● ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Arjantin için hazırladığı milyarlarca dolarlık kurtarma paketi nedeniyle “Hazine’yi siyasallaştırmakla” eleştiriliyor.
● Eski hedge fon yöneticisi Bessent, Trump’ın politik çizgisi ile piyasa beklentileri arasında ince bir denge kurmayı başardı.
● Ancak doların zayıflığı ve yüksek enflasyon ortamında bu denge ne kadar sürdürülebilir, belirsizliğini koruyor.
2025’in başında Donald Trump yönetimi tarafından atanan Hazine Bakanı Scott Bessent, göreve geldiği günden bu yana Washington’un ekonomik rotasını yeniden şekillendiriyor. Finans çevrelerinden gelen “kurumun partizanlaştığı” eleştirilerine rağmen, Bessent kısa vadede hem Beyaz Saray’ı hem de piyasaları aynı anda memnun etmeyi başardı.
Arjantin için devreye sokulan 20 milyar dolarlık kurtarma paketi, bu yeni yaklaşımın en somut örneği. Program, döviz takas hatları ve devlet tahvili alımları gibi doğrudan müdahaleler içeriyor. Bu adımlar, ABD’nin küresel finans mimarisinde klasik diplomasiye dayalı kredilendirme anlayışından uzaklaşarak daha pragmatik ve politik bir çizgiye kaydığını gösteriyor.
Eleştirmenlere göre, bu model ABD Hazinesi’ni “tarafsız para otoritesi” olmaktan çıkarıp yürütmenin stratejik aracına dönüştürme riski taşıyor. Ancak Bessent’in savunusu net: “Piyasanın gerçeğiyle siyasetin gerçeği çatışmamalı, uyumlu olmalı.”
Piyasalar şimdilik bu yaklaşımı tolere ediyor. Ne Trump ne de yatırımcılar Bessent’e sırtını dönmüş durumda. Ancak doların zayıf seyri, enflasyonun hedefin üzerinde kalması ve kamu borcunun büyümesi, uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından soru işaretleri yaratıyor.
Bessent’in “siyaset ile piyasa arasında köprü kuran” modeli kısa vadede etkili görünse de, bu dengeyi sürdürmek giderek zorlaşacak. ABD Hazinesi, piyasalara güven veren geleneksel çizgisinden uzaklaştıkça, sistemin kurumsal omurgasında kırılmalar yaşanabilir. Bessent’in en büyük sınavı, bu kırılma yaşanmadan dengede kalmak olacak.






