Brüksel, AB çiftçilerini korumak amacıyla, yasaklı tarım ilaçlarıyla üretilen gıda ürünlerinin ithalatını engellemeye hazırlanıyor. Plan, ABD gibi büyük tarım üreticileriyle ticari gerilim yaratabilir.
Avrupa Komisyonu, önümüzdeki hafta yeni bir tarım ve ticaret politikası üzerinde anlaşmaya varmayı planlıyor. AB, kendi çiftçilerinin kullanmasına izin verilmeyen pestisitlerle yetiştirilen tarım ürünlerinin ithalatına kısıtlama getirmeyi hedefliyor. Bu adım, ABD’nin eski başkanı Donald Trump’ın “karşılıklı ticaret” yaklaşımına benzetiliyor.
ABD Tarımı Hedefte mi?
Yetkililere göre, AB’nin ilk hedefleri arasında ABD’nin yoğun olarak yetiştirdiği soya fasulyesi gibi tarım ürünleri bulunuyor. ABD’de kullanılan ancak AB’de yasaklı olan pestisitler, bu ürünlerin ithalatına engel teşkil edebilir.
Avrupa Komisyonu’nun Sağlık Komiseri Olivér Várhelyi, geçen ay verdiği bir röportajda, “AB’de yasaklanan herhangi bir madde, ithal edilen ürünlerde de yasaklanmalıdır” diyerek, çiftçilerin ve üye ülkelerin bu yönde net bir talebi olduğunu belirtti.
ABD tarafında ise Donald Trump, Avrupa Birliği’ni Amerikan ürünlerine kısıtlamalar getirmekle suçlamış ve bu durumu eleştirmişti. Trump, geçtiğimiz günlerde AB’nin 50 ABD eyaletinden 48’inin deniz ürünlerini ithal etmesini yasakladığını iddia etmiş ve misilleme tarifeleri uygulamakla tehdit etmişti.
Dünya Ticaret Örgütü Kurallarına Aykırı mı?
Avrupa Komisyonu, Fransa gibi bazı üye devletlerin uzun süredir talep ettiği “karşılıklı uygulama” politikasına mesafeli yaklaşıyordu. Bunun sebebi ise Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına aykırılık teşkil edebileceği endişesiydi. Ancak yeni plan, yalnızca bilimsel olarak tehlikeli olduğu kanıtlanmış pestisitleri hedef alacak.
AB, birçok pestisiti ekosisteme zarar verdiği gerekçesiyle yasaklamış olsa da, bazıları düşük dozlarda güvenli kabul ediliyor. Örneğin, ABD’de kullanılan ancak AB’de yasaklanan paraquat isimli herbisit, yeni düzenleme kapsamında ithal edilen ürünlerden çıkarılabilir.
Gıda Güvenliği ve Halk Sağlığı Öncelikli
Várhelyi, kanserojen, mutajen ve hormonal sistem bozucu pestisitleri içeren ithal ürünlere karşı kararlı olduklarını belirtti:
“Bilimsel olarak zararlı olduğu kanıtlanmışsa, bu ürünleri ithal etmemeliyiz.”
Bu kapsamda, Pesticide Action Network Europe adlı kampanya grubu tarafından yapılan bir araştırmaya göre, AB’ye ithal edilen bazı tarım ürünlerinde tehlikeli pestisit kalıntıları tespit edildi. Özellikle çay ve kahve, bu kalıntıların en sık görüldüğü ürünler arasında yer alıyor. Verilere göre:
- Çay numunelerinin %38’inde,
- Kahve numunelerinin %23’ünde,
- Hindistan’dan gelen ürünlerin %24’ünde,
- Çin’den gelen ürünlerin %17’sinde yasaklı pestisitler bulundu.
Bu pestisitler arasında arılar için toksik olan böcek ilaçları ve mantar öldürücü propikonazol gibi kimyasallar yer alıyor.
Hayvan Refahı Standartları da Artacak
AB’nin yeni tarım politikaları sadece pestisitleri değil, aynı zamanda hayvan refahı standartlarını da kapsayacak. Yeni ticaret anlaşmalarında, kümes hayvanlarının yaşam alanı, barınak temizliği ve hayvan sağlığı gibi kriterlerin sıkılaştırılması bekleniyor.
Yetkililer, bu düzenlemelerin kamuoyunun ticaret anlaşmalarına desteğini artıracağını düşünüyor. Geçmişte, çevresel kaygılar ve çiftçilerin rekabet edemeyeceği endişesi nedeniyle bazı ticaret anlaşmaları onaylanmamıştı.
Sonuç ve Olası Etkiler
AB’nin yeni ithalat yasağı planı, başta ABD olmak üzere büyük tarım üreticileriyle ticari gerilim yaratabilir. Eğer plan yürürlüğe girerse, AB tüketicileri için bazı tarım ürünlerinin fiyatlarında artış yaşanabilir. Öte yandan, halk sağlığını koruma ve AB çiftçilerinin rekabet gücünü artırma amacı taşıyan bu adım, sürdürülebilir tarım politikaları açısından önemli bir dönüm noktası olabilir.
Önümüzdeki Günlerde Neler Bekleniyor?
- AB Komisyonu, önümüzdeki hafta planın detaylarını açıklayacak.
- ABD ve diğer ticaret ortaklarından sert tepki gelebilir.
- DTÖ, AB’nin uygulamalarını incelemeye alabilir.
- Küresel tarım ticareti, yeni bir düzenleme sürecine girebilir.
AB’nin alacağı nihai karar, küresel tarım politikalarını etkileyebilecek nitelikte. Önümüzdeki günlerde Brüksel ve Washington hattında bu konunun tartışmaları hız kazanabilir.