ABD’nin Kara Deliği Faiz Gideri:1,24 Trilyon Dolar

Son 12 ayda 1,24 trilyon dolarlık faiz ödemesi savunma ve sağlığı geride bıraktı; Sosyal Güvenlik’in ardından ikinci sıraya yerleşti.
Yükselen borç stoku ve yüksek faiz ortamı, Fed üzerinde “zorunlu gevşeme” baskısını artırıyor.

ABD federal maliyesi, artık borç maliyetinin belirlediği yeni bir rejime girmiş durumda. Hazine verileri, faiz giderlerinin son dört yılda iki katına çıktığını ve her toplanan 1 dolar verginin 24 centinin yalnızca borcun faizine gittiğini gösteriyor. Bu, yalnızca yüksek oranların değil, borç stokunun yapısal genişlemesinin sonucu.

Ekim 2025’te tek bir ayda ödenen 104,4 milyar dolar faiz, ABD tarihinde kaydedilen en yüksek seviye. Son 12 aylık toplam faiz yükü ise 1,24 trilyon dolara ulaşarak savunma ve sağlık bütçelerini geride bırakıp, Sosyal Güvenlik’ten sonra hükümet harcamalarının ikinci büyük kalemi hâline geldi. Bu tablo, federal bütçenin artık “faiz öncelikli bir devlet” görünümüne büründüğünü ortaya koyuyor.

Bu yükseliş sadece Hazine’nin bilançosunu zorlamıyor; Fed’in politika patikasını da yeniden tanımlıyor. Borç stokunun bu seviyede olduğu bir dönemde yüksek faizler mali sürdürülebilirliğe doğrudan tehdit oluşturuyor. Peterson Vakfı, faiz giderlerinin 2025 sonunda vergi gelirlerinin %18,4’üne ulaşacağını öngörüyor. Bu eğilim, Fed üzerindeki “erken indirime gitme” baskısını güçlendirirken, piyasalarda uzun vadeli faizlerin daha oynak bir zemine oturduğunu teyit ediyor.

Sonuç, Washington açısından net: Para politikasının artık yalnızca enflasyon hedefi yok; maliyet tarafında hükümetin dayanma kapasitesi de bir sınır oluşturuyor. Bu nedenle faiz patikasında atılacak her adım, hem bütçe dengesi hem küresel portföy akımları için kritik hâle geliyor.