Geçtiğimiz Cumartesi, ABD genelinde düzenlenen ve Donald Trump yönetimini “otoriter eğilimlerle” suçlayan “No Kings” adlı protestolar büyük yankı uyandırdı. Sadece New York, Chicago, Washington DC gibi büyük şehirlerde değil; 50 eyalet genelinde, küçük kasabalardan ciddi katılım alınarak gerçekleşti.
Örneğin New York Polisi, Times Square’den başlayan yürüyüşte yaklaşık 100.000 kişi katıldığını duyurdu.
Protestoların nedenleri ve katılımcı profili
Gösterilerde öne çıkan başlıca talepler ve endişeler şöyle:
- Katılımcılar, Trump yönetiminin özgürlükleri kısıtlayacağı, yasama ve yargı üzerinde yürütmenin etkisini artıracağı yönünde uyarıyor.
- Göçmen hakları, LGBT+ hakları, kadınların sağlık hakkı ve emniyet güçlerinin şehirler üzerindeki müdahalesi gibi konular protestoların ortak gündemleri arasında yer aldı.
- Gösterici kitlesi çeşitliliği dikkat çekiyor: çoğunluğu genç yetişkinler, öğrenciler, aileler; sokak protestoları veya yürüyüşlerin yanı sıra kostümlü katılım, bahçede oturma ve “honking” tarzı destek eylemleri de gözlemlendi.
Yönetimin tepkisi ve riskler
- Trump yönetimi, protestocuları sıklıkla “anti-Amerikan”, “ülkeye zarar veren” gibi ifadelerle tanımladı; bazı eyaletlerde Ulusal Muhafız birlikleri ve federal güçlerin konuşlandırılması gündeme geldi.
- Birkaç şehirde protestolar sırasında gerginlik yaşandı: Örneğin Portland’da federal göçmenlik bürosu (ICE) önünde göz yaşartıcı gaz kullanımı görüldü.
- Bu gösteriler, ABD iç siyaseti için ciddi bir işaret. Yoğun katılımın bir kısmı, halkın sadece politik değil kurumsal düzeyde de rahatsızlık taşıdığını işaret ediyor.
Ne anlam ifade ediyor?
- Bu protestolar sadece bir günlük eylemler olmaktan öte, istikrarlı bir toplumsal muhalefet hareketine dönüşüyor olabilir. Gelecek seçimler, bu tür kitlesel mobilizasyonların siyasi sonuçlarını test edecektir.
- Şehirlerin göçmen politikaları, emniyet güçlerinin kullanımı ve federal müdahaleler gibi alanlar daha yakından izlenecek. Özellikle yerel–federal çatışmaları haritalamak açısından önemli.
- Ulusal ve yerel düzeyde yöneticiler için bir uyarı niteliği taşıyor: vatandaşlar sadece güncel ekonomik ya da sosyal koşullardan değil, kurumların işleyişinden ve demokratik denge mekanizmalarının gücünden de memnun değil.






