• 6 Ocak baskınının perde arkası yeniden alevlendi: Capitol çevresine yerleştirilen boru bombalarının CIA ve Capitol Police koordinasyonuyla kurgulandığı iddia ediliyor.
• İddiayı gündeme taşıyan Cumhuriyetçi vekiller, FBI’ın dört yılı aşkın süredir delilleri gizlediğini söylüyor.
• Sorgulamalarda FBI Direktörü Wray ve ATF Başkanı Dettelbach “bilgimiz yok” yanıtı verdi — Washington’un duvarları yeniden titriyor.
Amerika yeniden kendi gölgesiyle hesaplaşıyor.
6 Ocak 2021’de ABD Kongre Binası basıldığında, olayın hemen öncesinde Demokrat ve Cumhuriyetçi parti merkezlerinin yakınına yerleştirilen iki boru bombası tespit edilmişti. Patlamadan etkisiz hale getirilen bu düzenekler o gün “ikinci bir saldırı planı” olarak kayda geçmişti. Ancak dört yıl sonra, bu bombaların kim tarafından konulduğu hâlâ belirsiz.
Ve şimdi, Washington’un en tartışmalı iddialarından biri yeniden gündemde:
Cumhuriyetçi vekiller, Capitol Police ve CIA’nin bu bombaları “önceden planlanmış bir provokasyon” kapsamında yerleştirdiğini; FBI’ın ise olayı örtbas ettiğini ileri sürülüyor.
Temsilciler Meclisi’nin oturumunda Cumhuriyetçi vekil [Marjorie Taylor Greene] ve birkaç isim, FBI Direktörü Christopher Wray, ATF Başkanı Steven Dettelbach ve FBI’ın Washington saha yöneticisi Steven D’Antuono’yu yemin altında sorguladı.
Sorular doğrudandı:
“Boru bombaları kimin tarafından yerleştirildiğini biliyor musunuz?”
“FBI bu görüntüleri neden kamuoyuna açıklamıyor?”
Her üç isim de “bilmiyoruz” veya “yorum yapamayız” cevabını verdi. Ancak sorgulama sırasında sunulan bazı belgeler, olay anında bölgede sivil kıyafetli federal ajanların bulunduğunu gösteriyor.
Cumhuriyetçiler, bombaların aslında CIA koordinasyonlu bir psikolojik operasyon olduğunu, amaçlarının Trump destekçilerini provoke ederek “kontrollü bir kaos” yaratmak olduğunu savunuyor.
FBI, bombaların yerleştirildiği anlara ait video kayıtlarını kamuoyuyla paylaşmadı. Ancak 2021’in Şubat ayında yayımlanan güvenlik kamerası görüntülerinde, kapüşonlu bir kişinin Demokrat Parti merkezinin yakınında el çantasıyla dolaştığı görülüyor.
Bu kişinin kimliği hâlâ belirlenemedi.
Cumhuriyetçi araştırmacılar, videonun “dijital olarak düzenlenmiş” olabileceğini öne sürüyor.
Ayrıca, bazı Capitol Police memurlarının olaydan saatler önce bölgeyi taradığı, ama bomba uyarısına rağmen bölgenin kapatılmadığı ortaya çıktı.
Bu durum, “önceden bilgi” şüphesini güçlendiriyor.
Bu teorinin merkezinde, Washington’daki güvenlik kurumlarının kendi içindeki yetki çatışması var.
CIA’nin iç operasyon yapması yasakken, eğer iddialar doğruysa, bu olay kurumsal sınırların tamamen aşıldığı anlamına geliyor.
FBI’ın sessizliği, “devletin devletten bilgi sakladığı” bir tabloyu andırıyor.
Cumhuriyetçi kaynaklara göre, olayın gerçek failleri ortaya çıkarsa, bu ABD güvenlik mimarisinin Soğuk Savaş sonrası en büyük skandalı haline gelebilir.
Bu tartışma sadece bir “komplo” değil; Amerikan devlet aygıtına duyulan güvenin çöküşünü gösteriyor.
6 Ocak, sadece bir isyan değil, bir bilgi savaşıydı.
Bir yanda “Trumpçılar demokrasiye saldırdı” anlatısı; diğer yanda “derin devlet kurgusu” iddiası.
Bu iki versiyon artık Washington’da yan yana değil, karşı karşıya duruyor.
Olayın arkasında CIA koordinasyonu varsa, Amerika kendi demokrasisine yönelik en büyük sabotajı bizzat kendisi yapmış demektir.
Ve eğer bu doğruysa, sadece Kongre değil, bütün sistem çökmüş olur.






