BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Trump’ın Adalet Bakanlığı intikam sahnesine dönüyor
Bir savunma avukatının yıllar önce söylediği o ünlü söz hatırlatılıyor:
“Amerika’da herkes potansiyel suçludur.”
Harvey Silverglate’in bu iddiasına göre federal yasalar o kadar belirsizdir ki, insanlar farkında bile olmadan bir noktada kanunu çiğner. Böyle bir ortamda, hırslı bir savcı isterse neredeyse herkese dava açabilir — tıpkı Stalin dönemindeki şu sözde olduğu gibi:
“Bana insanı göster, ben de sana suçunu göstereyim.”
Şimdi bu söz, Donald Trump yönetimindeki Adalet Bakanlığı (DoJ) için rahatsız edici biçimde gerçek oluyor.
Trump’ın hedefinde Letitia James
9 Ekim’de büyük jüri, New York Başsavcısı Letitia James’i iki ağır suçla itham etti. Suçlama, bir konut kredisi başvurusundaki yalan beyan iddiasına dayanıyor.
Bu, Trump’a muhalif isimlere yöneltilen ikinci büyük dava: kısa süre önce eski FBI Direktörü James Comey de yemin altında yanlış ifade vermekle suçlanmıştı.
Trump her iki ismin de soruşturulmasını istemiş, hatta “fazla yavaş davranan” savcılara hızlanmaları talimatını vermişti.
Böylece, Adalet Bakanlığı giderek başkanın kişisel intikam aracına dönüşüyor.
Trump’ın James’e kini eskiye dayanıyor.
James, Trump’ın emlak şirketinde dolandırıcılık yaptığı gerekçesiyle açtığı davayı kazanmış, mahkeme 500 milyon dolara yakın ceza kesmişti.
Karar temyizde bozuldu ama “dolandırıcılık” tespiti geçerliliğini koruyor.
Trump ise davayı “bana yapılan bir sahtekârlık” diye nitelendirmiş, James için “canavar” ifadesini kullanmıştı.
Zayıf temelli bir dava mı?
Savcılar şimdi James’in Virginia’daki bir mülk için kredi alırken “ikinci konutum” yalanını söylediğini, aslında evi kiraya verdiğini iddia ediyor.
Bu sayede daha düşük faiz oranı aldığı ileri sürülüyor.
Ancak bu tür davalarda hem niyetin hem de beyanın “maddi etkisinin” kanıtlanması gerekir — yani banka, gerçeği bilseydi krediyi vermezdi.
Bu da son derece yüksek bir ispat eşiği.
James suçlamaları “asılsız” olarak nitelendirdi.
Hatta bazı kariyer savcıların da davaya itiraz ettiği bildirildi.
Dosyayı yöneten başsavcı yardımcısı, “bu dava düşürülmeli” diyerek istifa etti.
James’in avukatları, soruşturmanın Trump yanlısı iki isim — Ed Martin ve Bill Pulte — tarafından yönlendirildiğini öne sürüyor.
Martin, geçtiğimiz ağustosta James’in evinin önünde “Columbo tarzı” bir trençkotla poz verip sosyal medyada paylaşmıştı.
Siyasi rövanş döngüsü
Trump’ın gerekçesi basit: “Onlar başlattı.”
Biden döneminde DoJ, Trump’ı iki kez; Demokrat eyalet savcıları da iki kez daha iddianameyle suçladı.
James’in sivil davası da bunlara eklendi.
Bazı dosyalar, örneğin “porno yıldızına sus payı” davası, zayıf hukuki temellere dayanıyordu — bu da Trump’ın “adalet siyasallaştı” söylemini güçlendirdi.
Şimdi tablo tersine döndü.
Trump açıkça “intikam” arıyor.
Ancak Letitia James ve Comey’e yönelik davalar da aynı derecede siyasi ve zayıf görünüyor.
Bu süreç, Adalet Bakanlığı’nda etik gerekçelerle istifa eden savcıların sayısını artırıyor; yerlerine partizan ya da deneyimsiz isimler geliyor.
Sonsuz misilleme riski
Bu gidişat, Amerika’da “siyasi misilleme döngüsünü” başlatabilir.
Bir sonraki Demokrat başkan, Trump’ın müttefiklerini hedef alabilir.
Virginia Üniversitesi’nden Saikrishna Prakash’ın dediği gibi:
“Her iki taraf da acıyı hissetmeden ateş sönmeyecek. Belki de daha da kötüleşmesi gerekiyor ki iyileşme başlasın.”
Son fren: Jüriler ve yargıçlar
Yine de sistemde bazı frenler kaldı.
Chicago, Los Angeles ve Washington’daki jüri heyetleri, zayıf dosyaları reddederek savcılara dur dedi.
Jüri suçlama kararı için yalnızca “makul şüphe” ararken bile bunu yapmaları, dosyaların ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor.
James veya Comey’ye karşı açılan davalarda mahkûmiyet için jüri, “makul şüpheye yer bırakmayacak şekilde” oybirliğiyle suçlu bulmak zorunda.
Bazı savcıların bile şüpheleri varsa, bu hedefe ulaşmak zor.
Eğer davalar düşerse, Trump’ın “intikam kampanyası” hukuki değil, siyasi şov olarak kalacak — tıpkı onun yıllardır açtığı onlarca “nuisance” davası gibi:
karşı tarafı yıprat, kazanmasan da süründür.