
Avrupa Birliği, Rusya’nın Euroclear’da dondurulmuş 140 milyar euroluk rezervini Ukrayna’ya kredi olarak kullanma planı nedeniyle tarihi bir hukuki ve siyasi çatlağın içine girdi. Tartışma büyüyor; çünkü mesele sadece paranın nasıl kullanılacağı değil, ileride çıkacak dev bir tazminat riskinin kimin sırtına bineceği.
Hukuk gri bölgede: Müsadere değil ama çok benzer
Brüksel’in tasarladığı model “confiscation” yani doğrudan el koyma değil; teknik olarak, Rusya savaş tazminatı ödeyene kadar geri ödemesiz kredi formatı.
Ancak bu, uluslararası hukuk açısından mülkiyete el koymaya tehlikeli derecede yakın bir uygulama.
Bu nedenle AB içinde ciddi bir itiraz hattı oluşmuş durumda.
Belçika yalnız kalmak istemiyor
Euroclear’ın merkezi Brüksel’de. Bu, kritik bir hukuki sonuç doğuruyor:
Eğer Moskova ileride rezervlerini geri talep ederse, ilk sorumlu Belçika.
Belçika bu yükü tek başına üstlenmek istemiyor ve diğer AB üyelerinden garanti talep ediyor. Bu kez sahneye Avrupa Komisyonu çıkıyor.
Komisyon: “Garantiyi ECB versin.”
ECB: “Bu yasa dışıdır.”
Avrupa Komisyonu, riski paylaşmak için Avrupa Merkez Bankası’nın devreye girip garanti vermesini önerdi, ancak ECB bu talebi kesin bir dille reddetti.
ECB’nin red nedeni çok açık: Bu adım, doğrudan “borcun parasallaştırılması” anlamına gelir ve TFEU Madde 123’e aykırıdır.
Madde 123, ECB ve ulusal merkez bankalarının:
– Üye ülkelere kredi açmasını,
– Devlet tahvili alarak hükümetleri finanse etmesini,
– Devlet açıklarını kapatmasını
kesin biçimde yasaklıyor.
Dolayısıyla ECB’nin garantör olması mümkün değil. Avrupa Komisyonu hukuki sedde çarpmış durumda.
Peki Rusya parayı geri ister mi? Masadaki asıl risk burada başlıyor
Normal şartlarda büyük devletlerin dondurulmuş rezervlerini geri istemesi zordur.
Ancak tabloyu değiştiren kritik bir ihtimal var: Trump’ın barış planı.
Trump’ın Rusya-Ukrayna anlaşması için dillendirilen taslağında:
– Karşılıklı savaş suçlarının affı
– Tazminat yükümlülüklerinin kaldırılması
gibi maddeler olduğu iddia ediliyor.
Eğer böyle bir anlaşma yapılırsa:
– Rusya tazminat borcu doğmaz,
– AB’nin kullandığı “tazminat beklenene kadar kredi” hukuki zeminsiz kalır,
– Moskova 140 milyar euronun tamamını geri talep eder.
Bu durumda Belçika’nın ve dolaylı olarak AB’nin karşılaşacağı mali yük devasa olur.
Sonuç: Avrupa’nın önünde çözümü zor, riskli ve siyasi bir dosya duruyor
AB Ukrayna’yı fonlamak istiyor, ancak:
– Uluslararası hukuk sınırları,
– Euroclear’ın Belçika’daki hukuki sorumluluğu,
– ECB’nin kategorik reddi,
– ABD’de olası yönetim değişiminin yaratacağı jeopolitik belirsizlik
bu dosyayı tam anlamıyla “AB’nin elinde patlama riski taşıyan 140 milyar euroluk bir mayına” dönüştürüyor.
Bu nedenle tartışmanın yakın zamanda biteceği düşünülmüyor.
Aksine, Ukrayna savaşının gidişatına ve Washington’daki politik iklime bağlı olarak, Avrupa’nın önümüzdeki dönemde daha da sertleşecek bir karar aşamasına zorlanması bekleniyor.
