Enflasyona göre düzeltilmiş fiyatıyla altın, 1980’deki tarihi zirvesini aşarak yeni bir rekor kırdı. Bloomberg verilerinin yer aldığı grafik, piyasada “altında yeni bir sürecin başlangıcı mı, yoksa zirve sonrası düzeltme mi?” tartışmasını yeniden alevlendirdi.
Paylaşım, İş Portföy Genel Müdür Yardımcısı Şant Manukyan’ın sosyal medya hesabından geldi. Manukyan, altının reel fiyatlarla 1980’i geçmesinin önemine dikkat çekerek yatırımcıların bu kırılmayı “uzun vadeli trendin teyidi” olarak görmesi gerektiğini not düştü. Ancak kısa vadede sert dalgalanmaların da gündeme gelebileceğini vurguladı.

Neden Önemli?
1980 zirvesi, altın için reel bazda neredeyse kırılmaz kabul edilen bir dirençti. O dönem Paul Volcker’ın faiz hamleleriyle bastırılan enflasyon fiyatları tavan yaptırmıştı. Bugünse tablo farklı: ABD’nin 35 trilyon doları aşan borcu, jeopolitik riskler ve merkez bankalarının altın alımları piyasada yapısal bir destek yaratıyor.
Yeni Bir Başlangıç mı?
- Yapısal Destek: Fed’in faiz indirim döngüsüne yaklaşması, BRICS ülkelerinin altın rezervlerini artırması ve doların rezerv para statüsüne dair soru işaretleri.
- Kısa Vadeli Riskler: Rekor sonrası kâr realizasyonu, ABD tahvil faizlerinde olası yükseliş ve ETF çıkışları.
BSEkonomi Yorumu:
Altının enflasyondan arındırılmış fiyatla tarihi zirveyi geçmesi, sadece teknik bir gelişme değil; küresel ekonomi-politik dengelerin de yansıması. Uzun vadede boğa trendinin teyidi niteliğinde olsa da, kısa vadede volatilite kaçınılmaz.
Şant Manukyan’ın notu, yatırımcıya yol gösterici nitelikte: “Altın hikâyesi bitmedi, ama hız kesebilir.”