platinum Card”. Açıklamaya göre Gold Card, İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) taramasının ardından 1 milyon dolarlık katkı yapan kişilere “rekor sürede ABD oturma izni” sağlıyor. Daha üst segmentte yer alan Platinum Card ise 5 milyon dolar katkı ile sahibine yılda 270 güne kadar ABD’de kalabilme ve bu süre zarfında ABD dışındaki gelirlerine vergi uygulanmaması imkânı veriyor.
Trump bu sistemi, “Amerika’daki hayatın kilidini açmanın yolu” olarak tanımladı. Program, göç politikası, vergi tabanı ve sermaye çekme stratejisinin aynı pakette kurgulanması nedeniyle ekonomi ve hukuk çevrelerinde ciddi tartışma yaratmış durumda. Destekçiler bunu yüksek net servetli bireyleri ABD’ye yönelten agresif bir sermaye çekme aracı olarak görürken, eleştiriler vergi istisnalarının gelir dağılımını ve bütçe dengesini nasıl etkileyeceğine odaklanıyor.
2026 seçim iklimine girilirken, Trump’ın bu hamlesi “siyaset + sermaye erişimi” denkleminde yeni bir dönemin sinyali olarak yorumlanıyor.
