BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Çin ile Amerika arasındaki ticaret şimdiden düşüşte
Beş yıl önce pandemi küresel ekonomiyi kapattığında, telaş içindeki ekonomistler kapanmayı gerçek zamanlı izlemek için mobilite verileri, restoran ve sinema rezervasyonları gibi yeni yöntemlere yönelmişti. Bugün ise dünya, Donald Trump’ın Çin ithalatına uyguladığı sert tarifelerin verdiği zararı ölçmeye çalışıyor ve yorumcular yine yenilikçi tekniklere başvuruyor. Bulgular, dünyanın en büyük ekonomisinin henüz sarsılmadığını gösteriyor. Ancak fırtına yaklaşıyor.
Trump’ın pek çok tarifesinin 9 Nisan’da devreye girmesinden önce bile Amerikalı tüketiciler ve işletmelerin kaygılı olduğu anketlerle ortaya konmuştu. Dallas Federal Rezerv Şubesi tarafından yapılan bir ankete göre, üreticilerin çıktısı Nisan ayında rekor seviyede düştü. 30 Nisan’da açıklanan veriler ise Amerika’nın GSYİH’sinin yıllıklandırılmış bazda %0,3 oranında daraldığını gösterdi. Tarifeler yürürlüğe girmeden önce şirketler yabancı mallardan stok yapmaya yönelince ticaret açığı büyüdü.
Gerçek zamanlı veriler, ekonomistlerin sonrasını görmesini sağlıyor. Pandemi dönemine özgü birçok gösterge artık geçerli değil veya yayımlanmıyor. Ancak neyse ki küresel ticaret yakından izleniyor. Gemiler varışlarından haftalar önce yola çıkıyor, konumlarını uydulara bildiriyor ve taşıdıkları ürünlerin listesini paylaşıyor.
Bazı göstergeler ticaret savaşının sınırlı bir etkisi olduğunu düşündürebilir. 25 Nisan’da sona eren haftada, Çin’den gelen mallar için ana giriş kapısı olan Los Angeles ve Long Beach limanlarına 10 konteyner gemisi vardı ve bu gemiler toplamda 555.000 ton mal taşıyordu — bu miktar geçen yılla neredeyse aynı. Ancak gelen birçok gemi tarifeler başlamadan önce yola çıkmıştı.

Diğer göstergeler ise daha endişe verici. Veri firması Vizion’a göre, 14 Nisan haftasında Çin ile Amerika arasında yapılan yeni sefer rezervasyonları yıllık bazda %45 oranında düştü. “Blank sailing” olarak adlandırılan, bir limanın atlandığı ya da seferlerin azaltıldığı durumların oranı toplam seferlerin %40’ına çıktı. Fiyat verileri ise ticaret akışlarının yeniden şekillendiğini gösteriyor. Lojistik şirketi Freightos’a göre, son bir ayda Şanghay ile Los Angeles arasındaki konteyner taşımacılığı maliyeti konteyner başına yaklaşık 1.000 dolar azaldı.
Bu, firmaların tarifeler öncesi stok yapma sürecinden, tarifelerden tamamen kaçınmaya yöneldiklerini gösteriyor. Vietnam’dan Amerika’ya yapılan sevkiyatların fiyatı ise benzer oranda yükseldi; bu da ithalatçıların alternatif tedarikçiler aradığını gösteriyor.

Ticaret şoklarının ekonomiye yansıması zaman alır, bu da hasarın gerçek boyutunun henüz görülmediği anlamına geliyor. Şirketler bir süreliğine stoklarına güvenebilir; limanlara yakın yerlerdeki gümrük antrepolarına olan talep hızla artmış durumda. Firmaların çoğu, teorik olarak fiyatları artırmaları gerekirken, bunu yapmamayı tercih ediyor. Bunun nedeni önceden yapılmış sözleşmeler veya Trump fikrini değiştirirse müşteri ilişkilerini korumak istemeleri olabilir.
Diğer Asya ülkelerine uygulanacak en ağır tarifelere getirilen 90 günlük erteleme de ithalatçılara üretim zincirlerini yeniden düzenleme fırsatı sunuyor. Örneğin Apple, Amerikan pazarı için daha fazla iPhone’u Çin yerine Hindistan’dan tedarik etmeyi planlıyor.
Ancak tedarik zincirlerinin esnekliğinin sınırları var. Trump’ın ilk döneminde uyguladığı daha mütevazı tarifelere dair yapılan çalışmalar, bu maliyetlerin nihayetinde tamamen Amerikalı tüketicilere yansıtıldığını göstermişti. Alternatif tedarikçilerin bulunması ise yaklaşık bir yıl almıştı. Lojistik danışmanlığı şirketi Xeneta’dan Peter Sand, Trump’ın tutarsız politikalarının, pandemiden Süveyş Kanalı tıkanıklığına ve Kızıldeniz’deki Husi saldırılarına kadar yaşanan onca soruna rağmen, nakliye firmalarını hazırlıksız yakaladığını söylüyor. En ağır tarifeler iptal edilse bile, bu belirsizlik ticaret ve genel ekonomi üzerinde olumsuz etki yaratacak. Zamanında kalkamayan gemiler gecikmeli varacak ya da hiç varamayacak. Stoklar tükenecek. Pek çok firma yatırım ve işe alım planlarını dondurmuş durumda ve bunları yeniden başlatmakta yavaş davranabilirler.
Peki bu ekonomik maliyetler hızlı bir siyasi hesaplaşmaya yol açabilir mi? Serbest ticareti savunanlar bu konuda umutluysa hayal kırıklığına uğrayabilir. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) David Autor ve çalışma arkadaşlarının yeni bir makalesine göre, Trump’ın ilk dönemindeki tarifelerden en çok zarar gören bölgeler, sonrasında daha fazla Cumhuriyetçi eğilim göstermeye başladı. Araştırmacılar, seçmenlerin maliyetlerine rağmen Çin’le “hesaplaşmanın” önemli olduğuna inandığını öne sürüyor. Amerika henüz kendi kendine yarattığı bir ticaret fırtınasından acı çekmiyor. Ama nakliye tahmini iyi görünmüyor.
Kaynak: The Economist